CHP Genel Başkanı Özgür Özel ‘’bunu bir savaş ilanı sayıyoruz’’ dediğine göre…
Erdoğan yargı eliyle başlattığı belediye operasyonlarında Esenyurt’ta CHP’yi ‘’terörle’’ Beşiktaş’ta ise ‘’yolsuzlukla’’ ilişkilendirerek kullandığı baskın iktidar ve kontrol ettiği medya gücüyle yıpratma kampanyasını başlatmıştır. Sadece o değil, aynı zamanda ‘’turpların büyüğü heybede’’ diyerek son yerel seçimlerde birinci olan ana muhalefet partisini ‘’tehdit’’ etmiştir.
Nereden bakarsanız bakın bu savaşta silahların eşitsizliği söz konusudur. Bir tarafta cumhurbaşkanı olarak devletin tüm gücünü kullanan ‘’Devlet’’le bir partinin ‘eşit’ yarışından söz edilemez.
AKP iktidarını şartların eşit olmadığı bir yarışta bugüne kadar olduğu gibi olağan yöntem ve olağan şartlarda yenmek kolay değildir. Eğer CHP Genel Başkanı Özgür Özel’de şartların ‘’olağanüstülüğünü’’ kabul ediyorsa, olağanüstü hal ilanıyla, olağanüstü çalışma şartlarını başlatarak seferberlik ilan etmelidir.
Bu ‘savaş’ normal bir siyasi partiye karşı değil, devletleşen AKP’ye karşı bir ‘savaş’tır!
Bu sadece CHP, CHP’li belediyelerin mücadelesi değildir. Bu topyekün demokrasi mücadelesidir. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ‘’kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz’’ dediği gibi. Bu, evine ekmek götüremeyen işsizin… ev kirasını ödeyemeyen evsizin… geçinemeyen emeklinin… çocuğunu okula gönderemeyen, çocuğunun cebine harçlık koyamayan babanın… bağ-kur prim borcunu ödeyemeyen esnafın… iktidardan olmadığı için kamudan iş alamayan müteahhidin… atanmayan öğretmenin… sendikalı olduğu için işten atılan çalışanın… eğitimde fırsat eşitliği arayan gencin… yenidoğan çetesine mahkum edilen annenin… mülakat mağduru gençlerin… kurtuluş mücadelesidir.
Objektif olmayan hukuktan, objektif ve adil kararlar beklemek bir tarafa bırakılmalı. Devletin başı olan cumhurbaşkanının ‘’silkeleyin’’ talimatı eksiksiz yerine getiriliyor ve ‘’turpların büyüğü heybede’’ diyerek tehdit ediliyorsa; normal, eşit yarıştan söz edilemez!
CHP en tepeden en sade üyesine kadar bu süreçte soğukkanlılığını korumalı. Muhatap siyasi talimatları koşulsuz yerine getiren yargı mensupları ve kamu görevlileri değil, talimatı veren siyasi erk olmalı.
CHP’li belediyeler 2019’dan bugüne kesilir denilen sosyal yardımları çeşitlendirerek, meclis toplantılarını canlı vererek sınıfı geçmiş, halkın güvenini kazanmıştır. Şimdi daha şeffaf bir anlayışla meclis toplantılarını ve ihaleleri canlı olarak kamuoyuna sunmalıdır. CHP’li belediyeler zaten sürekli denetim altında olduğuna göre tüm iş ve işlemleri için denetime davet etmelidir.
Suç unsuru olarak gösterilen davet usulü ihale 21/B, AKP iktidarının ve belediyelerinin kaç kez yaptığı açıklanmalıdır; suçsa onlar için suç değil mi?
CHP parti içi tartışmaları bir tarafa bırakmalı, seçim olsun olmasın, eski yeni tüm kadrolarını bir plan dahilinde tüm Türkiye sathına seferber etmeli. Artık Meclis işlevsiz hale gelmişse, Meclis’te görevli milletvekilleri dışında kalanlar, eski milletvekilleri, eski belediye başkanları, eski il-ilçe-başkanları ülke sathına sürülmelidir.
Topyekün savaş, topyekün mücadele, güçlü bir devinim ancak böyle sağlanır. Ayrıca medyanın yüzde doksanın üzeri iktidar kontrolünde ise, sesimizi duyuramıyor, meramımızı anlatamıyoruz deniyorsa böylece en geniş kitlelere ulaşılmış olur.
Bu bir savaşsa... CHP ne yapmalı?
ERGÜN AYDOĞAN
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ‘’bunu bir savaş ilanı sayıyoruz’’ dediğine göre…
Erdoğan yargı eliyle başlattığı belediye operasyonlarında Esenyurt’ta CHP’yi ‘’terörle’’ Beşiktaş’ta ise ‘’yolsuzlukla’’ ilişkilendirerek kullandığı baskın iktidar ve kontrol ettiği medya gücüyle yıpratma kampanyasını başlatmıştır. Sadece o değil, aynı zamanda ‘’turpların büyüğü heybede’’ diyerek son yerel seçimlerde birinci olan ana muhalefet partisini ‘’tehdit’’ etmiştir.
Nereden bakarsanız bakın bu savaşta silahların eşitsizliği söz konusudur. Bir tarafta cumhurbaşkanı olarak devletin tüm gücünü kullanan ‘’Devlet’’le bir partinin ‘eşit’ yarışından söz edilemez.
AKP iktidarını şartların eşit olmadığı bir yarışta bugüne kadar olduğu gibi olağan yöntem ve olağan şartlarda yenmek kolay değildir. Eğer CHP Genel Başkanı Özgür Özel’de şartların ‘’olağanüstülüğünü’’ kabul ediyorsa, olağanüstü hal ilanıyla, olağanüstü çalışma şartlarını başlatarak seferberlik ilan etmelidir.
Bu ‘savaş’ normal bir siyasi partiye karşı değil, devletleşen AKP’ye karşı bir ‘savaş’tır!
Bu sadece CHP, CHP’li belediyelerin mücadelesi değildir. Bu topyekün demokrasi mücadelesidir. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ‘’kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz’’ dediği gibi. Bu, evine ekmek götüremeyen işsizin… ev kirasını ödeyemeyen evsizin… geçinemeyen emeklinin… çocuğunu okula gönderemeyen, çocuğunun cebine harçlık koyamayan babanın… bağ-kur prim borcunu ödeyemeyen esnafın… iktidardan olmadığı için kamudan iş alamayan müteahhidin… atanmayan öğretmenin… sendikalı olduğu için işten atılan çalışanın… eğitimde fırsat eşitliği arayan gencin… yenidoğan çetesine mahkum edilen annenin… mülakat mağduru gençlerin… kurtuluş mücadelesidir.
Objektif olmayan hukuktan, objektif ve adil kararlar beklemek bir tarafa bırakılmalı. Devletin başı olan cumhurbaşkanının ‘’silkeleyin’’ talimatı eksiksiz yerine getiriliyor ve ‘’turpların büyüğü heybede’’ diyerek tehdit ediliyorsa; normal, eşit yarıştan söz edilemez!
CHP en tepeden en sade üyesine kadar bu süreçte soğukkanlılığını korumalı. Muhatap siyasi talimatları koşulsuz yerine getiren yargı mensupları ve kamu görevlileri değil, talimatı veren siyasi erk olmalı.
CHP’li belediyeler 2019’dan bugüne kesilir denilen sosyal yardımları çeşitlendirerek, meclis toplantılarını canlı vererek sınıfı geçmiş, halkın güvenini kazanmıştır. Şimdi daha şeffaf bir anlayışla meclis toplantılarını ve ihaleleri canlı olarak kamuoyuna sunmalıdır. CHP’li belediyeler zaten sürekli denetim altında olduğuna göre tüm iş ve işlemleri için denetime davet etmelidir.
Suç unsuru olarak gösterilen davet usulü ihale 21/B, AKP iktidarının ve belediyelerinin kaç kez yaptığı açıklanmalıdır; suçsa onlar için suç değil mi?
CHP parti içi tartışmaları bir tarafa bırakmalı, seçim olsun olmasın, eski yeni tüm kadrolarını bir plan dahilinde tüm Türkiye sathına seferber etmeli. Artık Meclis işlevsiz hale gelmişse, Meclis’te görevli milletvekilleri dışında kalanlar, eski milletvekilleri, eski belediye başkanları, eski il-ilçe-başkanları ülke sathına sürülmelidir.
Topyekün savaş, topyekün mücadele, güçlü bir devinim ancak böyle sağlanır. Ayrıca medyanın yüzde doksanın üzeri iktidar kontrolünde ise, sesimizi duyuramıyor, meramımızı anlatamıyoruz deniyorsa böylece en geniş kitlelere ulaşılmış olur.
Yorumlar
Trend Haberler
Balıkesir'de Korkutan Deprem!
Son Dakika! Fatih Ürek Öldü mü? İddialar Doğru mu? Açıklama Geldi!
Fatih Ürek'in Sağlık Durumunda Son Gelişme! Fatih Ürek'in Beyin Ölümü mü Gerçekleşti? Açıklama Geldi:
Son Dakika! Fatih Ürek'ten Umut Verici Haber Geldi! Fatih Ürek'in Sağlık Durumu Nasıl?
Rijeka – Sparta Prag Maçı Neden Ertelendi! Maç Devam Edecek mi? İşte Detaylar:
Sağlık Çalışanlarına Promosyon Müjdesi! Sağlık Bakanlığı Maaş Promosyonu Ne Kadar Olacak?