Kadın oyuncular e-sporda yükselişe geçti. Türkiye’de Valorant ve LoL kadın ligleri genç oyunculara ilham veriyor. E-sporun geleceği kadınlarla şekilleniyor.
E-spor denildiğinde çoğumuzun gözünde hâlâ erkek oyuncuların ağırlıkta olduğu bir sahne canlanıyor. Fakat son yıllarda bu tablo değişmeye başladı.
Kadın oyuncular, sadece rekabetçi sahnede değil; topluluklarda, içerik üretiminde ve profesyonel liglerde de kendilerine daha fazla yer açıyor.
Yine de şunu kabul etmek gerekiyor: Kadın oyuncular hâlâ e-spor ekosisteminde eşit şartlara sahip değiller. Çoğu zaman önyargılarla, toksik söylemlerle ya da fırsat eşitsizlikleriyle karşılaşıyorlar. Oysa işin aslı, refleks, strateji ve takım oyunu gibi e-sporu var eden unsurların hiçbirinin cinsiyetle ilgisi yok.
Türkiye’de de kadın oyuncuların adını duyurmaya başladığını görüyoruz. Valorant ve League of Legends özelinde kurulan kadın ligleri, hem görünürlük sağlıyor hem de genç oyunculara “sen de yapabilirsin” mesajını veriyor. Özellikle son dönemde uluslararası sahnelerde başarı kazanan kadın takımlar, bu işin gelecekte daha da büyüyeceğini gösteriyor.
Benim dikkatimi çeken nokta şu: Kadın oyuncuların sahnedeki varlığı sadece rekabet için değil, aynı zamanda esporun kültürünü dönüştürmek için de önemli. Daha kapsayıcı, daha saygılı ve daha adil bir ortam yaratmak istiyorsak, kadınların bu yolculuğun merkezinde olması gerekiyor.
Sonuç olarak; e-sporun geleceği, farklı seslerin, farklı bakışların ve farklı deneyimlerin bir arada olmasına bağlı. Kadın oyuncular da bu geleceğin ayrılmaz bir parçası. Ve şunu net söylemek mümkün: Onlar artık sadece sahneye çıkmakla kalmıyor, o sahnenin kurallarını da değiştirmeye başlıyorlar.