Bazen gün içinde sebepsiz bir yorgunluk çöker ya hani… Kafamız karışır, ellerimiz üşür, dikkatimizi toplamakta zorlanırız. “Herhalde uykusuz kaldım” der geçeriz. Oysa işin perde arkasında çoğu zaman çok daha basit ama bir o kadar kritik bir eksik yatıyor olabilir: B12 vitamini.
Son yıllarda ne yediğimizi, ne kadar beslendiğimizi, hangi vitamini alıp hangisini atladığımızı daha çok konuşur olduk. Ama liste içinde B12, nedense hep bir köşede kalıyor. Halbuki kırmızı kan hücrelerinden DNA üretimine, bağışıklık sisteminden sinir sağlığına kadar vücudun neredeyse tüm “ana sistemlerinin” arkasında duran gizli kahraman bu küçük vitamin.
Üstelik yetişkinlerin günde sadece 2,4 mikrogram gibi minicik bir miktara ihtiyacı var. Ama gel gör ki bu küçük miktarı karşılamak bile bazen düşündüğümüzden zor olabiliyor.



B12 Nerede Saklanıyor? Sofrada Kim Lider?
Açık söyleyeyim: B12 söz konusu olduğunda doğanın tahtı kabuklu deniz ürünlerinde. Midye, istiridye, hatta küçük mütevazı sardalya bile adeta “Ben buradayım!” diye bağırıyor.
Örneğin:
• Bir portakalı ikiye bölüp yemiş gibi hafif bir çabayla yediğiniz 3 ons midye, günlük ihtiyacın %3500’ünü karşılıyor. Abartmıyorum, rakamlar gerçekten böyle.
• Deniz yosunu, özellikle de kurutulmuş mor tabaka, B12 konusunda tam bir “süper gıda”.
• İstiridye zaten kendi başına bir çinko deposu.
• Sardalya, alabalık, somon… Omega-3’ü, D vitamini, proteini bir yana, B12 açısından da çok güçlüler.
Deniz ürünleriyle aranız yoksa da üzülmeyin. Süt, yoğurt, yumurta, besleyici maya ve zenginleştirilmiş kahvaltılık gevrekler bu eksikliği kapatmak için devreye giriyor. Yani doğru planlama ile sofranızdan denizi çıkarsanız bile sağlığınızı çıkarmak zorunda değilsiniz.



Peki Ya Bitkisel Beslenenler? “B12 Ekseninden Düşenler” Kulübü
Vegan ve vejetaryen okurlar bilir: B12, bitkisel dünyada pek misafir edilmez. Bu durum da eksiklik riskini artırır.
Bu yüzden:
• Besleyici maya,
• Zenginleştirilmiş süt alternatifleri,
• Zenginleştirilmiş gevrekler
tam bir hayat kurtarıcı olabilir.
Tabii ki herkes için geçerli olan bir kural var: Gerekirse takviye kullanın ama mutlaka bir uzmana danışarak. Çünkü bazı takviyeler 1.000 mcg’ye kadar çıkabiliyor ve her şeyde olduğu gibi fazlası da iyi değil.



“Benim Enerjim Neden Düşük?” Sorusu Bazen Çok Basit Bir Cevap İster
İşin tuhaf yanı şu: B12 eksikliği kendini çaktırmadan gösteriyor. Bir bakıyorsunuz sürekli halsizlik, unutkanlık, sinirsel karışıklıklar, tırnaklarda incelme… Hep başka bir şeye yoruyoruz.
Halbuki belki de çözüm, sofraya haftada iki kez sardalya eklemek, kahvaltıda yoğurdu artırmak ya da öğlen yemeğine biraz yumurta katmaktan ibaret.
Bazen en büyük iyilikler en küçük dokunuşlarla geliyor.



Vücudunuzun Motorunu Boşa Çalıştırmayın
Günümüzün temposu belli: Hızlı yaşıyoruz, hızlı tüketiyoruz, hızlı yoruluyoruz. Ama vücudun ritmi hızlı yaşamı kaldıracak şekilde yaratılmadı; o hâlâ temel besin maddelerine sadakat istiyor.
Eğer daha enerjik, daha odaklı, daha güçlü hissetmek istiyorsak B12’yi hayatımızdan eksik etmemeliyiz. Çünkü bazen kendimizi kötü hissetmemizin sebebi derin bir problem değil, soframızdaki küçük bir eksik oluyor.
Kendinize bir iyilik yapın: Bugün öğünde ne yediğinize bir bakın. B12’ye yer açmanın tam zamanı.