Sındırgılı Mustafa Oğuz Boz, Jeoloji mühendisi olduktan sonra Eczacıbaşı Seramik Fabrikasında çalışmaya başladı. Kısa zamanda yöneticiliğe yükselen Boz, işi gereği dünyanın pek çok ülkesine geziler yaptığı gibi Türkiye’de adım atmadığı il kalmadı. Emekli olduktan sonra Güney Kore’ye yerleşmeyi planlarken yine bir Uzakdoğu ülkesi olan Tayland’a yerleşti. Türkiye ile Tayland arasında gidip gelişleriyle adeta mekik dokuyan Boz, Tayland’daki yaşam koşulları ve sosyal hayatı POLİTİKA okurları için anlattı.

1-25

Mustafa Oğuz Boz kimdir?

Balıkesir’in Sındırgı İlçesinde 3 Kasım 1973 yılında dünyaya geldim. Babam İktisat mezunu olduğu için sık sık görev yeri değişiyordu. Atamalar nedeniyle öğrenim gördüğüm okullar bir hayli fazla oldu. Babam Balıkesir SEKA Fabrikasında çalıştıktan sonra Bilecik Bozüyük’de görevlendirildi. Bozüyük Atatürk İlkokulu’na başladım, İstanbul Pendik İlkokulu’ndan mezun oldum. Pendik Lisesi’nin orta bölümüne başladım, ikinci sınıftayken ayrıldım, tekrar Bozüyük’e döndüğümüz için ortaokulu Bozüyük Atatürk Ortaokulu’nda tamamladım. Bozüyük Lisesi’nden mezun oldum. Üniversite sınavlarında Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği bölümünü kazandım. 5 yıllık fakülteyi 8 senede bitirebildim. Jeoloji Mühendisliğini babamın köyü Emendere’de Kaolen ocağı olduğu için seçtim. Küçüklüğümde hayaller hep Kaolen ocağı üzerine kuruluydu. Babam 1993 yılında vefat edince hayaller de suya düştü. Askerlik sonrası Eczacıbaşı Seramik Fabrikasında Yapı Gereçleri Firmasında üretim uzmanı olarak işe başladım, uzman üretim şefi olarak görevi sürdürdüm. 2009 yılına dek üretimin çeşitli bölümlerinde yönetici olarak çalıştım. 2009’dan sonra kuzenim Adem Boz'un şirketinde birlikte danışmanlık hizmetleri üzerine işe koyulduk. Önce C sınıfı, ardından A sınıfı iş güvenliği uzmanı olarak hizmet verdim. Emeklilik yaşım gelir gelmez 2022’de emekli oldum. Hayalim Güney Kore’ye gitmekti, kuzenimin ısrarı ile birlikte Tayland’a gittik. O zamandan bu yana yılın belli zamanlarını ülkemde, belli bir zamanını da Tayland’da yaşıyorum.

2-17

Türkiye doğal güzellikleri ile dünyanın ilgisini çeker, “Cennet gibi ülke” deriz. Neden Türkiye değil, bir Avrupa, bir Afrika, bir Amerika ülkesi değil de Tayland?

Türkiye'de neredeyse her yeri gezdim. Gezmediğim, gitmediğim yer bir elin parmaklarının sayısını geçmez. Avrupa'da, İtalya, Fransa, Almanya, Belçika, Lüksemburg, Hollanda, Yunanistan ve aklınıza gelen diğer ülkeleri gezip gördüm. İtalya'ya, 4-5 kez hem iş, hem tatil için gittim. Kuzey Afrika'da Mısır'ı gezdim. Amerika'nın doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi, New York, Miami, Orlando, Kaliforniya, Las Vegas, Chicago gibi dünyanın tanıdığı şehirlere seyahat ettim. Benim açımdan gönlümce yaşayabileceğim yer İtalya’ydı. Türkiye’nin iklimine benzer iklimi, insan yapısı, yemekleri, içecekleri vardı. İnsanları karakteristik olarak bize çok yakındı. Tercihim İtalya’ydı ama çok kez görmüştüm. 2003 yılında Malezyalı bir kız ile nişanlanmıştım. Ailelerimiz birbirlerine gelip gittiler fakat talihsizlikler nedeniyle evlenemedik. Benim hayalim, çok merak ettiğim Kore'ye gitmekti. Kuzenimin oğlu ile beraber gitmek için öneride bulundum. Onun düşüncesi Tayland’a gitmekmiş. Bana seçenekleri anlattı. Kore için maliyet yüksek olunca mantıklı geldi, Kore’ye daha sonra gitme düşüncesi hasıl oldu. Önce Tayland’a gidip, sonra Kore'ye gitme fikri aklıma yattı ve biz birlikte Tayland’a gittik ve gidiş o gidiş oldu.

3-16

Tayland vize uygulamıyor mu? Oraya nasıl yerleştiniz?

Tayland’a gittiğinizde aldığınız vizenin üzerine bir ay vizesiz kalma hakkı veriyor. Her yıl iki kez gitmeye başladım. Bu yıl vizesiz kalış sürecini 2 aya çıkardılar. Her sene vizesiz kalış süresini tamamlayarak Türkiye’ye döndüm. Bu arada bir hanımefendiyle tanıştım. Arkadaş olmaya karar verdik. Onunla geçirdiğim zamanlarda emekli vizesi uygulaması olduğunu bir yıl boyunca kalma hakkı elde edeceğimi öğrendim. Emekli vizesine başvurdum. 2025 yılı Haziran ayında o vize onaylandı. Ülkede kalmak için tanınan haklar sayesinde yaşamımın bir bölümünü Türkiye’de bir bölümünü şirin ve güzel Uzakdoğu ülkesinde geçiriyorum. Tayland'ı, güneyinden kuzeyine, ana hatlarıyla gezdim. Bu geziş turizm şirketlerinin düzenlediği turlarla değil, bizzat kendi otomobilimle yaptığım gezilerle gerçekleşti. Gittiğim yerlerde kalmam, merak ettiklerimi öğrenmem gerekiyordu. Bağımsız geziler tercihim oldu. Tayland ekonomisi turizm üzerine kurulmuş. Sistem ekonomi ağırlıklı olduğu için en küçük köylerde bile Hostel tabir edilen konaklayacak mekanlar var. Fiyatları çok uygun. Düşünülenin tam aksine bu küçük işletmeler çok temiz ve yiyecek sorunu yok. Türkiye’de bir otelde konaklasanız, çıktığınızda lokanta ararsınız. Tayland'da lokanta aramıyorsunuz. Çünkü insanlar kahvaltılarını, öğle, akşam, ara yemeklerini dışarıda yiyorlar Tayland kültüründe mutfak yok gibi bir şey. Çoğu evde mutfağa giren yok. Dışarıdan satın alıp yiyorlar. İlk etapta duyan şaşırıyor. Tayland halkı açısından dışarıda yemek daha pratik oluyor. Siz yiyecekleri ister alıp yanınızda götürüyorsunuz, ister orada oturup karnınızı doyuruyorsunuz. Bu arada nişanlandığım Malezyalı kızdan 2007 yılında ayrıldım. Uzakdoğu gezilerimde turistlerin olduğu yerler yerine köy halkının yaşadığı beldeleri ziyaret ettim. Ben köy çocuğuyum. Babaannem vefat edinceye kadar tatilleri köyde geçirdim. Tarlada, bayırda, dere kenarında, köy hayatı bana her zaman için daha anlamlı geliyor. Çocukluğumdaki güzel hatıralar her köye gidişimde canlanıyordu. Gittiğim ülkelerde şehir merkezleri, yerine kırsal kesimi tercih ettim. Oradaki insanların nasıl yaşadıklarını görmek, iletişim kurmayı tercih ettim. Gerçek yaşam onlarda var. Köylerine gelenlere müşteri olarak değil, misafir gözüyle bakıyorlar. Daha sıcak, daha samimi ilişkiler kurabiliyorsunuz.

4-13

Uzak Doğu'yu da gezdiniz. Gezmediğiniz Avustralya ve Antarktika mı kaldı?

İnternette, üniversite öğrencilerinin kurduğu Viki diye bir uygulama var. Tüm dünya dillerinde anlaşılabilecek alt yazılı filmler var. Ben de “Köyden indim şehre” filmini yükleyip. İngilizce alt yazılılarını düzenlemiştim. Daha sonra profesyonelleştiler ve yalnız Kore, Japon, Çin dizilerini, filmlerini internet sayfasına koydular. O platformda İngilizce alt yazı çevirmeni olarak görev üstlendim. Bazı filmlere de Türkçe alt yazı yüklüyorum. Kore filmleri seyrede seyrede kültürlerine aşina oldum. Korelilerin yaşamlarında bize bir yakınlık var. Ataerkil gibi görünseler de evde büyükanne varsa büyükannenin sözü geçer. Baskın kadın evde adeta bir kraliçe gibidir. O ne derse o olur. Dışarıdan bakıldığında baba reistir ama evde annenin sözü geçer. Yaşam tarzları ya da coğrafi olarak dışarıdan bakıldığında farklıymış gibi görülse de çok benzerlikler var. Çinlilerde bizdeki gelenek gibi gelin ata bindirilip, ana baba evinden alınır, dolaştırılır ve yeni evine getirilir. Türkler de anayurtları Orta Asya'dan geliyor. Komşularımız onlar, savaştığımız, barıştığımız, seviştiğimiz Çinliler. Bazen biz onların topraklarını alıp yönetmişiz, bazen onlar bizim topraklarımızı alıp yönetmişler. Tarihçiler Çin Halkı için ne kadar Moğol dese de Bu ülkede Türklerden kalan bir şeyler var. Antarktika çok soğuk buzlarla kaplı, benim açımdan gezilecek bir yer değil. Avustralya’yı gezmeyi düşündüm fakat gitmek nasip olmadı.

5-11

Tayland’da Türkler için vize kolaylığı var mı? Gittiğinizde kuzeninizin evinde mi kalıyorsunuz? Tayland vatandaşlık vermiyor mu?

Önceleri kuzenimle birlikte kalıyorduk. Kız arkadaşımla tanışınca yollarımız ayrıldı. Bazen bayan arkadaşım Türkiye’ye geliyor, Türkiye’yi gezdiriyorum. Ben her yıl 2-3 kez gidiyorum. Özellikle 2023 yılından sonra uzun süreli kalmaya başladım. Vizede Türklere ayrıcalık var mı derseniz, pek bilmiyorum. Vizeniz dolsa bile 2 ay kalmaya izin veriyorlardı. Emekliler için alternatif çok. Uzun dönemli kalma seçenekleri sunuyor. Nonimmigrant denilen göçmen olmayan vatandaşlık istemediğiniz takdirde uzun süreli kalış vizeleri var. senelik vizeye başvurdum, ilginç rastlantılar araya girdi, İran’a saldırılar oldu, savaşlar var ve ben bu yıl turist vizesiyle girmek zorunda kaldım. Bazı ülkelerde 5 yıl ikamet edince vatandaşlık hakkı kazanıyorsunuz fakat Tayland vermiyor. Evli olsanız bile birer yıllık vizeler alıyorsunuz. Bir senelik vize alabilmeniz için bankada en az 400 bin Baht paranız olmalı. Bu rakam da Türk parasıyla 520 bin lira civarında. Tayland bankasında veya herhangi bir bankada bu miktarda paranız yoksa uzun süreli vize almak çok zor. Çünkü Tayland kendi vatandaşını koruyor. Daha ilginç yöntemleri var. Tayland vatandaşı olmayan hiç kimse marangozluk, rehberlik yapamaz. İsrailli bir turist grubu Samui'de kendi rehberlerini getirmişler, polis tarafından yakalanınca büyük sıkıntı çıkmış. Kendi vatandaşına iş yaratmaya çalışıyor. Bizdeki gibi orada da iş sorunu var. Kalifiye işçi bulmak zordur. Tayland’da yatırım yapabiliyorsunuz fakat yüzde 51 Taylandlı ortak bulmak zorundasınız. Yüzde 49 ile ortak şirket kurdunuz. Bir yabancıya karşılık dört Taylandlı çalıştırmak zorundasınız. Katı kuralları var. Dışarıdan gelen birisi kesinlikle müstakil ev alamaz. Tai vatandaşları dışında hiç kimseye arsa satılmıyor. Ev alacaksanız Kondo dedikleri sitelerde, apartmanlarda daire alabilirsiniz. Tayland hükümeti asla bir apartmanın yüzde 9’undan fazlasını yabancıya satmıyor O yüzde 9’da bir kişi için değil. Örnek vermek gerekirse 20 daireden oluşan bir apartmanın yalnız 9’u yabancılara satılabilir. Müstakil bir evim olsun dediğinizde satın alamıyorsunuz.

6-10

Tai dilini öğrendiniz mi?

Tai alfabesi 44 sessiz harften oluşan hece yazısıdır. Gerçekten zor bir dil. Birkaç kalıp tümce ezberledim. 18 ünlü 6 çift sesli harf vardır. Kadınlar ka, erkekler krap eki koyuyorlar. Tayland’da kalabilmenin diğer bir yolu dil kursuna gitmektir. Bu sayede 6 ay gibi uzun süreli vize alabiliyorsunuz. Ben de bir süre sonra bu kurslara gereksinim duyabilirim. Çünkü çevremde İngilizce bilen yok. Kız arkadaşımın ailesiyle konuşurken onun tercümanlığına mecbur kalıyorum. Karşılıklı konuşmanın hazzı, sıcaklığı daha başka oluyor. Uzakdoğu’da yazılar ve alfabeler birbirine çok benziyor olsa da Kamboçya'nın Vietnam'ın, Myanmar’ın, Çin ve Japonya’nın alfabeleri birbirinden farklı.

7-9

Tayland’da ne yenir ne içilir. Türk Mutfağına benzer yönleri var mı?

Uzakdoğu’nun kendine has bir mutfağı var. Ancak günümüz dünyasında her yerde Türk lokantası var. Bulamadıysanız yemek kültürümüze daha yakın Arap lokantası, Arap lokantası bulamadıysanız, Hint lokantası mutlaka bulursunuz. İtalyan, Fransız restoranlarını söylemeye gerek yok. English Pub türü yiyecek satan yerler fazlasıyla var ama ben Tayland yemeklerini yiyeceğim dediğinizde biraz sıkıntı. Türk usulü kahvaltı eskiden yoktu. Sabah kalktığınızda sofra kurulur, tarhana çorbası tepsinin üzerine konulur, çorbaya ekmek atılır, bir önceki akşamdan kalan kuru fasulye katıldıktan sonra iştahla kaşıklanırdı. Mevsimine göre kızartmalar yapılırdı. Tai mutfağında kahvaltı yok. İsimleri farklı farklı olan kendilerine öz yemekleri, sosları var. Pilav, ana yemekleri. Biz de un mamulleri neyse orada pirinç mamulleri odur. Pilavları bizim bildiğimiz anlamda değil, yağsız, tuzsuz, yapıyorlar. Yemeklerinde genellikle tuz kullanmıyorlar. Kızartma dedikleri şey bizim anladığımız anlamda kızartma değil. Sebze kızartıyorlar, en popüler olan lahana. Lahanayı parçalayıp tavaya koyuyorlar yağ yerine su kullanıyorlar. Bizce bu yaptıkları kızartma değil ama onlar kızartma olarak görüyor. Bizim yemek kültürümüze göre bu yemek yarı pişmiş yarı pişmemiş bir şey. Damak tadı olarak, harika diyebileceğimiz çok az yemekleri var. Temel ana yemeklerimizde, tuz, soğan, salça, yağ kullanırız, Tayland’da böyle bir olaya rastlayamazsınız. Yemeklerinde birbirlerinden çok farklı soslar kullanıyorlar.

10-8

Dünyada bazı ülkeler vardı, “Emekli maaşınızla çok rahat geçinirsiniz” deniliyordu. Tayland böyle bir yer mi?

Bundan 3 yıl öncesine kadar Türkiye'de emekli olup en düşük emekli maaşı alan biri Tayland’da rahatça geçinebilirdi. Tayland’a ilk gittiğimde 1 dolar almak için 35 Baht ödüyordunuz. Şimdi 32 Baht’a 1 dolar ediniyorsunuz. Enflasyon yok, olsa bile çok az. Kiraladığım evden 3 sene sonra ya da 10 sene sonra çıksam yine ilk kiraladığım gündeki parayı öderim. Adamlarda, sözleşme tarihi geldi, kiraya şu kadar zam yapayım düşüncesi yok. Çünkü enflasyon yok denecek kadar az. Her yerde olduğu gibi bir aracı olduğunda fazladan para veriyorsunuz. Direkt olarak ev sahipleriyle ilişkide olduğunuzda hiçbir sorun olmuyor. Benim şansıma ev sahibiyle direkt ilişkide bulunarak uygun fiyata çok güzel Bungalov ev kiraladım. İnternet, elektrik, su bedelini kirayla birlikte ödüyorsunuz. Bizdeki gibi devlete değil ev sahibine ödüyorsunuz. Ben 15 Bungalovu olan sitede 9 bin Baht kira ödüyorum.

11-10

Tayland ve Taylandlılara ait sizin en çok ilginizi çeken gelenek ya da yaşam tarzı nedir?

Uzak Doğu ülkelerinin kültürleri hem birbirlerine çok yakın, hem birbirlerinden çok uzak. Din işin içine girince kültürler maalesef bayağı bir bozuluyor. Malezya, Tayland, Endonezya birbirine daha yakın. Vietnam ya da Myanmar’a baktığınızda Çin'den daha fazla etkilenmiş. Din kaynaklı olarak Budizm etkisiyle dinsel anlamda ritüelleri birbirine yakın. Tayland’da, Endonezya'dan Malezya'dan gelen güney kesimlerinde, Puket'te Müslüman nüfus daha fazla ve Şafilerin yaşam tarzını görebiliyorsunuz. Kendi kültürlerindeki ritüeller hep din temalı. Cenneti koruyanlar, cennetin düşmanları ve onlarla savaşlar. İyi insan olma anlamında kıyafetler ve dans figürleri gerçekten izlenmeye değer. Dinsel ayinlerin dışında, jeoloji mühendisi olduğum için, dağlar, taşlar, tepeler, ormanlar, şehirden ziyade yapısal güzellikler, jeolojik yapılar dikkatimi çekmiştir.. Tropikal ülke olması sebebiyle dünyaca ünlü olan Puket, Fifi Adası, James Bond Adası gibi yerler, kireç taşlarının deformasyonuyla oluşmuş yapılar, mağaralar. Görsel olarak çok güzeller ve insanlara cazip geliyor, görmeye çalışıyorlar. Çok güzel tapınakları var. Fikren yakın olmasam da saygı duyulacak yapılar. Kuruluşları da bizim anlayışımızdan daha farklı. Kendi içlerinde yardımlaşma üzerine kurulu. Bizde Kur'an kursu olur, yaz tatillerinde birkaç ay çocuklar gönderilir, orada da çocuklarını tapınağa gönderiyorlar. Tapınakta rahiplerle beraber 3-4 ay yaşıyorlar böyle bir gelenekleri var. Turistik alanlarda her sarayda tapınak vardır. Müslümanlar olarak camiye gidip namaz kılıyoruz. Hristiyanlar pazar günleri kiliseye gidiyorlar. Doğumlarında vaftiz ediliyorlar. Dinlerindeki geleneklere göre tapınaklarda rahipler oluyor. Meditasyon açısından siz de ben de gidebilir onlarla beraber yaşayabiliriz. Ancak günlük dua anlamında ya da ibadet anlamında ritüellere baktığımızda gidip namaz kılıp çıkayım düşüncesi yok. 5 vakit ezan gibi veya kilisede Pazar ayinleri gibi herhangi bir zamanı yok. Ne zaman canları isterse o zaman gidiyorlar. Tam manasını çözmüş değilim ama tapınakların etrafında 3 kez dönme gelenekleri var. Dua ederek tapınağın kendileri açısından kutsal saydıkları bölümünde üç kez dönüyorlar. Farklı farklı dönemlerde tekrarlıyorlar. Toplumda, Budistlerden sonra en yoğun nüfus Müslümanlara aittir. Yüzde 10-12 civarında Müslüman var. Bazı şehirlerde sabah ezanıyla birlikte uyanıyorsunuz.

573551357 122151770186830394 19828412105307710 N

Youtube’de, internette, TV’lerde izlediğimiz gibi kırmızı noktalı sokaklar var mı? Açıkçası seks sokakları anlatıldığı gibi mi?

Kırmızı noktalı demeyelim; Orada ana turistik sokaklar var. O sokakların ana teması seks üzerine kurulu. Bizim bildiğimiz anlamda disko, barlar değil. Onlara pavyon bar diyelim. Oradaki pavyonda çalışan bayanları yanınıza çağırdığınız zaman içki ısmarlamak zorunda kalıyorsunuz. İçkiler normalden daha pahalıdır. Kadını dışarıya çıkartmak istiyorsanız işletme sahibiyle konuşur, belli bir para verip çıkarırsınız. Bu tür barların haricinde seks şovlarının olduğu ayrı yerler var. Burada yalnız Taylandlı kızlar değil, Ruslar, Amerikalı zenci kızlar, değişik ülkelerden kadınlar var. Belli bir sektör oluşmuş. Marihuana Tayland’da yasal ve şu günlerde onun tartışmasını yapıyorlar. Pek çok insan dünyanın çeşitli ülkelerinden kızları görmeye, Marihuana serbest olduğu için geliyor. Adım başı Marihuana dükkanı görebiliyorsunuz. İçki bol, eğlence bol fakat bir tek kavga ve benzeri olay görülmemiştir. Tayland’da kavga dövüş yok. Tayland'da şu şunu vurdu, kavga çıktı, bıçakladı, kurşunladı gibi bir olay yok. Birinin birine bağırdığını duymadım, yüksek sesle kavga yapıldığını görmedim. İnsanlar birbirine saygılı ve polisten çok korkuyorlar. İşin cılkını çıkaran yabancı turistler oluyor. Uzakdoğu’da, birbirine saygı çok. 5 yaşındaki çocuk 90 yaşındaki adama selam verse, yaşlı insan karşılığını veriyor. Saygı var ama temas yok. Öyle hissediyorlar. Pattaya'da, Bangkok'ta ve Puket'teki gibi bu tür sokaklar ülkenin her yerinde yok. Tayland için böyle bir yanlış düşünce var. Eskiden bu durum Ukrayna için geçerliydi. Bu tür yerlere Walking Street, yani yürüme sokağı deniyor. Sokakların başka yerlerde olmasına devlet izin vermiyor.

9-9

Tayland’da aile yapısı nasıl?

Erkekler evin kralı. Kendilerini kral olarak görüyorlar. Bir bağ hissetmiyorlar. Tek eşli, Tai erkeği bulmak çok zor. Kadınlar çocuklarına bakmak zorunda. Evi geçindirirler. Erkek alıyor başını gidiyor. Yabancı bir erkekle evlenmek özellikle işi olmayanlar için bir kurtuluş sayılıyor. Yaş sınırı yok. 18 yaşındaki genç kız, 80 yaşındaki adama kendisine yardımcı olması talebinde bulunabiliyor. Yabancı erkekler, memleketlerine döndüklerinde bile kadınların hesaplarına para gönderiyorlar. 100 dolar bile onlar için bir haftadan fazla bütün ihtiyaçlarını karşılayacak değerde. Milli gelir çok düşük. Milli gelir anlayışı bizdeki gibi çok sağlıklı olmayınca zenginler daha zenginleşiyor, fakirler daha fakirleşiyor. Herhangi bir gelir kaynağı olmayan, mesleği olmayan kadınlar için yabancı erkeklerle birlikte olmak, mümkünse evlenebilmek adeta bir kurtuluş reçetesi.

10-9

Japonya, Çin, Kore teknolojide çok gelişmiş, eğitim sistemleri mükemmel. Tayland'da eğitim sistemi nasıl? Sanayisi gelişmiş mi?

İş gücü ucuz olduğu için yabancı ülkeler tarafından yatırım var. Tabi ki Taylandlıların istediği ölçüde değil. Fotoğraf makineleri veya benzer elektronik eşyalar Japon markası ama Tayland veya Tayvan'da üretiliyor. Daha çok otomotiv sektörü ağırlıklı. Honda, Toyota, Isuzu otomobil fabrikaları var. Türkiye’den Koç Grubunun Beko fabrikası Tayland’da beyaz eşya üretiyor. Tarımsal üretim var, bizdeki montaj sanayinin benzeri kurulu ve Japonya'ya veya başka ülkelere hizmet ediyor. Petrolleri yok, rafinerileri var. Ham petrol alıp, işlenmiş olarak Kamboçya gibi ülkelere satıyorlar. O bölgede endüstriyel anlamda Vietnam şu anda yükselen yıldız. Çin teknolojik anlamda olsun her tür alanda olsun yükselişini hızla sürdürüyor. Böyle giderse ABD’yi geçecek. Büyük yatırımlar yaparak Afrika'yı ele geçirdiler. Gemicilikte dünyaca ünlü Yunanistan'daki limanlar dahi Çin işletmelerinin elinde. Amerika üs kuruyor fakat Çin, ekonomik yatırımlarla her yeri ele geçiriyor. Dünyayı çaktırmadan onlar yönetiyor. Tayland çevresindeki gelişmiş ülkelerden ilham almaya çalışıyor.