ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), laboratuvarda yetiştirilen ete (kültür/hücre kültürü eti) “insan tüketimine uygun” diyerek yol verdi; Kaliforniya merkezli Upside Foods için “başka sorumuz yok” notu bile düştü. Bu karar, etin laboratuvarda da biyolojik olarak “gerçek et” olarak üretilebildiğini dünyaya ilan etti. Buna rağmen Nisan 2024 itibarıyla ürünlerin yaygın tüketime açılmadığını, üretim–güvenlik–bulunabilirlik üçgeninde hâlâ soru işaretleri olduğunu biliyoruz.
Evet, ABD’de FDA 2022’de “laboratuvarda yetiştirilen et”e kapıyı araladı. Upside Foods’un tavuğu için “sorun görmedik” dedi. Kâğıt üzerinde kulağa hoş geliyor: Daha az hayvan kesimi, potansiyel çevresel faydalar, kontrol edilen üretim… Ama sofraya gelince işler o kadar basit değil. Türkiye özelinde hiç değil.
Şunu baştan not düşeyim: Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın yapay etle ilgili şu an kamuoyuna yansımış bir girişimi ya da açıklanmış bir düşüncesi yok. Doğrusu, ben de aceleye gerek görmüyorum. Çünkü ortada cevaplanması gereken kalın sorular var.
Laboratuvarda Et Tamam da, Mutfakta Ne Olacak?
Biyoreaktörde büyütülen hücre “biyolojik olarak gerçek et” olabilir, eyvallah. Peki ya tat ve doku her partide aynı mı? Evde sotelerken, mangalda çevirirken verdiği tepki nasıl? Mutfağın kimyası, laboratuvarın teorisinden farklıdır; tüketici bir çatalda anlar.
“Daha az su, daha az arazi” argümanı cazip. Ama enerji tüketimi ne olacak? O dev paslanmaz çelik tanklar, steril hatlar, sürekli iklimlendirme… Eğer enerji kaynağı temiz değilse, hesabın sonucu şaşar. “Yeşil” olduğunu ispatlamak isteyenin, tam şeffaf karbon bilançosu ortaya koyması şart.
Kontrollü ortamda üretim, mikropları azaltabilir; doğru. Ama alerjen ve mikrobiyal riskler sıfırlanmıyor. Uzun vadeli etkiler için zamana ihtiyaç var. Bu yüzden etiketlerde “kültür eti” ifadesi net olmalı; içerik, besin profili, kullanılan besi ortamı şeffafça yazılmalı. Tüketici sürpriz sevmez.
Hücre hangi kaynaktan? Besi ortamı neyle hazırlanıyor? Helal sertifikasyon nasıl olacak? Bunlar “sonra bakarız” denecek başlıklar değil. Ayrıca hayvancılık ve çiftçi ayağını da unutmayalım. Zaten zor bir dönemdeyiz; yeni teknolojiyi getirirken mevcut üreticiyi dışarıda bırakmayacak bir geçiş planı gerek.