Ayvalık, yalnızca eşsiz doğasıyla değil, mutfağıyla da Türkiye'nin en özel coğrafyalarından biri. Zeytinyağından lor tatlısına, Ayvalık tostundan deniz kestanesine kadar birçok lezzeti resmen tescil ettirerek coğrafi mirasını belgeleyen bu kıyı kenti, şimdi çok daha derin bir hak arayışında: Papalina balığının Ayvalık adına coğrafi işaretle tescillenmesi.

Fakat bu süreçte karşılarına çıkan engel ne yazık ki "isim"!
Evet, yanlış duymadınız... Papalina balığı, Ayvalık’ın simgelerinden biri olmasına rağmen, yalnızca literatürde farklı bir adla geçiyor diye resmi tescil alamıyor.

Papalina, Ayvalık halkı için bir yemekten çok daha fazlası. O, yaz akşamlarında rakı sofralarının vazgeçilmezi, deniz kokulu balıkçı teknelerinin hatırası, çarşı içindeki balıkçının sabah ilk tezgâha koyduğu umut. Yıllardır Ayvalık’ta doğan çocukların damağında, Ayvalık’ı gezen turistlerin hatıralarında yer edinen bu balığın tescil alamaması sadece teknik bir eksiklik değil; aynı zamanda bir kültürel yok saymadır.

Tartışmasına Takılmadan, Yerel Hafızayı Korumalıyız

Bugün Papalina’ya “Sardina pilchardus” diyerek coğrafi işaret almak önerilebilir. Ama sormak gerek: Tescil belgesinde yer alacak isim, halkın dilindeki isim değilse o belge kimin için?
Ayvalıklı için o balığın adı papalinadır. Tescil, halkın hafızasındaki kimliği korumuyorsa, işlevini kaybetmiş olur.

Bu nedenle, Ayvalık Belediyesi’nin başvurusu yalnızca bir belge süreci değil, bir kimlik mücadelesidir. Belediyenin ısrarla peşinden gitmesi gereken bu hak arayışı, gastronomik bir değerin ötesinde, yerel belleğin ve kültürel aidiyetin de temsili olacaktır.

Bugün Türkiye’nin pek çok yerinde sardalya çıkar ama hiçbiri Ayvalık kıyılarında papalina olarak servis edilen o eşsiz lezzetin yerini tutamaz. Çünkü burada kullanılan pişirme tekniği, mevsimi, sunumu, hatta eşlik ettiği mezeler bile farklıdır. Coğrafi işaretin özü de tam olarak budur: Aynı ürün olsa bile, başka yerde o “tadın” yakalanamamasıdır.

Unutmayalım ki gastronomi, modern turizmin kalbinde yer alıyor. Ayvalık’ın sokak lezzetleri birer birer tescillenmişken, turistin ilk kez duyduğu ama bir kez tattıktan sonra unutamadığı papalina için aynı hakkı tanımamak büyük bir kayıptır. Papalina’nın Ayvalık ismiyle tescillenmesi, yalnızca bir hukuki kazanç değil, aynı zamanda turizm ve tanıtım stratejisinin yapı taşıdır.

Tabağın Ruhu Olmadan Tescilin Anlamı Yoktur

Eğer biz bu toprakların ruhunu korumak istiyorsak, o ruhun taşıyıcısı olan kelimeleri, isimleri, alışkanlıkları da yaşatmalıyız. Tıpkı Ayvalık’ın papalinayı yaşattığı gibi…

Papalina Ayvalık’ınsa, tescili de Ayvalık’a aittir. Bunu görmezden gelmek, sadece bir lezzeti değil; bir kültürü yok saymaktır.