Eskişehir’de çıkan orman yangınında 5 orman işçisi ve 5 AKUT gönüllüsü yaşamını yitirdi. Bu acı olay, orman yangınlarına karşı verilen mücadelenin yetersizliklerini ve sistemdeki ihmalleri bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Türkiye’nin ciğerleri yanarken, vatandaşlar teçhizat, eğitim, hava müdahalesi ve gönüllülük sistemindeki eksikliklere çözüm bekliyor.


Yangın Değil, İhmal Öldürüyor

Eskişehir’de meydana gelen orman yangınında 10 insan hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin 5’i orman işçisi, 5’i ise AKUT gönüllüsüydü. Bu elim olay sadece bir doğa felaketi değil, aynı zamanda teçhizat eksikliği, iş güvenliği zafiyetleri ve koordinasyon sorunlarının ağır bir faturası oldu. Yangında kaybettiğimiz 10 can, yanan ağaçlarla birlikte milletin vicdanında da telafisi zor bir yara bıraktı.


3 Binden Fazla Yangın: Nedeni Belli, Önlemi Nerede?

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın verilerine göre, bu sezon Türkiye genelinde 3 binden fazla orman ve arazi yangını meydana geldi. Bu yangınların büyük çoğunluğu ihmal, kasıt, enerji nakil hatlarının bakımsızlığı ve insan kaynaklı hatalardan kaynaklanıyor. Hal böyleyken alınan önlemler yetersiz, cezalar caydırıcı değil ve yangın sezonu henüz bitmiş değil.


Devlet ve Millet El Ele Olmalı: Herkese Görev Düşüyor

Orman yangınlarıyla mücadelede yalnızca devletin değil, her vatandaşın sorumluluğu var. Özellikle yangın sezonunda doğaya atılan cam şişeler, sigara izmaritleri, dikkatsizce yapılan piknikler ve kontrolsüz tarım uygulamaları büyük felaketlerin fitilini ateşliyor.
Vatandaşlar, bu süreçte daha dikkatli olmalı, doğaya saygı göstermeli, orman alanlarına izinsiz girmemeli ve herhangi bir duman veya ateş belirtisini gecikmeden yetkililere bildirmelidir.


Mücadele Daha Donanımlı Olmalı

Yaşanan acı olaylar, orman yangınlarına karşı devletin daha güçlü bir strateji geliştirmesi gerektiğini açıkça gösteriyor.

  • Hava araçları yetersiz. Yangına havadan müdahalede kullanılacak uçak ve helikopter sayısı hâlâ ihtiyacın çok gerisinde.

  • Orman işçileri korunmasız. Yangın alanında çalışan işçilerin kıyafet ve teçhizatları, onları alevlerin ortasında korumaya yetmiyor.

  • Gönüllü eksikliği var. Gönüllü yangın savaşçılarının sayısı artırılmalı, eğitimleri profesyonel düzeye çıkarılmalı.


Su Kıtlığında Bir Başka Bedel: Yangınlar ve Su Tüketimi

İklim krizinin etkisiyle yaşanan su kıtlığı, orman yangınlarının söndürülmesinde kullanılan tonlarca su miktarını da önemli bir sorun hâline getiriyor. Bu durum, su kaynaklarının daha dikkatli ve stratejik şekilde planlanması gerektiğini gündeme getiriyor.


Doğadaki Her Canlı Tehlikede

Orman yangınları sadece ağaçları değil, ormanda yaşayan tüm canlıların yaşam alanlarını yok ediyor. Kuşlar, sincaplar, böcekler, yılanlar, tilkiler… Hepsi ya yanarak ya da kaçarken aç ve susuz kalıp ölüyor.
Bu yıkım, ekosistem dengesinin bozulması, biyoçeşitliliğin azalması ve gelecekte daha büyük çevre felaketlerine davetiye anlamına geliyor.


Cephede Savaşır Gibi: Orman İşçileri Kahraman

Yangınla mücadele eden orman işçileri, cephede savaşır gibi canlarını ortaya koyuyor. Alevlerin içinde kalma riskine rağmen gece gündüz demeden çalışan bu kahramanlar, çoğu zaman yeterli koruyucu ekipmana bile sahip olmadan görevlerini yerine getiriyor.
Eskişehir’de hayatını kaybeden 5 orman işçisi ve 5 gönüllü, bu mücadelenin ne kadar ağır bir bedel taşıdığını tüm Türkiye’ye bir kez daha hatırlattı.


Sadece Ağaçlar Değil, Yürekler de Yanıyor

Eskişehir’deki yangında yaşamını yitiren 10 vatandaşımızı birer orman şehidi olarak görüyoruz.
Kahramanca mücadele eden bu insanlar, ülkenin yeşilini korurken canlarını verdi. Bu vesileyle:

Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır diliyoruz.
🇹🇷 Türkiye onların adını yaşatmalı, mücadelelerini unutmamalıdır.