Sanıyoruz ki fedakârız diye seviliyoruz. Oysa çoğu zaman sevildiğimiz şey fedakârlığımız değil, başkalarının hayatını kolaylaştırmamız.

Hep ilk aranan biziz. Bir iş düştüğünde, bir sorun çıktığında, bir boşluk oluştuğunda… Çünkü bilirler ki “hayır” demeyiz. Fedakârlık sandığımız şey, çoğu zaman başkalarının konforudur.

Gençken bunu fark etmiyoruz. Koşuyoruz, yetişiyoruz, yük alıyoruz. Ailede sorumluluğu biz taşıyoruz, işte aksayanı biz toparlıyoruz, dost meclisinde herkesin derdini biz dinliyoruz. Ve buna da “seviliyorum” diyoruz.


Oysa hayat yavaş yavaş gerçeği gösteriyor: İnsanlar seni sevdiği kadar değil, sana ihtiyaç duyduğu kadar yanında kalıyor.

Bir gün yoruluyorsun. Bir gün duruyorsun. Bir gün “bu sefer ben yokum” diyorsun. İşte o an değişiyor yüzler.

“Eskisi gibi değilsin” deniyor. “Değiştin” deniyor. “Bize sırtını döndün” deniyor. Oysa değişen sen değilsin. Değişen, artık herkes için iyi olmaman.

Hayatın en net dersi burada gizli: Değer, verdiğin zaman değil; veremediğin anda gördüğün muameleyle ölçülür.


Felsefe bunu yüzyıllar önce söyledi. Aristoteles’in çıkar dostlukları tanımı boşuna değil. Çünkü fedakârlık, doğru elde bir erdemdir; yanlış elde ise bir alışkanlık.

İnsanların bir kısmı seni sen olduğun için değil, iyiliğinden vazgeçemeyeceğini sandığı için sever. Ve herkes için iyi olanlar, en sonunda kendine geç kalır.

Bana gelince… İş hayatım, sosyal çevrem ve siyasi geçmişimle; bugün hâlâ bir karşılığı, hâlâ bir potansiyeli olan bir yerde duruyorum. Yüce Allah izin verdiği sürece de bu böyle olacak.


Bu yüzden ilgi görmeye devam edeceğimi biliyorum. Ama zihnimin bir köşesinde hep aynı soru duracak: Bu ilgi bana mı, yoksa bende gördükleri imkâna mı?

Gerçek sevgi çok daha sade bir yerde durur. İşin düştüğünde değil; işin düşmediğinde de yanında kalabilmektir.

Sana gerçekten değer verenler, senden vazgeçtiğinde değil; durduğunda da kalanlardır.

Hayatın sonunda insan şunu net biçimde anlıyor: Fedakârlık, bilinçli yapılmadığında insanı yüceltmez; yıpratır, tüketir ve sessizce yalnız bırakır.

Tüm iyilikler; hak edene ve koşulsuz sevdiklerimize olsun.