Esporun perde arkasında oyuncular ciddi sağlık sorunları yaşıyor. Fiziksel rahatsızlıklar ve tükenmişlik, profesyonel kariyerlerin en büyük tehdidi.
E-spor dışarıdan bakıldığında eğlence, adrenalin ve başarı dolu bir sahne gibi görünüyor. Ancak işin perde arkasına geçtiğinizde, oyuncuların bedensel ve ruhsal anlamda ciddi yükler taşıdığını fark ediyorsunuz.
Bu yük, çoğu zaman göz ardı edilen ama kariyerleri şekillendiren en önemli faktörlerden biri: sağlık.
Profesyonel oyuncular günde ortalama 8-10 saat ekran başında kalıyor. Tekrarlayan el ve bilek hareketleri, uzun süreli oturuş, göz yorgunluğu… Bunların hepsi kısa vadede performansı etkiliyor, uzun vadede ise kalıcı sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Tendon rahatsızlıkları, bel-boyun ağrıları, hatta uyku düzensizlikleri esporda en sık görülen problemlerden.
Bunun en bilinen örneklerinden biri, League of Legends efsanesi Faker. Yıllardır sahnede “efsane” unvanıyla anılan Faker bile, geçtiğimiz yıllarda ciddi bilek ağrıları yaşadı ve bir süre sahalara ara vermek zorunda kaldı. Hatta kendisi bir röportajında, “Ellerimi hissetmekte zorlandığım anlar oldu, oyuna odaklanmak neredeyse imkânsızdı” diyerek bu durumun ne kadar yıpratıcı olduğunu ifade etmişti. Dünyanın en iyisi kabul edilen bir oyuncunun bile sağlık sebebiyle geri adım atması, aslında esporda bedensel yükün ne kadar ağır olduğunu gösteriyor.
Ama iş sadece fiziksel yıpranma ile bitmiyor. Psikolojik baskı da en az kas ağrıları kadar ağır. Taraftarların beklentisi, sosyal medyadaki yorumlar, takım içi rekabet, “her maç bir kariyer dönüm noktası” hissi… Bunlar, genç yaşta sahneye çıkan birçok oyuncunun üzerinde büyük bir stres oluşturuyor. Burnout dediğimiz tükenmişlik hali, bugün e-sporun en büyük tehlikelerinden biri.
Türkiye’de bu konuda adımlar atılmaya başlansa da hâlâ yolun başındayız. Takımların psikolog, diyetisyen ve fizyoterapistlerle çalışması artık bir lüks değil, zorunluluk. Oyuncunun sadece oyun performansına değil, insan olarak sağlığına yatırım yapmak gerekiyor. Çünkü unutmayalım: Sağlıklı oyuncu, sürdürülebilir başarı demektir.
Sonuç olarak; e-sporun görünmeyen bedeli, oyuncuların sağlığı. Bu bedeli hafifletmek için ekiplerin, federasyonların ve topluluğun sorumluluk alması şart. Ve Faker örneğinde gördüğümüz gibi, sahnedeki en parlak yıldızlar bile bu yükten muaf değil. Oyuncular da unutmamalı: Bir sonraki maç kadar, bir sonraki nefes de önemli.