Bugün spordan bahsetmek istiyorum. 8 yaşındaydım, yıl 1968. Televizyonlar henüz yoktu. Radyo dinliyorduk, o da her evde bulunmazdı. O gece saat 23.30 sularıydı. Meksika Olimpiyatları’ndan canlı yayın yapılıyordu. Daha dün gibi hatırlıyorum:
“Değerli izleyiciler, stadyuma ay yıldızlı formasıyla bir sporcumuz geldi. Arkasındakilere fark atmış, rahat adımlarla bitiş çizgisine doğru koşuyor. Bu milli maratoncumuz İsmail Akçay.”
Oturduğum yerden fırlayıp babamı, annemi ve kardeşimi çağırdım. Hep birlikte heyecanla takip ettik. Ancak ne yazık ki, biz ekran başında nefesimizi tutmuşken, üç sporcu finiş çizgisini ondan önce geçmişti. Sporcumuz, Meksika Olimpiyatları’nda dördüncü olmuştu. Bu, spora dair ilk heyecanımdı. İlk kez bir anonsu bu kadar dikkatle dinlemiş ve ilk defa bu kadar gururlanmıştım.
İsmail Akçay hemşerimdi… Ve hâlâ çok yakın dostum, ağabeyimdir. Şu anda Türk Milli Olimpiyat Komitesi üyesidir. Her zaman saygıyla ve gururla andım, anmaya da devam ediyorum.
Askerliğimin bir döneminde ben de Ordu Milli Takımı’nda yer aldım. Komutanım da atletti. Bir yarışta İsmail Akçay’ın önünde bitiş çizgisine ulaşmıştı. O anın fotoğrafı, makam masasının arkasında duvarda asılıydı. O fotoğrafın altına da şöyle yazılmıştı:
“İsmail Akçay’ı geçebilmek!”
İşte benim gibi her sporcunun hayatta örnek aldığı, ilham aldığı büyük isimler vardır. İsmail Akçay da bu isimlerden biridir.
1939 yılında Balıkesir’in Sarıköy kasabasında doğan İsmail Akçay, Türk atletizminin yetiştirdiği en büyük maratonculardan biridir. 1968 Meksika Olimpiyatları’nda maratonu 4. sırada tamamlamış, bu derecesiyle Türk atletizm tarihine geçmiştir. Aynı yıl Avrupa Şampiyonası’nda da 6. olmuştur. Akçay, Balkan şampiyonlukları, Akdeniz Oyunları başarıları ve Türkiye rekorlarıyla adını unutulmazlar arasına yazdırmıştır.
Koşarken ayaklarının değil, yüreğinin götürdüğü bir sporcu olan İsmail Akçay, yıllar boyunca ABD başta olmak üzere birçok ülkede antrenörlere ve milli sporculara eğitim vermek üzere davet edilmiştir. Sahadaki başarısını bilgiyle birleştirerek Türk sporuna yıllarca katkı sunmuş bir değerdir. Bugün hâlâ genç sporculara yol gösteren, örnek olan bir isimdir.
Benim çocukluk kahramanım, spora gönül vermemde etkili olan ilk ilham kaynağımdı. Hâlâ aynı heyecanla onu dinliyor, her karşılaşmamızda aynı saygıyı hissediyorum. Onun başarılarıyla hep gurur duydum, duymaya da devam edeceğim.
İşte bu yüzden, ülke olarak geleceğe daha umutla bakmak istiyorsak; gençlerimize ilham verecek, onların önünü açacak, azim, disiplin ve ahlakıyla örnek olacak yeni İsmail Akçay’lar yetiştirmeliyiz. Spor sadece madalya değil, aynı zamanda karakter inşasıdır.