POLİTİKA'dan

Edremit Körfezi: Zeytinin ve Direnişin Coğrafyası

Binlerce yıllık geçmişiyle Ege’nin ve Akdeniz’in ortak mirası olan zeytin ağacı, Edremit Körfezi’nde yalnızca bir tarım ürünü değil, bir yaşam biçimidir. Zeytinyağının her damlasında tarih, kültür, emek ve doğa barınır. Körfezin kıyı kasabaları, bu kadim ağacın gölgesinde yetişmiş nesillerin hikâyeleriyle doludur.

İşte tam da bu nedenle, BAÇEM’in bu yılki Aromaterapi Festivali’nde kullanılan “Dört Element Bir Âlem” teması, her ne kadar kapsayıcı görünse de, bugünlerde zeytinlik alanların madenciliğe açılmasını öngören yasal düzenlemelerin gündemde olduğu bir dönemde eksik ve yetersiz bulunuyor.


Dört Element mi, Beşinci Unsur Zeytin mi?

“Hava, su, toprak, ateş”… Kadim çağlardan beri doğayı açıklamak için kullanılan bu dört unsur, elbette doğayla kurulan bağın sembolleridir. Ancak Edremit Körfezi’nde doğanın kalbinde yer alan zeytin, adeta bu unsurların sentezidir:

  • Toprağı tutar,

  • Suyu dengeler,

  • Havayı temizler,

  • Ateşe karşı bile dirençlidir.

Cem Yılmaz’ın “G.O.R.A.” filmindeki ünlü sahnede mizahi biçimde beşinci elementin “tahta” olarak söylenmesi gibi, bu yıl beşinci element olarak zeytin ilan edilmeliydi. Mizah bir yana, bugün Edremit Körfezi halkı için bu bir hayatta kalma meselesi.


Zeytinlikleri Korumak Yöneticilik Sorumluluğudur

Festivaller; şarkılarla, türkülerle, sergilerle, konserlerle, çeşitli etkinliklerle süslenebilir. Ancak bu programlara yaşamın özü olan zeytinin, toprağın, ağacın korunmasına dair bir mesaj eklenmiyorsa, o festival eksiktir.

Zeytinliklerin ve ormanlık alanların korunması, yerel yönetimlerin yalnızca vicdani değil, aynı zamanda yönetsel sorumluluğudur. Edremit Körfezi’nin doğasını ayakta tutan unsur zeytindir. Onu yok saymak, geleceği yok saymaktır.

Bugün Türkiye’nin dört bir yanında çevre örgütleri, yurttaş inisiyatifleri ve duyarlı bireyler zeytinliklerin madene açılmasına karşı çığlık çığlığa tepki gösterirken, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın başta olmak üzere Edremit Körfezi’ndeki ilçe belediye başkanlarının sessiz kalması kabul edilemez.


Aromaterapi Festivali Besince Kez Kapilarini Acti 5


Tema Değil, Tavır Zamanı

Sürdürülebilir doğa ve çevre vizyonu vurgulanırken, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin festival temasını yalnızca estetik ve mitolojik göndermelerle sınırlı tutması, kamusal bir duruş sergileme fırsatının kaçırıldığı algısını doğuruyor.

Zeytin ağacına karşı yapılan düzenlemelerin toplumsal vicdanda açtığı yaraya rağmen, bu festivali daha duyarlı, daha politik ve daha halktan yana bir içerikle düzenlemek mümkün olabilirdi. Bu yılın teması; örneğin,

  • "Zeytin: Yaşamın Kökü",

  • "Dalında Direniş Var" ya da

  • "Zeytin Ağacı Susmaz" gibi güçlü bir mesaj olabilirdi.


05D0E679 5494 4904 A4C4 3Ef6A27E7003-1


Ahmet Akın’a Çağrı: Bir Elde Zeytinyağı, Bir Elde Zeytin Dalı

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, göreve geldiği günden bu yana sosyal belediyecilik mesajlarıyla öne çıkıyor. Ancak bu festivalde gösterilecek simgesel bir tavır, onun çevresel hassasiyetini daha güçlü bir şekilde kamuoyuna taşıyabilir.


Ahmet Akın ve organizasyona katılan ilçe belediye başkanları, festivalin açılışında bir elde zeytinyağı şişesi, diğer elde zeytin dalı ile kamuoyunun karşısına çıkmalıdır. Bu görsel, yalnızca bir sembol değil, bir dayanışma duruşu olur. Körfezin zeytinliklerine göz dikilmişken, belediyelerin zeytin ağacının arkasında durduğunu halk görmek ister.


0Da1 Vd E Dk Hfgnsi U E Nye C Cu U31Qp U U4Ym6Tob C H9B2Xcb H2A L17 H Z Y5K W Ak M X A R Ukl


Zeytin Ağacına Sahip Çıkmayan Her Söz Eksik Kalır!

Balıkesir, doğasıyla, zeytiniyle ve aromatik zenginliğiyle benzersiz bir coğrafya. Ancak bu zenginliğin korunması yalnızca festivallerle değil, iradeyle ve söylemle mümkün. Bu festival, tematik olarak “Dört Element Bir Âlem” gibi zarif bir söylemle düzenlenmiş olsa da, zeytin ağacına sahip çıkmayan her söz eksik kalacak.

Unutmayalım:
Zeytin susar ama toprak konuşur.
Ve toprak, kendisini seveni unutmaz.

Muhabir: POLİTİKA