Son zamanlarda markette gezerken elinize bir ekmek aldığınızda, paketin üzerinde kocaman “Glutensiz” yazısını görmeniz işten bile değil. Hatta belki de siz de bir ara “şöyle biraz glutensiz beslensem fena mı olur” diye düşündünüz. Çünkü etrafta dolaşan söylemler belli: “Şişkinlik yapmaz, zihin açar, kilo verdirir, bağırsakları düzene sokar…” Liste uzayıp gidiyor.
Aralık ayında bir dergide yayınlanan bir araştırma, bu glutensiz rüyaya biraz soğuk su serpiyor. Araştırmacılar, glutensiz diye satın aldığımız ürünlerin çoğunun daha çok şeker, daha fazla kalori, daha az protein ve daha az lif içerdiğini ortaya koymuş. Yani biz “sağlıklı” diye paketini öpüp başımıza koyarken, aslında daha az besleyici bir tercihe yönelmiş olabiliyoruz.
Şimdi yanlış anlaşılmasın; çölyak hastaları, buğday alerjisi olanlar ya da glütene karşı hassasiyeti olanlar için glütensiz beslenmek hayati. Onlar için bu bir moda değil, mecburiyet. Ama ya geri kalanlarımız?
İşte işin rengi burada değişiyor.
Araştırmaya göre, glütensiz ürünlerin içeriği genellikle mısır nişastası, pirinç unu gibi malzemelerle dolduruluyor. Bu da besin değerinin düşmesine, ama kalorinin artmasına neden oluyor. Hatta glütensiz kekler ve ekmeklerde şeker oranı ciddi oranda daha yüksek. Bir de protein konusu var ki, özellikle spor yapıyorsanız veya dengeli beslenmeye dikkat ediyorsanız önemli: Glutensiz ürünlerdeki protein miktarı, genellikle gluten içeren muadillerinin yarısı kadar.
Ama işin ilginç tarafı şu: Glutensiz ürünlerin lif oranı biraz daha yüksek çıkmış. Bunun nedeni de genelde ürünlere ekstra lif içeren malzemelerin eklenmesiymiş. Yani her şey kötü değil elbette, ama tablo genel olarak “sandığımız kadar sağlıklı değil” yönünde.
Klinik diyetisyen Halle Saperstein de diyor ki: “Tıbbi olarak gerekmediği sürece glutensiz beslenmek, vücudun ihtiyaç duyduğu bazı temel besinleri alamamasına yol açabilir.” Hatta bazı durumlarda, bağırsak dengeniz bile bozulabilir.
Peki ne yapmalı?
Weill Cornell Tıp Merkezi’nden diyetisyen Shonali Soans, aslında çok mantıklı bir şey söylüyor: "Bir ürünün sağlıklı olup olmaması, sadece glüten içerip içermediğiyle ilgili değil. Ne içerdiği ve nasıl üretildiği çok daha önemli." Yani her glutensiz ürün sağlıklıdır diyemeyiz; tıpkı her glütenli ürün zararlıdır diyemeyeceğimiz gibi.
Tam tahıllar, baklagiller, sebzeler, meyveler… Bunlar zaten sağlıklı bir beslenmenin temel taşları. Eğer ille de glütensiz bir şeyler denemek istiyorsanız, kinoa, karabuğday, teff, sorgum gibi doğal olarak glutensiz tahılları tercih edin. Hem bağırsak dostudur, hem de gerçekten besleyici.
Eğer glütenle tıbbi bir probleminiz yoksa, sadece “duydum ki iyi geliyormuş” diye glutensiz ürünlere yönelmek çok mantıklı değil. Çünkü her moda, her trend, sizin bedeninize uygun olmayabilir. Bir şeyin popüler olması, doğru olduğu anlamına gelmez.
Yani neymiş?
Her glutensiz ürün sağlıklı değildir.
Her glütenli ürün düşman değildir.
Ve her beslenme trendi size uygun olacak diye bir kaide yoktur.
Kısacası, moda diyetlerin peşinden değil, kendi vücudunuzun ihtiyaçlarının peşinden gidin.