Çocukların sağlıklı gelişiminin en kritik ayağı beslenme. Ama sadece evde değil, okulda da bu ihtiyaç karşılanmalı.

Yeni eğitim öğretim yılı başladı. Her yıl olduğu gibi ailelerin en büyük telaşı, çocuklarının okul masrafları ve beslenme düzeni oluyor.
Ama bu mesele biraz daha derin: hayat pahalılaşmış bir hale doğru yol alırken, en temel ihtiyaç olan gıdayı erişilebilir bir noktada adil bir müfredatla buluşturmak.

Çocukların sağlıklı gelişiminin en kritik ayağı beslenme. Ama sadece evde değil, okulda da bu ihtiyaç karşılanmalı.

Çocuklar için bir öğün yemek bir ömür boyu sağlık demek. Devletin her öğrencinin en az bir öğün sağlıklı yiyeceğini güvence altına alması büyük bir sosyal devlet görevidir.

Dış ülkelerde bunun örneklerini görüyoruz. Finlandiya’da, Japonya’da, hatta Latin Amerika ülkelerinin bazılarında bile okulda beslenme politikası vardır.

Neden? Çünkü gelecek, nesillerin eğitimi etrafında şekillenir. Çocuklar aç karnına ders yapamaz, konsantrasyon bozukluğu “nasıl olsa öğreniyor” statüsünü kaybettirir.

Oysa eğitim-öğretim sadece okul sıralarında değil, aynı zamanda mutfakta da başlar. Çocuğa sağlıklı yeme alışkanlığı kazandırmak, onun zihinsel kapasitesini artırmak kadar toplumsal eşitsizlikleri de azaltır.

Velilerin ekonomik gücüne bırakılacak bir alan değildir bu. Çünkü bazı veliler bir öğün için dahi tereddüt ederken, bazıları lüks tabaklar hazırlıyor. İşte sosyal devlet bu noktada devreye girmelidir.

Sonuç olarak; bir öğün yemek, bir neslin geleceğini değiştirebilir. Bunun adı beslenme politikasıdır. Eğitim kadar önemlidir. Ve unutmayalım ki çocuklarımızın sağlıklı geleceği, yarın ülkenin güçlü yarınları demektir.