RAMAZAN DEMİR
En son söyleyeceğimi en başa yazayım;
Balıkesir'in kulübüyse Balıkesirspor şeffaflık şart...
Dünden bugüne ne çektiyse kulüp "ben yaptım oldu" kafasından çekti.
O nedenledir iki yakası bir araya gelemedi/gelmiyor.
Bir kaç dönem hariç, kuruluşundan bu yana, kriz üzerine kriz yaşadı. Bugün de yaşıyor.
★
Köklü dediğimiz, gelgelelim o kökü tutan tek dal yok!
Belediyeciler kızıp "çıkın gidin" dese sokakta kalacak bir yapı var.
Gelen günü kotarıyor, giden bir daha dönüp bakmıyor!
Kırmızı-Beyazlı kulübün başına ne geldiyse, rüyalarında bile göremeyecekleri mertebelere gelenler "ne oldum delisi"ne dönüşenler yüzünden geldi.
Kendilerini kulübün sahibi zannettiler. Şahsi işlerinde, evlerinde milyonda birini bile denemeye cesaret edemeyecekleri ahmakça kararlarıyla kulübü borç batağına sapladılar.
★
Toplu iğne ile kuyu kazar gibi bulunan paralar har vurulup harman savruldu.
Üç liralık oyuncuları 3333 lira ödendiğine bir çok kez şahitlik ettik.
Simsarların geçim kaynağına dönüştü.,
Ortada resmi kayıt olmadığı halde Amerikan defterlerindeki rakamların alacak hanelerine yazıldığını da bilenlerdeniz.
Bugün de büyük bir kriz içerisinde Balıkesirspor.
Siz sanıyorsunuz ki 170 bin dolarlık borçla ilgili anlaşma sağlanıp transfer tahtası açıldı, ortada sorun kalmadı.
Yok öyle bir şey. Sorunlar yumağı daha da büyüdü!
★
Gelirleri olmayan, binlerce lisanslı futbolcunun bulunduğu şehirdeki oyunculara gözünü, kulağını kapatıp, sürekli transfer yapan bir kulübün ayakta kalması mümkün değil.
Hiç tanımadığın, bilmediğin, izlemediğin oyuncuya milyonlara imza attıracaksın. Paraları ödeyemeyince namus olan arma icraya düşecek, sen de şehirdeki iş insanlarının, belediyelerin kapısını çalıp "namusu temizle" diyeceksin. Dünyanın neresinde var böyle tatlı su kurnazlığı!
Olmaz kardeşim. Olmadı, olmuyor.
Sistem çöktü, çökecek.
Bugün değilse, yarın hep birlikte tanıklık edeceğiz koca şehrin kulübünün kapanışına...
★
Şahsen benim meselem kulüp başkanlarıyla değil, sistem ile..
Bana karşı "dolu olduğunu" öğrendiğim Kadir Dağlı'yı da her daim "medeni cesaretinden dolayı" tebrik etmişimdir.
Herkesin kaçtığı, şehrin sahibi olan yerel yönetimin kış uykusuna yattığı günde ortaya çıktı, "ben bu işi Balıkesirliler'den daha iyi yaparım" diyerek göreve talip oldu. Seçime girdi. Kayıtlara göre bin bilmem kaç üyesi olan kulübün genel kurulunda, listesine aklına geleni yazan rakibi İbrahim Kaya'ya karşı 60 oyla kazanarak başkan seçildi.
İyi başkanlık yaptı veya kötü yönetim sergiledi diyemem.
Dedim ya benim meselem başkanlarla, yöneticilerle değil.
Derdim, meselem; sorunun asıl kaynağını oluşturan son 15 yılın Büyükşehir Belediye Başkanlarıyla. Siz de büyüklerinin yanına Altıeylül ile Karesi'yi de ekleyin!
★
Ezcümle;
Siyaseten de yakından tanıdığım Kadir Dağlı kardeşimin adının 6 yıl sonra yeni bir borç ile yeniden gündeme gelmesi elbet üzücü.
"İtibar suikastına uğruyorum" demekte de haklı olabilir.
Keşke sadece onun dönemiyle ilgili değil, her dönem şeffaflık olsa da gelen giden kulüp başkanlarıyla yönetimleri bu tür olumsuz durumlarla karşı karşıya kalmasa...
Kadir Dağlı bugüne kadar suçlanan ilk isim değil, son da olmayacak.
Naçizane önerim;
Hesap soracaksanız Dağlı'ya değil, arka bahçe gibi gördükleri Balıkesirspor'u iş ehil ellere teslim etmeye gelince kafalarını kuma gömen deve kuşuna dönüşen yerel yönetimlere sorun!
"Şeffaf yönetim sergileyeceğiz, her ay kamuoyuna hesap vereceğiz" sözü verip de ardından kendi ekibindeki isimlere bile hesap vermekten kaçınan başkanlara sorun..!
★
Sıklıkla hatırlatıyorum.
Bugünkü yazımda da tekrar edeyim;
Yepyeni bir sayfa şart.
Aksi halde bu çatı çöker, hepimiz altında kalırız.
Demem o ki,
170 bin dolar meselesi bugünkü krizin görünen yüzüydü.
TURPUN BÜYÜĞÜ HEYBEDE...
Geliyor. gelmekte olan.
Selametle...