Bir zamanlar Türkiye’de Köy Hizmetleri İl Müdürlükleri vardı. 1983 yılında Turgut Özal liderliğinde kurulan Anavatan Partisi’nin “Halka hizmet, Hakk’a hizmettir” anlayışıyla başlattığı bu kurum; kırsalda büyük bir dönüşümün mimarı olmuştu.

O dönemin Anavatan Partisi milletvekillerinin özel katkılarıyla her köyde köy konağı, okul, içme suyu, elektrik, kanalizasyon, yol ve asfalt hizmetleri seferberlik ruhuyla hayata geçirildi. 1983–1993 yılları arasında Türkiye genelinde yaklaşık 60.000 kilometre köy yolu asfaltlandı. Bu sadece bir ulaşım değil, kalkınma hamlesiydi.

Balıkesir özelinde 1980’li ve 90’lı yıllarda kırsal altyapı hızlı şekilde tamamlandı. İl genelinde toplam 5.011 kilometre köy yolu inşa edildi. 684 köyün yolu tamamen asfaltlandı. Aynı dönemde devlet ve il yolları da güçlendirildi: 637 kilometresi devlet yolu, 607 kilometresi il yolu olmak üzere toplam 1.244 kilometre yol hizmete alındı. Bu yolların 267 kilometresi tam asfalt, geri kalanı sathi kaplama şeklinde yapıldı.

Bu hizmetlerin köylere ulaşmasıyla birlikte televizyon, buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makineleri neredeyse her eve girdi. Traktörler ve otomobiller artık kırsalda sıradan araçlar haline gelmişti. Bu süreç, tam anlamıyla bir kırsal kalkınma modeliydi — üstelik bundan tam 40 yıl önce başlatılmıştı.

Balıkesir’de bu dönüşümün öncülüğünü merhum Ahmet Ölmez İl Müdürü olarak yürüttü. 17. ve 18. dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde merhum Necat Tunçsiper ve merhum İsmail Dayı milletvekili olarak büyük katkı sundular. Yerelde ise Anavatan Partisi İl Başkanı Nadır Karaağaç, projelerin hayata geçirilmesinde önemli rol oynadı.

Bu hizmet anlayışı, 18. dönemde bir kez daha merhum Necat Tunçsiper ve merhum İsmail Dayı’nın öncülüğünde büyüyerek devam etti. Aynı dönemde Ali Sami Akkaş, 19. dönemde ise Doğru Yol Partisi kadroları bu hizmetleri sürdürdü. Merhum Sami Sözat, merhum İlhan Aytekin, Cemal Öztaylan milletvekili olarak görev yaparken; A. Baki Ataç bakanlık görevinde, Erol Taşkesen ise il başkanı olarak bu sistemin işlemesine katkıda bulundular.

Bugün ne yazık ki bu faydalı kurum artık yok. Oysa o günlerde olduğu gibi, görev tanımı yeniden şekillendirilip kırsal kalkınmaya odaklansaydı, belki de bugün kentlere bu kadar yoğun bir göç yaşanmayacaktı.

Geçmişte bu hizmetleri halkla buluşturan, kırsalın kaderini değiştiren tüm yöneticilere ve emek verenlere şükranlarımı sunuyorum.