Tercihleriniz Geleceğinizi Şekillendirecek
Üniversite sınavı, gençlerin hayatında yalnızca bir akademik eşik değil; aynı zamanda bir yön tayin etme noktasıdır. Bu sınavla birlikte verilen tercih kararları, yalnızca hangi üniversitede eğitim alacağınızı değil, gelecekte nasıl bir iş hayatı ve yaşam tarzı süreceğinizi de belirler.
Türkiye’de genç işsizliği ciddi bir sorundur. Her yıl yüz binlerce gencimiz üniversite mezunu oluyor, ancak önemli bir kısmı iş bulmakta zorlanıyor. Bu nedenle sadece üniversite kazanmak değil, doğru üniversiteyi ve bölümü seçmek hayati önemdedir. Gençlerimizin "hangi mesleği seviyorum", "hangi alanlarda yetenekliyim", "bu meslek bana nasıl bir gelecek sunar" sorularını mutlaka kendilerine sormaları gerekir.
Balıkesir gibi gelişme potansiyeli yüksek illerde çok sayıda iş imkânı doğmaktadır. Ancak bu fırsatlara ulaşabilmek için gençlerin yalnızca diplomaya değil, aynı zamanda uygulamalı deneyime, yabancı dil bilgisine, dijital becerilere ve girişimcilik ruhuna sahip olmaları bekleniyor.
Özellikle şunlara dikkat edilmelidir:
- Dil Öğrenimi: İngilizce artık bir artı değil, zorunluluktur. İspanyolca, Rusça, Arapça gibi ikinci diller ise ihracat ve turizm alanlarında büyük avantaj sağlar.
- Üniversite Sırasında Aktif Olun: Sadece derse girip çıkmak yetmez. Kulüpler, projeler, stajlar, Erasmus programları gençlerin fark yaratmasını sağlar.
- Teknik ve Mesleki Eğitim Göz Ardı Edilmemeli: Herkes doktor, avukat olmak zorunda değil. Yazılım, veri analizi, tarım teknolojileri, enerji sistemleri gibi alanlarda meslek sahibi olmak çok daha hızlı ve sürdürülebilir olabilir.
- Yerel Potansiyeli Görün: Balıkesir’de zeytincilik, hayvancılık, turizm, halı-kilim dokumacılığı gibi geleneksel ama dönüşüme açık sektörler gençler için yeni fırsatlar barındırıyor.
- Kooperatifler ve Birlikler Kurun: Üniversite sonrası bir araya gelen girişimci gençler, tarım, üretim veya ihracat kooperatifleriyle hem kendi geçimlerini sağlar hem de çevrelerine istihdam yaratır.
Gençlerin eğitim aldığı alanlar ile sahadaki ihtiyaçlar uyumlu hale getirilmelidir. Üniversitelerde okuyan gençlerin Ar-Ge ve teknoloji laboratuvarlarında aktif olarak çalışmaları sağlanmalı; sadece teorik değil, pratik üretim tecrübesi de kazandırılmalıdır. Bu sayede hem iş bulmaları kolaylaşır hem de yeni iş alanları doğar.
Kırsal bölgelerde kilim ve halı dokuma tezgahlarının yeniden canlandırılması, hem kültürel mirasın korunmasına hem de özellikle kadınlar için ev merkezli üretimin teşvikine katkı sağlar. Bu alanlarda kurulacak yeni atölyeler, turistik ürün ihracatında önemli bir yer edinebilir.
Balıkesir’in doğal kaynakları da iş alanı yaratma konusunda büyük potansiyele sahiptir. Zeytin ağaçlarının verimliliği artırılmalı, meyve ve Antep fıstığı gibi alternatif ürünler desteklenmelidir. Bu ürünlerdeki kalite ve miktar artışı, kurulacak kooperatifler aracılığıyla hem iç piyasada hem de ihracatta değer kazanabilir.
İhracat için ise dil bilen, girişimcilik eğitimi almış genç bireyler kritik önemdedir. Bu çerçevede gençlerin eğitimi sadece üniversite diplomasıyla sınırlı kalmamalı, girişimcilik, finansal okuryazarlık ve dış ticaret bilgisiyle desteklenmelidir.
Ayrıca, büyük şehirlerde yaşayan birçok gencin memleket köyleri genellikle yalnızca 10-15 km uzaklıktadır. Bu gençler, dedelerinden kalan topraklara sırt çevirmek yerine o topraklara sahip çıkabilirler. Verimli tarımı yeniden canlandırmak, küçük aile çiftliklerini modern yöntemlerle donatmak ve yerel üretimi markalaştırmak mümkündür. Üniversite mezunu bir gencin bilgisiyle, ailenin toprağı birleştiğinde sadece geçim değil, ihracata dönük üretim de yapılabilir. Tarımsal girişimcilik eğitimi, dijital tarım teknolojileri ve kooperatif desteğiyle gençler hem doğaya hem de ekonomiye katkı sağlayabilirler. Kırsal kalkınma, yalnızca traktörle değil vizyonla da mümkündür.
Gençlerin iş gücüne katılması için sadece “iş yaratmak” değil, aynı zamanda “doğru işi tarif etmek” gerekmektedir. Balıkesir gibi potansiyeli güçlü bir şehir, eğer gençliğini doğru yönlendirirse Türkiye’nin kalkınma motoru hâline gelebilir.