30 Ağustos Zafer Bayramı ile milletçe yeniden gururlanıyor, bağımsızlık ateşini içimizde tazeliyoruz. Böylece Ağustos’u uğurlayıp Eylül ayına adım atıyoruz. Eylül, bir yanıyla yazın sıcak ve neşeli günlerinden sonbaharın hüzünlü ama dingin havasına geçiştir. Bir yanıyla da insanların tatil dönüşünde yeniden buluşması, hayatın akışına kaldığı yerden devam etmesidir.

Eylül denince akla sonbahar gelir. Sararan yapraklar, hafif esen rüzgâr, güneşin daha yumuşak ışıkları… Doğa kışa hazırlanırken, insan da ister istemez biraz içe döner. Ayrılıkların yaşandığı yaz sonrasında, tekrar kavuşmaların, buluşmaların mevsimidir Eylül. Uzun bir tatilin ardından iş arkadaşları yeniden masalarında buluşur, komşular yazlık telaşlarını geride bırakıp aynı sokaklarda yeniden karşılaşır. Öğrenciler içinse Eylül, yeni umutların, yeni dostlukların, yeni hayallerin başlangıcıdır.

Benim hafızamda Eylül ayı, siyah önlük ve beyaz yakalarla okul yoluna koştuğum günleri getirir. Yeniden okul sıralarına oturmanın heyecanı, çocuk yüreğimde farklı bir tat bırakır. Daha sonraki yıllarda ise yaz tatilinde kurduğum dostluklardan ayrılıp okul arkadaşlarımla tekrar buluşmanın, onlarla yeni maceralara başlamanın anlamını taşır. Sporculuk hayatımda Eylül; yaz boyu yapılan çalışma ve antrenmanların ardından, yeniden müsabakaların başladığı, şampiyonluk hayalinin yoğunlaştığı bir dönemi ifade eder. İş hayatında ise Eylül, mali yılın 31 Aralık’ta biteceği bilinciyle son büyük atılımların yapıldığı, hedeflere koşulan bir ay olmuştur.

Alpay’ın “Eylül’de Gel” şarkısı da bu yüzden kulağımıza ayrı bir anlamla gelir. Eylül sadece hüzün değildir; kavuşmayı, yeniden başlamayı, tazelenmeyi de simgeler. Tıpkı sonbaharın doğayı kışa hazırlaması gibi, insan da içsel bir yenilenme yaşar.

Yaprakların dalından kopup toprağa düşmesi, aslında hayatın döngüsünü hatırlatır. Bitmekte olan bir mevsim, yerini yeni başlangıçlara bırakır. İnsan ilişkilerinde de böyledir; kimi zaman ayrılıklar yaşanır, kimi zaman uzaklıklar girer araya. Ama Eylül bize gösterir ki, buluşmalar her zaman yeniden mümkündür.

Yılın sonbaharı hüzünle karışık bir tebessüm getirir yüzümüze. Çünkü biliriz ki, ayrılıklar gelip geçicidir; dostluklar, sevgiler ve buluşmalar kalıcıdır. İşte bu yüzden Eylül, biraz hüzün, biraz umut, biraz da kavuşma demektir.