Yalnızca insana soykırım yapılmazmış; doğaya, zeytin ağaçlarına da yapılırmış... Hem de doğanın insanoğluna sunduğu, dünyanın birçok ülkesinde özel yasalarla korunan, bin yılı aşan bir ömre sahip, kutsal kitaplarda adı geçen, yetiştiği yerlerdeki ülkelerin ekonomisi için büyük değere sahip zeytin ağaçları, asıl altın değerinde olan, yüzlerce yıl yaşayan ve ürün veren zeytin, altın madenleri için Talan ediliyor.


Muğla Akbelen'de altın madeni aramak için girişimde bulunan şirketin iş makineleri, kepçeleri, tozu dumana katarak çalışıyor.
Bir avuç İkizköy sakini, çoğunluğu kadınlardan oluşan bir avuç köylü, direnmeye çalışıyor.



BİR KADIN GÜLMEKLE AĞLAMAK ARASI HIÇKIRIKLARLA FERYAT EDİYOR
Makineler zeytin ağaçlarını sökerken, makinelerin seslerine, Jandarmanın uyarılarına, gülmekle ağlamak arası hıçkırıklara boğulan genç bir kadının bağırışları karışıyor; "Allahım, Yarabbim, kanun bu mu? Üzerinde meyvesi varken, bu şekilde yapmak mı kanun?" derken, bir canlıdan, yavruları olan bir canlıdan bahseder gibi...
Genç kadın Jandarma müdahalesine tepki göstererek, "Dokunmayın! Kendimiz düşer kendimiz kalkarız. Siz bunları (makineleri) durdurun!" diyor.



BİR YUDUM SUYA MUHTAÇ OLUN!
Altın madeni çıkarılırken kullanılan siyanürle ayrıştırma yöntemi ile yüz binlerce ton toprak zehirleniyor ve hayat kaynağı olan su kaynaklarımız geri döndürülemez biçimde kirleniyor ve yok oluyor. Köylüler, bu gerçeği de vurguluyor; "Bir yudum suya muhtaç olun!" feryadı ile...



SESİMİZİ DUYUN!
Köylüler, "Geçimliğimiz, ata mirasımız, her şeyimiz yok edilirken neredesiniz? Bugün buradaysa yarın sizin başınızda! Yeter artık!
diyerek bu müdahaleye tepki gösteriyor.



OYSA ASIL ZEYTİN, ALTIN DEĞERİNDE
Türkiye'de, bizim ülkemizde, ne yazık ki zeytin adeta soykırıma uğratılırken, birçok ülkede özel kanunlarla korunuyor ve kesilmesine izin verilmiyor. Bizim ülkemizde de zeytincilik ile ilgili bir kanun vardı. 1939 yılında; Genç Cumhuriyetin Kuruluşunun 16. Yılında; “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun” yürürlüğe girmişti.


Bu yasada; “zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede, zeytinliklerin bitkisel gelişimini ve çoğalmalarını engelleyecek kimyasal atık oluşturacak tesis yapılamaz ve işletilemez.” ibaresi dikkat çekiyor.
Fakat bu yasa son yıllarda toplumun vicdanını sızlatan, tepkilere yol açan, hukuk dışı olduğu ileri sürülen müdahalelerle karşı karşıya...