Yaş ilerledikçe hepimizin aklında aynı korku belirir: “Ya unutur, ya da eskisi gibi düşünemez hale gelirsem?” Alzheimer ya da demans denilen bu hastalıklar, sadece bireyin değil, bütün bir ailenin yaşamını değiştiriyor. Ama güzel haber şu; bilimin elinde umut veren, hem basit hem de doğal bir silah var: mantar.
Bakın, öyle pahalı vitaminlerden ya da egzotik süper gıdalardan bahsetmiyorum. Pazarda kilosu birkaç liraya alınan, her mutfağa giren o sade mantardan söz ediyorum. Üstelik haftada sadece iki kez yemeniz bile beyninizi yıllarca koruyabiliyor.
Amerikan Geriatri Derneği’nin yayımladığı araştırmada Japonya’da binlerce kişi yıllarca izlenmiş. Sonuç çok net: Haftada iki kez mantar yiyenlerde demans riski yarı yarıya azalıyor. Aynı sonuç Singapur’da yapılan bir başka araştırmada da görülmüş. Mantar yiyenlerin zihinsel performansları, dikkatleri ve hafızaları çok daha güçlüymüş.
Peki bu küçük kahramanın sırrı ne?
Mantarın içinde ergotionin ve glutatyon denen iki özel bileşik var. Bu ikili, vücudu oksidatif stresten koruyor. Yani, beyin hücrelerinin yaşlanmasını geciktiriyor. Kısacası, mantar sadece tabağınızı değil, hafızanızı da tazeliyor.
Ben bazen düşünüyorum; teknolojiye, takviye gıdalara, mucize haplara bu kadar para harcıyoruz ama çoğu zaman çözüm soframızın tam ortasında duruyor. Üstelik kızartması, sotesi, çorbası, hatta fırında kaşarlısı bile birer lezzet şöleni. Yeter ki haftada iki kez tabağımıza koyalım.
Belki de beyni genç tutmanın sırrı laboratuvarda değil, mutfakta gizli.
Bir tabak mantar, bir ömürlük fark yaratabilir.