BELEDİYELERİN kendi bölgelerinde üreticiye hibe tohum, fide, fidan, gübre vesaire dağıtması güzel şey.

Halkçı belediyecilik adına, tarım ve hayvancılığın desteklenmesi adına doğru bir uygulama.

Bu çalışmaları yaparken reklam da olacak elbet; sonuçta belediyeler siyasi kurum. Yönetenler de siyasi partilerin seçilmişleri. Yaptıkları işin tanıtımı, reklamı, şovu da olacak.

Tabi işin mahiyeti, şovun gölgesinde kalmamalı!

Yani bir tutam fide, bir avuç tohum dağıtmanın karşılığı, janjanlı reklamlar, büyük bütçeli şov organizasyonları falan olmamalı.

Tohuma, fideye beş verirken, reklama, tanıtıma yirmi beş olmaz!

***

GEÇENDE, badalan fasulyesi tohumu dağıttı Balıkesir Büyükşehir Belediyesi. Reklamı, tanıtımı, şovu, pazarlaması pek muhteşem oldu.

Verilen tohum, üretici başına yarım kilodan ibaretti.

Yarım kilo tohumu, kaç metrekare toprağa atabilirsiniz?

Büyükşehir Belediyesi, tarımsal üretimle hobi bahçeciliğini birbirine karıştırıyor.

Yarım kilo tohumdan kaç kilo ürün alırsınız?

***

DÜNYA Çiftçiler Günü’nde domates ve biber fidesi dağıttı Büyükşehir. Balıkesir’in 20 ilçesinde, Ziraat Odaları aracılığıyla 228 bin adet fide dağıtımı yapıldı.

Büyükşehir kendi kadrolarıyla, kendi araçlarıyla, kendi olanaklarıyla değil, Ziraat Odaları’nı kullanarak yapıyor bu işi.

Yani, “Büyükşehir ve Ziraat Odaları işbirliği” olmuş oluyor!

Fide sayısı olarak bakarsanız, “hay maşallah, Büyükşehir yağdırıyor” diye düşünürsünüz.

228 bin fide sonuçta!

Bunun 114 bini domates, 114 bini biber.

Patlıcan fidesi de dağıtılacakmış ama bulamamışlar! Bu sene patlıcan fidesi kıtlığı var...

Büyükşehir’den Odalara mesaj gönderiliyor; oda üyelerine, kendi bölgelerindeki üreticilere çağrı yapılması isteniyor. Ziraat Odaları, üyelerini tek tek arayıp “haydi buyrun gelin, Büyükşehir’in domates biber fideleri sizi bekliyor” diyecek.

***

ÇAĞRIYA uyup Oda’ya gelen çiftçiye, Ahmet Akın’ın kalp logosu baskılı mavi karton çantaları içinde fideler verilecek.

Kasalarla değil haa; karton çantada, 10’ar adet!

10 tane domates, 10 tane biber fidesi...

Yani, toplamda 20 adet fideyi almak için, yaşadığı köyden ilçe merkezine gelecek vatandaş.

Fide dağıttıkları kitle, Balıkesirli çiftçiler.

Belediye’nin elli metrekarelik hobi bahçelerine aylık 3 bin lira kira ödeyen mangalcılarla, oturduğu evin şuncacık bahçesinde üçer beşer fideden ibaret sebze yetiştirmeye çalışan hobicilerle, Ziraat Odalarına kayıtlı, çiftçi belgesi sahibi üreticileri birbirine karıştırmamak lazım.

***

BU domates - biber muhabbetinin bir başka boyutu daha var.

Dağıttıkları fideler, Büyükşehir’in bağlarında, bahçelerinde, tarlalarında, seralarında üretilen fideler değil.

Satıcıdan, toptancıdan falan alınıyor. Kimden aldıklarını, kaça aldıklarını bilmiyoruz.

Söylenene göre, ata tohumundan üretilen fideler değilmiş bunlar.

Hibritmiş!

Yani bir atımlık... Seneye yok...

E hani ne oldu şimdi ‘sürdürülebilir tarım’ dediğiniz şey?

Buna ‘tarımsal üretime destek’ denebilir mi?

Olsa olsa, “çorbada tuzumuz bulunsun” diyebilirsiniz. Onun adı da zaten ‘tarıma destek’ olmaz.

***

AMA reklam, tanıtım, şov muhteşem!

Gazete manşetleri müthiş...

Reklamlara bakarsan, “Ahmet Akın Balıkesirli çiftçileri yalnız bırakmıyor, her türlü desteği veriyor, tarımsal üretimi destekliyor” diye düşünürsün.

Perde arkasını kurcalarsan.. Bu yapılanın tarıma destek değil, tamamen göz boyamadan ibaret olduğunu görürsün.

Eleştirince kızıyorlar ama, doğruları vatandaşla paylaşmak lazım.

***

BAŞKAN Ahmet Akın çiftçinin, besicinin karşısına ne zaman çıksa, “Tarımda Balıkesir Modeli” sözünü ediyor.

Tarımda Balıkesir Modeli diye bir şey yok. Pek çok belediyenin yaptığı şeyin tekrarıdır.

Bilmem kaç ton bamyayı, bilmem kaç kilo susamı üreticiden piyasa fiyatına satın alıp, iç ve dış pazara yüksek rakamlarla satmak da model falan olmuyor.

Üretici üç lira aşağı, beş lira yukarı, bir şekilde zaten kendi pazarını buluyor.

Büyükşehir ürünü satın alıyor; bunun havasını atıyor!

Bamyayı cips yapıp yurt dışına 40 dolardan satmakla övünüyor!

Bamya kısmıyla ilgili zamanında çok yazdık; bu mevzuda detaya girmeyelim şimdi.

***

ZİRAAT Odaları aracılığıyla dağıtıldı ya bu fideler.. Odaların başkanları, yöneticileri, üyeleri falan şaşkındır şimdi.

Ayıp olmasın diye fide dağıtımında rol alıyorlar; ama gerçeğin farkındalar.

Peki toplamda 228 bin fide için kimlere, ne kadar ödeme yapıldı?

Fideler hangi tedarikçiden, toptancıdan, tüccardan alındı?

Bunları kendi arazilerinde yetiştirilebilecek gücü, kudreti, olanağı var Büyükşehir’in.

Niye dışarıdan alınıyor?

Niye ata tohumu veya önceki sezonlardan kalan tohumlardan üretilen fideler değil de, hibrit fideler tercih ediliyor?

Üretici kendi tohumunu kullanıyor zaten, kendi fidesini üretiyor.

Senin verdiğin 10 tane fide, tarlada tek karıklık yer kaplamaz.

Saksıda falan yetişir. Fidelerin yanında ikişer üçer saksı da verseydiniz iyiydi!

***

DESTEKLEYECEKSEN gerçekten.. Bilimsel ve teknik açıdan destek verirsin. Adamın tarlasının büyüklüğüne göre hesap kitap yaparsın, fide verirsin. “Benim için yetiştir” dersin, hasat zamanı kaç ton üretim varsa satın alırsın.

Sonra ister salçacılara sat, istersen kendi salça fabrikanı kur, orada imalat yap. İstersen işlemden geçir, kuru domates biber olarak ambalajla.. Ne bileyim, yapılacak çok şey var.

Ancak böyle yaparsan, gerçekten ‘model’ olursun.

Üretici bu noktada sana çalışır, senin için üretir. Alın terinin karşılığını alır, mutlu olur. Ürün elinde patlamaz.

Maksat görüntü yapmaksa, ziyadesiyle yapıyorlar zaten.

Ha bir de sulama işleri var; onu da ele yüze bulaştırdık nitekim. Üretici bu sezon hop oturup hop kalkacak!

***

Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanı şu dağıtılan 10’ar fide ile üreticiye gerçek anlamda nasıl destek olunduğunu bir anlatsa meselâ.

Bundan sonraki üretici desteklemelerine dair planlarını, programlarını falan...

Bilmek lazım.

Selam ederim.