Bahar Madencilik A.Ş.’ye ait Havran Demirtepe Altın Madeni Projesi için geçtiğimiz günlerde yapılan 3. İnceleme Değerlendirme Toplantısında, söz konusu proje ÇED iznini aldı… 2017 Yılından bu yana az sayıdaki ekoloji örgütü Demirtepe için büyük mücadele veriyor… Birkaç gün sonra askıya çıkacak olan izine 10 gün içerisinde itiraz edilme hakkı var… Aslında Demirtepe için Nisan 2022 tarihinde yapılan toplantıda yapılan itirazlar üzerine ÇED süreci durdurulmuştu… ÇED sürecinin durdurulduğu bu toplantıda Bahar Madencilik’in yürüttüğü, Fatsa Altın Madeni’nin bölgede yarattığı kirlilikle ilgili raporlar komisyona sunulmuş ve projeyi istemeyen 12bin yurttaşın imzalı itiraz dilekçeleri de komisyona teslim edilmişti… Yapılan bu itirazlar ve rapordaki eksikler nedeniyle o günkü toplantıda durdurulan ÇED süreci, aradan üç ay bile geçmeden yapılan son toplantıda ise projeye ÇED izni verildi… Yaşananlar her şeyin göstermelik olduğunun bir kanıtı… Yapılan itirazların, binlerce vatandaşın itiraz dilekçelerinin, Bahar Madenciliğin Fatsa’da yarattığı bölge kirliliği raporlarının hiçbir anlamının olmadığı anlaşılıyor… İnceleme Değerlendirme Toplantısı otuza yakın farklı kurum üyeleriyle yapılıyor… Daha doğrusu yapılıyordu… ÇED yönetmeliğine göre artık kurumlar görüşlerini yazılı olarak bildirebildiklerinden dolayı toplantılar göz boyamanın ötesine geçemiyor… Demirtepe Altın Madeni Projesi için yapılan ve ÇED raporunun kabul edildiği son toplantı; Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı şube müdürü ve bir yetkili ile birlikte Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği üyeleri, Bahar Madencilik ve Mitto Danışmanlık ekibi tarafından gerçekleştirildi… Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği olmasa değerlendirme toplantısı şirket, ÇED danışmanlık firması ve Bakanlıkça yapılacaktı… Dernek yaptığı açıklamada siyasilerden sadece İYİ Parti Edremit İlçe Başkan Yardımcısı Hakan Yılmaz’ın kendilerinin yanında olduğunu, muhalefet parti milletvekillerinin meclisin tadilde olması gerekçesiyle toplantıda bulunamadıklarını ifade etti… Düşünebiliyor musunuz? Siyanür, yeraltı ve yer üstü sularına zarar verecek, ormanlar yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalacak, tarım olumsuz etkilenecek ama bunları korumak ve yaşatmakla sorumlu ilgili kurum ve kuruluşlar bu ÇED raporuna “onay” veriyor… Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği ise neredeyse tek başına mücadele ediyor… Derneğin verdiği mücadele takdire şayan olsa da verilen bu mücadele toplumsallaşmadığı sürece sonuç almak çok zor olacaktır… Toplumsal mücadeleye dönüştürmek için sivil toplum kuruluşlarının, meslek odalarının, çevre örgütlerinin, belediyesiyle, il/ilçe başkanlıklarıyla, milletvekilleriyle siyaset dinamiklerinin, aydınların, sanatçıların desteğine ihtiyaç var… 2019’da Alamos’un Kirazlı Altın Madeni için verilen mücadele ülke meselesi haline geldiği için sonuç alınabilmişken ve bu tecrübe edilmişken; meclisin tadilde olması gibi bir gerekçe kabul edilebilir bir gerekçe olmasa gerek… Havran’ın üstü altından daha değerlidir… Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneğini verdikleri mücadeleden dolayı yürekten kutluyorum… Kimin üzerine ne düşüyorsa herkesi göreve çağırıyorum… Atı alanın Üsküdar’ı geçmesine izin vermeyelim…