Her mevsimin ayrı bir havası olduğu gibi, sofralara gelen balığın da ayrı bir mevsimi var.

Sonbaharda palamutun, kışın hamsinin, ilkbaharda kalkanın tadı başka olur. Hele bir de balığı doğru mevsimde, doğru yerden aldıysanız işte o zaman sofradaki keyfin yerini hiçbir şey tutmaz.


Mevsiminde Balık Tüketmek Neden Önemli?

Balıklar üreme dönemlerinde yağ oranı düşer, eti gevşer. Bu yüzden her türün en lezzetli olduğu zaman farklıdır. Eylül-ekim gibi denizler serinlemeye başladığında palamut yağlanır, tam kıvamına gelir. Kasım-aralıkta hamsi Karadeniz’den Marmara’ya göç eder; bol yağlı ve diri olur. Şubat-mart ayları ise kalkanın en verimli dönemidir. Mevsiminde balık yemek sadece lezzeti artırmaz; daha uygun fiyata ve daha besleyici balık tüketmenizi de sağlar.

Karadeniz Balığı mı Daha Lezzetli, Marmara Balığı mı?

İşin en merak edilen kısmı da burası. Karadeniz balığı genellikle daha yağlı ve hareketli olur. Hamsi, istavrit, mezgit gibi balıklar Karadeniz’in soğuk ve besin açısından zengin sularında yetişir; bu da onlara yoğun bir aroma ve yağ kazandırır.

Marmara balıkları ise nispeten daha sakin sularda yaşar. Lüfer, tekir, çinekop gibi türler Marmara’nın kendine has plankton yapısıyla beslenir. Özellikle İstanbul Boğazı’ndan geçen lüfer ve çinekopun tadı, balık meraklılarının gözdesidir.


Aslında hangisinin “daha lezzetli” olduğu biraz damak zevkine bağlı. Karadeniz’in hamsisi kışın başka bir şölen yaşatır, Marmara’nın lüferi sonbaharda… Bir de tabii balığın taze olması ve doğru pişirilmesi önemli. Karadeniz’den yeni tutulmuş hamsiyle Marmara’dan yeni çıkan çinekopu aynı gün sofrada denerseniz, seçim yapmak iyice zorlaşır.


Balık, Türkiye’nin her bölgesinde farklı bir kültür, farklı bir sofra ritüeli. Karadeniz’de mısır ekmeği ve hamsi tava, Marmara’da lüfer ızgara… Önemli olan, balığın doğal döngüsüne saygı gösterip mevsiminde tüketmek. Böylece hem lezzetli hem de sürdürülebilir bir seçim yapmış olursunuz.