Yılın her günü market raflarında çilek görmek sizi mutlu ediyor olabilir. Ancak bir düşünün: Ocak ayında domatesin tadı neden o kadar tatsız, mayıs ortasında gelen portakal neden kokusuz?

Bunun yanıtı basit: Doğanın döngüsüne değil, endüstriyel sistemin takvimine göre yiyoruz. Oysa sağlıklı bir yaşam için en basit ama en güçlü kural şudur: Doğanın sunduğu zamanlamaya saygı duymak.

Neden Mevsiminde Tüketmeliyiz?

Mevsiminde yetişen sebze ve meyveler doğanın o dönemde vücudumuza sunduğu şifa kaynağıdır. Örneğin, yazın su oranı yüksek meyveler (karpuz, kavun, şeftali) bizi serinletirken, kışın çıkan narenciye türleri bağışıklığımızı güçlendirir. Sonbahar sebzeleri ise sindirimi kolaylaştırarak metabolizmayı kışa hazırlar.

Üstelik bu ürünler genellikle daha az ilaçla, daha az dış müdahaleyle yetiştirildiğinden besin değerleri çok daha yüksektir. Mevsim dışı ürünlerde ise raf ömrünü uzatmak, renk ve tat sağlamak için kimyasal destek kaçınılmazdır.

Sebze ve meyveyi mevsiminde tüketmek sadece sağlığımız için değil, çevremiz için de büyük bir katkıdır. Mevsim dışı üretim, seracılıkta enerji tüketimini, ithalatta karbon ayak izini artırır. Kısacası, domatesi kışın değil yazın yemek, sadece sindirim sistemimize değil gezegenimize de nefes aldırır.

Sağlık, Ekonomi ve Lezzet Üçlüsü

Mevsiminde ve yerel ürünler genellikle daha ucuz olur çünkü taşıma, depolama ve üretim maliyetleri düşer. Ayrıca daha tazedir, daha lezzetlidir ve sofraya gelene kadar daha az işlem görür. Bu da demek oluyor ki, hem sağlığınızı hem bütçenizi hem de damak tadınızı aynı anda koruyabilirsiniz.

Mevsim Takvimiyle Beslenmenin Basit Yolları

  • Her ay hangi sebze ve meyvenin çıktığını öğrenin.
  • Pazarlarda en çok ne varsa, doğa size onu sunuyordur.
  • Derin dondurucudan yararlanarak mevsiminde aldığınızı kışa taşıyın.
  • Seradan ya da ithal değil, yerel üreticiden almaya çalışın.

“Doğa Acele Etmez ama Her Şeyi Zamanında Yapar”

Lao Tzu'nun bu sözünü hatırlayarak bitirelim: Bizler de aceleci tüketim alışkanlıklarımızı bırakıp, doğanın ritmine kulak verirsek, bedenimiz de çevremiz de huzur bulacaktır. Çünkü gerçek sağlık, en başta doğayla uyum içinde yaşamaktır.