Bugün toplumumuzun az konuştuğu ama birçok aileyi derinden ilgilendiren bir konuyu ele almak istiyorum: otizm ve benzeri gelişimsel farklılıklara sahip çocuklarımızı.



Otizm, doğuştan gelen ya da yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan, sosyal iletişimde zorluk ve tekrarlayan davranışlarla kendini gösteren bir gelişimsel farklılıktır. Tıpta adı Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) olarak geçer. Her 36 çocuktan birinde görüldüğü tahmin ediliyor. Yani sayıca hiç de azımsanmayacak bir kitle.


Bilim insanları kesin bir neden tanımlayamasa da, genetik ve çevresel etkenlerin birlikte rol oynadığına inanılıyor. Anne-baba yaşının ileri olması, gebelikteki bazı risk faktörleri, çevresel toksinler gibi unsurlar otizm riskini artırabilir. Ancak halen “neden” sorusunun tam cevabı yok. Bu yüzden aileler kendilerini suçlamamalı.


Otizmli çocuklar nasıl yaşar? Bu sorunun yanıtı çok kişisel. Çünkü spektrum geniştir; bazı çocuklar konuşamazken, bazıları ileri düzeyde matematik veya sanat yetenekleri sergileyebilir. Sosyal etkileşimde zorlanmaları, rutinlere sıkı bağlı kalmaları, bazen takıntılı davranışları olabilir. Ancak doğru destekle, bağımsız bir yaşam kurabilen binlerce otizmli birey var.


Hayata tutunabilirler mi? Kesinlikle evet. Erken tanı, özel eğitim, aile desteği ve terapi yöntemleri sayesinde otizmli çocuklar hayata sıkı sıkıya tutunabilir. Dünyaca ünlü Temple Grandin ya da Greta Thunberg gibi isimler bunun en güzel örnekleri. Otizm bir hastalık değil, farklı bir öğrenme ve algılama biçimidir. Sabır ve fırsat verildiğinde bu çocukların potansiyelleri ortaya çıkabiliyor.


İzmir Demokrasi Üniversitesi Özel Eğitim Bölümü, bu alanda ülkemizde öncü bir rol üstleniyor. Kurulduğu günden itibaren otizm başta olmak üzere gelişimsel farklılıklara sahip çocuklara yönelik güçlü bir akademik ve uygulamalı eğitim modeli oluşturdu. Üniversitenin Rektörü Prof. Dr. Bedriye Tunçsiper, adeta bir anne şefkatiyle bu çocuklara sahip çıkarak onların yalnız olmadığını gösteriyor.


Prof. Dr. Bedriye Tunçsiper ayrıca, İzmir Demokrasi Üniversitesi’ne çok değerli akademisyenleri kazandırarak bu başarıyı ekip ruhuyla pekiştiriyor. Alanında uzman Doç. Dr. Emre Ünlü, Dr. Öğretim Üyesi Özge Ünlü ve Doç. Dr. Orçun Berrakçay gibi isimlerin de katkısıyla, üniversitenin özel eğitim bölümü hem bilimsel üretimde hem de toplumsal hizmette güçlü bir model oluşturuyor.


Bu ekip sadece teorik bilgiyle değil, özel orkestralar kurarak çocukların sanat yoluyla hayata katılımını da destekliyor. Bu özel orkestra, ulusal ve uluslararası platformlarda büyük takdir görüyor ve özel gereksinimli çocukların kendine güvenini artırıyor.


Dünya genelinde yaklaşık 80 milyon otizmli birey olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’de ise 1 milyon civarında. Sayılar giderek artarken, toplumun bu konuda daha bilinçli ve kapsayıcı olması büyük önem taşıyor.


Sonuç olarak; otizmli çocuklar eksik değil, farklıdır. Onları anlamak, kazanmak, topluma katmak bizim görevimizdir. İzmir Demokrasi Üniversitesi’nin yürüttüğü çalışmalar ve Prof. Dr. Bedriye Tunçsiper liderliğinde oluşturulan güçlü akademik ekip, Türkiye için umut verici bir örnektir. Hayata tutunabilmeleri, bizlerin sağlayacağı destekle mümkündür. Yeter ki birlikte yürüyelim.