Yaş ilerledikçe aynaya baktığımızda ilk fark ettiğimiz şeylerden biri, cildimizin artık eskisi kadar canlı olmamasıdır.
Eskiden gülünce parlayan yanaklarımız, zamanla biraz sönükleşir. İşte tam bu noktada karşımıza çıkar o meşhur kelime: kolajen.
Son yıllarda herkesin dilinde. Güzellik merkezlerinde, eczanelerde, hatta sabah kahvelerinde bile “Sen kolajen takviyesi kullanıyor musun?” cümlesini duymak mümkün. Peki bu kolajen nedir, neden bu kadar önemlidir?
Kolajeni, vücudumuzun yapıştırıcısı gibi düşünebiliriz. Cilde, kemiklere, kaslara, tendonlara ve bağlara güç ve esneklik kazandıran temel proteindir.
Cildimizin dörtte üçünü, vücut proteinimizin ise üçte birini oluşturur. Yani vücudumuzun yapı taşı! Ama ne yazık ki yaş ilerledikçe bu yapı taşı yavaş yavaş çözülmeye başlar. Vücut yeni kolajen üretmekte zorlanır, biz de bunu kırışıklık, eklem ağrısı, sarkma gibi belirtilerle fark ederiz.
“Biraz Kolajen Takviyesi Alsam Ne Olur?”
Bilim insanlarının yaptığı araştırmalar, düzenli kolajen alımının cilt elastikiyetini artırdığını, kırışıklıkları azalttığını ve hatta eklem ağrılarına iyi geldiğini gösteriyor.
Ama şunu da bilmek gerekiyor: Bu bir “mucize hap” değil. Kolajen takviyesi bir sihirli değnek gibi anında etki etmiyor. Düzenli kullanımda, özellikle 2-3 ay sonra fark edilir sonuçlar alınıyor. Yani sabır, istikrar ve doğru beslenme şart.
Doğal Yoldan Kolajen Desteği
Takviye şart mı? Aslında değil. Doğal yoldan kolajen üretimini desteklemek mümkün.
Kemik suyu, yumurta, yoğurt, balık, yeşil sebzeler, narenciye, kırmızı meyveler… Hepsi kolajen dostu besinler.
Üstelik C vitamini, kolajen üretiminde kilit rol oynuyor. Yani her sabah bir portakal yemek, aslında cildimize “iyi günler” demek gibi.
Kolajenin Düşmanları da Var!
Ne yazık ki kolajen üretimini baltalayan şeyler de çok:
Sigara, aşırı şeker, stres ve güneş ışığı… Bu dörtlü, ciltteki kolajen liflerini adeta yakıp kül ediyor.
O yüzden güneş koruyucu sürmek, şeker tüketimini azaltmak ve biraz daha “rahat bir yaşam” sürmek, kolajenin en iyi dostu olabilir.
Kolajen, gençliği sadece ciltte değil, eklemlerde, enerjide, duruşta hissetmemizi sağlar. Ama unutmayalım; güzellik kremde ya da tablette değil, dengeli yaşamda saklı.
Bol su içmek, iyi uyumak, stresle başa çıkmak ve doğru beslenmek… İşte asıl kolajen sırrı burada gizli.