Eylül ve ekim geldiğinde doğa kabuğuna çekilir. Ağaçlar yapraklarını bırakır, kuşlar göç yollarına koyulur, rüzgarın sesi bile daha hüzünlü gelir insana. Biz de farkında olmadan doğayı taklit ederiz. Gece yorganın altında ararız güveni, gündüz kalın kıyafetlerin içinde. Yaşam açık havadan evlerin çatısı ve kapısı ardındaki sıcaklığa taşınır. Oysa dünyanın diğer yarısında tam tersi yaşanır: Bahar hazırlıkları başlar, hayvanlar kış uykusundan uyanır, insanlar yeniden açılıp saçılır.

Bir düşünün; aynı dünyada, aynı anda hem bahar hem de güz, hem kış hem de yaz yaşanıyor. Doğa bize şunu fısıldar: Her mevsimin bir karşılığı vardır insan hayatında.




İnsanların mevsimleri
Hayatın içinde de böyledir. Yanı başımızda biri baharını yaşarken, diğeri kışın soğuğuyla sınanır.
Bir anne, yıllardır özlemini duyduğu bebeğini kucağına aldığında kalbinde çiçekler açar.
Bir başka evde ise sessizlik hüküm sürer; evladını kaybetmiş bir baba, hüzünlü bir güz akşamı gibi içine kapanır.
İşini kaybeden bir insan, kışın ayazını iliklerinde hisseder. Ama aynı sokakta, yeni iş bulan bir genç, yazın neşesini dostlarıyla paylaşır.

Hayat böyle çelişkilerle yan yanadır. Aynı gün, aynı şehirde hem kahkahalar hem de gözyaşları yükselir gökyüzüne.



Gerçekçi bir yüzleşme
Aslında yaşamın özeti şudur: Kimimiz mutluluğu doyasıya yaşar, kimimiz acının yükünü taşır, kimimizse sadece günü kurtarır. Sabah işe gidip akşam eve dönen, hayatı rutinin akışında tüketen o kadar çok insan vardır ki. Onların içi ne baharın sevinciyle dolar, ne de kışın acısıyla yanar. Bir tür mevsimsizdirler; var olurlar ama yaşamazlar.

Oysa doğa bize her defasında yeniden hatırlatır: Kış biter, bahar gelir. Güzün yaprak döken ağaçları, ilkbaharda yeniden filizlenir. Hayat da öyledir. Ne mutluya kalıcı bir bahar, ne de mutsuza sonsuz bir kış vardır.

Belki de insanın yapması gereken tek şey, hangi mevsimde olursa olsun, kalbinin içinde bir küçük bahar saklamaktır. Çünkü doğa gibi biz de döneriz, değişiriz, yenileniriz. Gözyaşının ardında bir gülüş, hüznün ardında bir sevinç, soğuğun ardında bir güneş saklıdır.