Üzerinde “zero” yazıyor diye sağlıklı olduğunu sanmak büyük hata. Aspartam gibi yapay tatlandırıcılar, kan şekeri dengesini bozarak karaciğer ve yağ metabolizmasına zarar veriyor. Kilo vermeye yardımcı olması gerekirken tam tersi bir tablo yaratabiliyor. En güvenilir seçenek hâlâ su ya da evde hazırlanan bitki çayları.

Kendimize ne kadar dikkat ettiğimizi sanıyoruz, değil mi? Kahvemize “bir tat” kahve kreması ekliyoruz, sabahları “vitamin niyetine” bir bardak meyve suyu içiyoruz, öğle arasında “light” diye pazarlanan içeceklerle susuzluğumuzu gideriyoruz. Oysa aslında farkında olmadan vücudumuza en ağır darbeleri vuruyoruz. Sağlık haberlerinde gördüğümüz “Dünyanın en sağlıksız besini açıklandı!” gibi başlıklar ilk bakışta abartı gibi gelebilir ama listede yer alan ürünlere bakınca, tehlikenin ciddiyetini anlamamak imkânsız.




Adı “krema” olsa da kahve kremalarının çoğunda gerçek krema bulunmuyor. Rafine yağlar, şeker ve katkı maddeleriyle hazırlanan bu ürün, sabah kahvenizi adeta sıvı bir “kimya kokteyline” dönüştürüyor. Oysa taze süt ya da süt köpüğü, hem daha sağlıklı hem de tadı çok daha gerçek bir kahve deneyimi sunuyor.




Hazır Meyve Suları
Meyve suyu sağlıklıdır algısı, bizi en çok yanılgıya düşüren nokta. Posası alınmış, fruktoz yüklenmiş bir bardak üzüm suyu, dört donut yemekle eş değer şeker barındırıyor. Üstelik bu, viseral yağlanmayı tetikleyerek kalp-damar sağlığını riske atıyor. Oysa taze meyveyi doğrudan yemek ya da suya birkaç dilim turunçgil atmak, hem lif hem vitamin sağlar hem de şekeri minimuma indirir.




Şekersiz Diyet İçecekler: Tatlı Tuzak
Üzerinde “zero” yazıyor diye sağlıklı olduğunu sanmak büyük hata. Aspartam gibi yapay tatlandırıcılar, kan şekeri dengesini bozarak karaciğer ve yağ metabolizmasına zarar veriyor. Kilo vermeye yardımcı olması gerekirken tam tersi bir tablo yaratabiliyor. En güvenilir seçenek hâlâ su ya da evde hazırlanan bitki çayları.



Kızartmalar ve AGE Maddeleri
Kızarmış yiyecekler sadece yağlı değil, aynı zamanda “İleri Glikasyon Son Ürünleri” (AGE) denilen tehlikeli bileşenlerle dolu. Bu maddeler bağışıklığı düşürüp iltihaplanmayı artırıyor. Fırında, buharda veya ızgarada pişirmek ise hem lezzetten ödün vermiyor hem de sağlığı koruyor.




Mayonez ve Bulyon
Mayonezin market rafında aylarca bozulmadan kalabilmesi, içindeki katkı maddelerinin gücünü gösteriyor. Bulyonlarda da palm yağı ve yüksek tuz oranı sağlığımız için ciddi tehdit. Evde yoğurtla sos hazırlamak veya kendi et/tavuk suyunu kaynatmak ise hem daha sağlıklı hem de cebinizi yormayan bir çözüm.




Sağlıklı beslenmek sadece kaloriyi saymak değil; vücudumuza neyi, ne kadar ve hangi formda aldığımızı bilmekten geçiyor. Market raflarında “masum” gibi görünen birçok ürün, aslında uzun vadede bedenimize yavaş yavaş hasar veriyor. Kahve kremasından bulyona kadar bu listedeki “masum suçlulara” dikkat etmek, sağlığımız için atacağımız en önemli adımlardan biri olabilir.