Yıllarca önce ulusal kanal’da bir TV kanalında yaptığım bir konuşmada yukarıda başlık olarak yazdığım bir tekerlemeyi kullanmıştım. Tekerlemenin anlamı açıktır. Bir konu hakkında konuşmak ama dişe dokunur bir şey söylemek anlamını taşır. Günümüzde kayyum tartışmalarında geldiğimiz nokta aynen bu tekerlemede ifade edildiği gibidir. Bilindiği gibi Van, Mardin ve Diyarbakır Büyük Şehir Belediye Başkanlıklarına kayyum atanmıştır. Bu atamalara pek çok kişi, grup ve bazı partiler şiddetle karşı çıktılar; “ Efendim seçilen demokratik yolla seçilen başkanlar görevlerinden alınamaz, demokrasi askıya alınmıştır.” Teraneleri kulakları doldurmuştur. Demokrasi, başlı başına soyut bir kavram değildir. Demokrasi HUKUK DEVLETİ ile sınırlıdır. Ayrıca bizde 29 Ekim 1923 le sınırlı olması gerekir. Her fırsatta Türkiye Cumhuriyetine küfreden bölücü terör örgütü idarecileriyle boy boy resim çektirip bu resimleri fütursuzca medyaya aksettiren,  PKK sizi tükürüğüyle boğar gibi mesajlar veren, kürtlerin kantonları olacaktır diye demeçler veren bir partinin belediye başkanı seçilmişte olsalar dikkatli çok dikkatli olmak zorundadırlar. Ayrıca bu başkanlar kendilerine yönelik bir kanunsuzluk yapılmışsa idare mahkemesine başvurabilirler. Yargı bu başkanların suçsuzluğuna karar verirse görevlerine dönerler. Yani aklanırlar görevlerine dönerler. İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanının yollara düşüp bu başkanlara DEMOKRASİ adına destek vermesi ne demokrasiyi ne belediye başkanlarına nede kendisini güçlendirmez. Ait olduğu partisini ise hiç ama hiç güçlendirmez. O parti ki Türkiye’nin Misak-ı Milli hudutlarını çizmiş ve de Türkiye’nin önce kurtuluşunu sonrada kuruluşunu gerçekleştirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti içi boş demokrasi nutuklarıyla değil 22 gün 22 gece süren Sakarya Meydan Savaşı ve 30 Ağustos Büyük Taarruzuyla kurulmuştur. CHP de görev bazı kişilerin ağızlarında bir söz var: “ Efendim kürt sorunu mecliste çözülecektir” Bu ne demektir? Anayasanın ilk üç maddesini mi değiştirecektir? Bazı vilayetlerde eğitim Kürtçe mi olacaktır? Bazı vilayetlerde ayrı bir özgüvenlik gücü mü oluşturulacaktır? Bazı vilayetlere özel statü mü verilecek Türkiye Cumhuriyeti içinden ayrı bir federasyon mu çıkacaktır? CHP yönetimi de artık eveleyip geveleme olayını bırakıp açıkça konuşmalı ve  “ 1930’ların CHP’si değiliz “ ifadesinin içini doldurmalıdır. Çeşitli TV kanallarında bu kayyum olayı ile ilgili yapılan tartışmalar tam da EVELEME GEVELEME DEVE KUŞU KOVALAMA tekerlemesini hatırlatmaktadır. Tekerlemelerin, boş konuşmaların derde deva olmadığını herkes bilir.Bilmeyenlerde son olaylar nedeniyle inşallah öğrenirler.