İnsan, takvim yaprağı değişince gerçekten değişmiş hissetmiyor.
31 Aralık gecesiyle 1 Ocak sabahı arasında, ruhumuzda sihirli bir eşik yok. Saat 00.00’da içilen bir kadeh, atılan bir havai fişek ya da yazılan birkaç “iyi seneler” mesajı, insanın içindeki yorgunluğu bir anda silmiyor. Çünkü yorgunluk takvimden değil, yaşanmışlıklardan birikiyor.
2025’i bitirip 2026’ya “merhaba” derken önümüzde dört günlük bir mola var. İmkânı olanlar bu kısa aralığı gezerek, eğlenerek, biraz da kendini oyalayarak değerlendirmeye çalışıyor. Avrupa şehirleri yine revaçta: Viyana, Brugge, Roma… Yılbaşı romantizmi denince Edinburgh’un sisli sokakları, Tallinn’in Orta Çağ sessizliği öne çıkıyor.
İmkânı olanlar için başka bir pencere daha var: Kaz Dağları, Ürgüp, Alaçatı… Dört günlük bir tatil için yeterince sade, yeterince gerçek. Ama ister Avrupa’da bir meydan, ister Kaz Dağları’nda bir patika olsun… Dönüp eve gelince insan yine kendisiyle baş başa kalıyor. Çünkü mesele gidilen yer değil; taşınan hayat.
Yeni yıl, yeni umut demek. Ama umut dediğimiz şey çoğu zaman sessiz bir beklentiye dönüşüyor. İnsan umut ederken bile temkinli; çünkü daha önce çok umut etti, çok hayal kurdu ve çoğu zaman hayal kırıklığıyla tanıştı.
Yeni yıl, yeni ufuklar vaat eder. Ama her ufuk, beraberinde bir belirsizlik taşır. Ufuk genişledikçe insanın kaybolma ihtimali de artar.
Ve evet… Yeni yıl aynı zamanda yeni hayal kırıklıkları demektir. Çünkü beklenti arttıkça kırılma ihtimali de büyür. Kaybedişler artık yüksek sesle yaşanmıyor; içe doğru, derin ve iz bırakarak yaşanıyor.
Belki de yeni yıl; yeni hedefler koymaktan çok, eski yükleri azaltma zamanıdır. Daha az rol, daha az ispat, daha az kalabalık.
Yeni yıl mucize getirmez. Ama bir teklif sunar: Devam mı, değişim mi?
İnsan takvimle değil; anlamla yenilenir.
2026’ya girerken dileğim şu:
Yeni umutlar kurabilelim ama kırılınca utanmayalım.
Yeni ufuklara bakabilelim ama kaybolunca kendimizi suçlamayalım.
Kaybettiklerimizi inkâr etmeden, kalanlarla yolumuza devam edebilelim.
Çünkü insan, değişimi beklediği yerden değil; kabul ettiği yerden başlatır.