Balıkesir Coğrafi İşaret almış, Erdek Kapıdağ Zeytinyağı, Edremit Zeytinyağı, Burhaniye Zeytinyağı, Ayvalık Zeytinyağı, Edremit Körfezi yeşil çizik zeytini ile ünlüdür. Zeytin ve zeytinyağı ile ünlü olan Balıkesir’de zeytin ağaçlarını maden şirketlerine kaptırmamak, zeytin ağacı sayısını ve üretimi arttırmak için ne yapılıyor ne yapılmalı? Zeytin ve zeytinyağı konusunda pek çok araştırması bulunan Balıkesirli Zeytin Endüstrisi Teknikeri, uzman tadımcı Celil Kurtoğlu, Türkiye’de zeytin ve zeytin ürünleri üretimini arttırmak için ilkel yöntemlerden vazgeçilmesinin şart olduğunu belirtti. Bazı bölgelerde halen zeytin hasadının sırıklarla zeytin dallarına vurularak yapıldığını, bu tür hasadın ağaçlara zarar verdiğini, bu nedenle halk arasındaki deyimle “Bir yıl var yılı, bir yıl yok yılı” yaşandığına dikkat çekti. İtalya ve İspanya gibi ülkelerinde, zeytin hasadının vakumlu makinalarla yapıldığını, bu tür hasadın ağaçlara zarar vermediğini belirterek, zeytin ve zeytin ürünleri üretiminin her yıl istikrarlı düzeyde olduğunu kaydetti.

01-2

İtalya ve Türkiye’de zeytin toplanması, işlenmesi ile yağ üretimindeki farklılıkları anımsatan Kurtoğlu, bir kez daha Türkiye’deki hasadı, “döverek hasat” olarak niteleyip halkın bilinçlendirilmesi gerektiğini açıkladı. Gelişmiş ülkelerdeki makineleşme ve bilimsel yaklaşımların Türkiye’deki üretimi mutlak arttıracağını belirten Kurtoğlu, “İtalya’nın, Toskana, Umbria ve Puglia bölgelerinde çoğu zeytinlik teraslanmış ve hafif eğimli arazilerde bulunur. Genellikle kalkerli ve iyi drene edilmiş topraklar tercih edilir. Akdeniz ikliminin dengeli sıcaklık farkları verimi ve aroma çeşitliliğini artırır. Ülkemizde özellikle Marmara, Ege, Akdeniz Güneydoğu Anadolu bölgelerinde zeytinlikler, dağlık, taşlık, bazen dik yamaçlı arazilerde bulunur. İtalya’da Akdeniz ikliminin dengeli sıcaklık farklılıkları kalite ve aroma çeşitliliğini arttırırken, Türkiye’de zeytinliklerin, Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri gibi iklim yelpazesi daha geniş alana yayıldığı için çeşit ve kalite farklılıkları vardır” ifadelerini kullandı.

Whatsapp Görsel 2025 11 08 Saat 14.24.56 6A63B848

Zeytin ağaçlarının plantasyon yapıları ve dikim aralıkları konusunda da bilgiler veren Kurtoğlu, İtalya ve İspanya’da, geleneksel olarak 7x7 metre veya 8x8 metre düşük yoğunlukta, modern dikimde özellikle Toskana ve Puglia’da 3,5x1,5 metre aralıklarla hektar başına 1600-2000 ağaç bulunur. Modern yoğun dikimlerde budaması ve yüksekliği makine ile hasada elverişlidir. Ülkemizde geleneksel üretimde dikim aralıkları 8x8 ve daha geniştir ve seyrek dikim oranı yaygın ve yüksektir. Modern plantasyonlar ve yoğun sistem yeni uygulanmaya başladı.Edremit, Trilye, Ayvalık Manisa çevresinde hektar başına 250-400 ağaç düşmektedir. Geleneksel dediğimiz ağaçlar genellikle yaşlı, geniş taçlı ve yüksek boylu oldukları için hasat sırıklarla yada titreşimli makinelerle yapılıyor. Bu tür ağaçların bakımı, budaması da daha zor oluyor” dedi.

1-23

Zeytin ve zeytinyağında kaliteyi hasat yöntemlerinin arttırdığını açıklayan Celil Kurtoğlu, Ülkemizde zeytin hasadının bazı üreticiler tarafından geç yapıldığını, pek çok yerde sırık kullanıp ağaç dallarına zarar vererek zeytin toplandığını, yanlış yöntemin hem zeytine, hem ağaca zarar verdiğini belirtti. Erken hasadın zeytinyağı kalitesini arttırdığını sözlerine ekleyen Kurtoğlu, “Üreticimiz zeytini, eylül, ekim,kasım, aralık ocak aylarında topluyor. Bazı bölgelerde de olgun hasat yapılıyor. Hal böyle olunca zeytinyağında kalite düşüyor. İnsan gücüyle yapılan, elle sıyırma, sırıkla çırpma fileyle toplama hala baskın bir hasat halini almış. İnsan gücüyle hasat hem yüksek iş gücü, gerektirir hem de maliyeti arttırır. Sırıkla çırpma yönteminde ağaç dalları zarar görürken, zeytin yüzeyinde ezilmelere bağlı oksidasyon riski oluşur. İtalya’da hasat ekim kasım aylarında erken yapılır ve zeytinyağı kalitesi ve aroması artar. Hasatta, Zeytin ağaçlarını içine alabilen devasa makinalar kullanılır, şemsiye toplayıcılar, gövde sarsıcılar ve mekanik taraklar vardır. İş gücü kullanımı mekanizasyon sayesinde düşüktür ve toplama sırasında zeytin zarar görmez. İtalya’da küçük üreticilerin oluşturduğu kooperatifler ve geniş organizeler sayesinde zeytinlik alanlar 5- ila 20 hektar arasında değişmektedir. İşleme tesisleri bölgesel birlikler tarafından yönetilir üreticilere yakındır. Bizde bunun tam tersi bir sistem var. Genellikle küçük ve parçalı mülkiyet yapısı vardır. Üretici bireysel olarak hareket eder, yağ sıkım ve işleme tesislerinin uzaklıkları bazı bölgelerde 30-50 kilometre kadar uzaktadır. Bu durum gecikme ve kalite kaybına neden olur” diye konuştu.

04-2

Kurtoğlu, sıkım ve zeytinyağı üretme konusunda kapsamlı hatırlatmalarda bulundu. İtalyanların çevre dostu, 2 fazlı Kontinü sistem ile düşük oranda su kullandıklarını, üreticinin topladığı ürünleri en geç 24 saat içinde işleme tesislerine naklettiğini, 27°C altında soğuk sıkım yapıldığını, üretimde ortaya çıkan pirinaların geri dönüşüm ve enerji üretiminde kullanıldığını işaret etti. Kurtoğlu, “Ülkemizde zeytinyağı üretiminde 3 Fazlı sistemden 2 fazlı sisteme geçişin yapıldığını belirtti. Bizim üreticimiz bazı bölgelerde zeytinini yağhanelere de fabrikalara da ulaştırmakta zorlanıyor. Hasat yerine 30-50 kilometre uzaklıkta işleme tesisleri var. Bu tesislerde yoğunluğa bağlı olarak 2-3 gün bekleme olabiliyor. Soğuk sıkım bilinci yeni yeni gelişmekte. Üretim artığı yan ürünü prinalar ise çeşitli fabrikalara satılır, bazı bölgelerde ise atık yönetimi çok zayıf bir halkadır. Modernleşme istiyorsak İtalyanlar, İspanyollar gibi teknoloji, kalite, organizasyon üçlüsünü unutmamak gerekir. Üretimi ve kaliteyi arttırmak için yeni plantasyon sistemlerine geçilmeli, mekanizasyon yatırımları yapılmalı, kooperatifleşmeye gidilmeli, kalite bilinci arttırılmalıdır” dedi.

03-3

Muhabir: HİLMİ DUYAR