Yangın Mevsimi Başladı: Türkiye’nin Dört Bir Yanı Alev Alev
Haziran ayının sonu itibarıyla Türkiye’de yangın sezonu resmen başladı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da orman yangınları başta Ege ve Akdeniz olmak üzere birçok bölgede yeniden kendini gösterdi. Meteorolojik koşulların da yangın riskini artırdığı bugünlerde, alınacak önlemler ve halkın duyarlılığı hayati önem taşıyor.
Orman Yangınlarının Nedenleri: Doğal Etkenler ve İnsan Faktörü
Orman yangınlarının çıkış nedenleri iki ana gruba ayrılıyor: Doğal etkenler ve insan kaynaklı nedenler. Ne yazık ki Türkiye’de çıkan yangınların yüzde 90’ından fazlası insan eliyle gerçekleşiyor.
İnsan Eliyle Çıkan Yangınlar:
-
Piknik sonrası söndürülmeyen mangal ateşleri
-
Tarımsal faaliyetlerde yakılan anızlar
-
Biçerdöver, balya makinesi ve hasat makinelerinden çıkan kıvılcımlar
-
Ormanlık alanlara atılan cam şişeler, çöpler
-
Yoldan atılan sigara izmaritleri
-
Elektrik hatlarındaki arızalar
Tüm bu nedenler bir araya geldiğinde büyük felaketlerin ortaya çıkmasına yol açıyor.
Düşük Nem, Sıcaklık ve Rüzgar Yangını Tetikliyor
Meteorolojik faktörler yangın riskini büyük oranda artırıyor. Özellikle düşük nem oranı, orman yangınlarının başlıca tetikleyicisi olarak kabul ediliyor. Havadaki nem oranı yüzde 20'nin altına düştüğünde, en küçük kıvılcım bile büyük yangınlara dönüşebiliyor.
Rüzgâr, yangının yön değiştirmesine ve hızla yayılmasına neden olurken, yüksek hava sıcaklığı da tutuşmayı kolaylaştırıyor.
Çam Ağaçları Neden Kolay Tutuşur?
Türkiye’nin orman varlığının büyük bir bölümü kızılçam ve karaçam türlerinden oluşuyor. Ancak bu türlerin bazı dezavantajları bulunuyor:
-
Reçineli yapısı nedeniyle çam ağaçları oldukça yanıcıdır.
-
Kozalakları patlayarak yangının başka alanlara sıçramasına neden olabilir.
-
Dalları sık ve kuru yapraklarla doludur, bu da alevin hızla yayılmasına olanak tanır.
Bu özellikler çam ormanlarını yangına karşı en zayıf orman türlerinden biri haline getiriyor.
Alternatif Ağaç Türleri: Daha Dirençli Ormanlar Mümkün mü?
Uzmanlar, iklim değişikliğinin etkileriyle birlikte çam ormanlarının yerine yangına daha dayanıklı türlerle yeni orman yapıları oluşturulması gerektiğini vurguluyor. Bunlar arasında:
-
Meşe: Daha az reçineli, daha kalın gövdeli, yangına dayanıklı
-
Sığla: Akdeniz iklimine uyumlu, nem tutma özelliği yüksek
-
Zeytin ve Akasya: Kırsal alanlarla uyumlu, yavaş yanan türler
Bu türlerin kontrollü şekilde yaygınlaştırılması, uzun vadede yangın riskini azaltabilir.
Tarım Alanlarındaki Yangınlar da Artışta
Sadece ormanlar değil, tarım alanları da yangın tehdidi altında. Özellikle anız yakımı, hasat makinelerinden çıkan kıvılcımlar, kontrolsüz balya işlemleri ve bakımsız traktörlerin egzozları büyük tehlike yaratıyor. Bu yangınlar, ormana sıçradığında daha geniş felaketlere neden olabiliyor.
Vatandaşa Çağrı: Duyarlı Ol, Ormanını Koru
Yangın sezonunda tüm vatandaşların daha dikkatli ve sorumlu davranması gerekiyor. İşte bazı basit ama hayati önlemler:
-
Piknik yapılan alanlarda ateş yakmaktan kaçının.
-
Cam şişeleri ve çöpleri doğaya bırakmayın.
-
Tarla temizliği ve anız yakımı yapmayın.
-
Sigara izmaritlerini yola veya doğaya atmayın.
-
Herhangi bir duman veya alev gördüğünüzde 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayın.
Ormanlar, sadece doğal güzellikler değil; su kaynaklarının korunmasından, erozyonla mücadeleye kadar birçok yaşamsal görevi yerine getiriyor. Onları korumak hepimizin sorumluluğu. Yangınları önlemenin ilk adımı, farkındalık ve bilinçtir.