Türkiye Süper Ligi’nde Galatasaray fırtına gibi esiyor, Fenerbahçe ise yine tartışmaların merkezinde. Ancak Avrupa sahnesinde alınan sonuçlar, içerideki başarıların ne kadar gerçekçi olduğunu sorgulatıyor. Hakem kararları, medya algısı ve taraftar psikolojisi Türk futbolunun en büyük açmazını yeniden gündeme getiriyor.
Galatasaray bu sezon ligde puan kaybetmeden ilerliyor. Kâğıt üzerinde bakıldığında bu, büyük bir başarı. Ancak Avrupa arenasına çıkıldığında tablo değişiyor. Daha birkaç gün önce alınan farklı mağlubiyet, ligdeki ihtişamın Avrupa’da karşılık bulmadığını bir kez daha ortaya koydu.
Çifte Standart İddiası
Türk futbolunda yıllardır şu soru tartışılıyor:
“Hakemler Galatasaray’a daha sevecen, Fenerbahçe’ye ise daha katı mı yaklaşıyor?”
- Galatasaray’ın ligdeki yürüyüşünde hakemlerin toleranslı kararlarının payı olduğu sıkça dile getiriliyor.
- Fenerbahçe ise 10 yılı aşkın süredir şampiyon olamamanın sancısıyla, kritik maçlarda üst üste verilen kararların aleyhine işlediğini düşünüyor. Bunun en net örneği, 18 Eylül 2025’te oynanan Alanyaspor maçı oldu. O karşılaşmadaki kararlar, sarı-lacivertlilerin öfkesini en üst noktaya çıkardı.
Medyanın Yanlı Tavrı
Sorun sadece sahada değil, ekranlarda da devam ediyor. Futbol yorumcularının önemli bir kısmı Fenerbahçe’yi sürekli eleştirirken, Galatasaray’ı öne çıkarmayı tercih ediyor. Bu yanlı tavır, adalet duygusunu zedeliyor ve taraftarları futboldan soğutuyor. Çünkü insanlar “sonuç sahada değil, stüdyoda belirleniyor” algısına kapıldığında oyuna olan güven azalıyor.
Avrupa’da Gerçek Ölçü
Başarıda tutarlılık esastır. Bir takım Türkiye’de zirvedeyse, Avrupa’da da aynı başarıyı göstermek zorunda. Aksi hâlde ligdeki kazanımların samimiyeti sorgulanır.
- Galatasaray içeride güçlü ama Avrupa’da kırılgan.
- Fenerbahçe ise içeride şampiyon olamıyor ama Avrupa’da ülke puanına en büyük katkıyı sağlayan kulüp.
Avrupa, hakem baskısının ve medya yönlendirmesinin olmadığı, tamamen sahada kazanılan bir platformdur. Bu nedenle oradaki sonuçlar, içerideki başarıların gerçek ölçüsünü verir.
Futbolun Adaleti Sahada Olmalı
Türk futbolunun kronik problemi şudur:
- Hakem kararları tartışmaları,
- Medyanın taraflı dili,
- Avrupa’da tutarsız performanslar.
Eğer bu kısır döngü kırılmazsa, insanlar futboldan uzaklaşır. Futbolun keyfi adaletten doğar. O adalet ise yalnızca sahada, 90 dakikanın içinde tecelli eder.