Muğla’nın Menteşe ilçesinde, Muğla Çevre Platformu ve Toprağımızı Vermiyoruz Platformu’nun çağrısıyla düzenlenen “Toprağımızı vermiyoruz” mitingi büyük bir katılımla gerçekleşti. 48 köyün yaşam alanlarını ve zeytinlikleri madencilik faaliyetlerine açan 7554 sayılı torba yasaya tepki gösteren halk, meydanı doldurdu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, sendikalar, meslek örgütleri ve çok sayıda siyasi parti mitinge destek verdi.
Binlerce kişi tek ses: “toprağımızı vermiyoruz”
Saat 16.00’da başlayan mitingde alanı dolduran kalabalık, sık sık “Akbelen yalnız değildir”, “Zeytinime dokunma” ve “Toprağımızı vermiyoruz” sloganları attı. Ellerinde zeytin dalları ve pankartlar taşıyan yurttaşlar, Muğla’nın doğasının ve köy yaşamının tehdit altında olduğunu vurguladı. Mitingde çevre örgütlerinin yanı sıra CHP, DEM Parti, SOL Parti, EMEP gibi siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri de yer aldı.
Özgür Özel: “bu meydan bugün meclistir”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, konuşmasına Nâzım Hikmet’in Yaşamaya Dair şiirini okuyarak başladı. Özel, iktidarın doğayı ve köylülerin yaşam alanlarını yok eden uygulamalarına sert tepki gösterdi:
“Bu meydan esasen Meclis’tir. Eğer iktidarlar milletin aleyhinde işler yaparsa, millet itiraz eder ve meydana çıkar. Ankara’daki Meclis, Muğla’nın doğasına kasteden bir düzenleme yaptı. Eğer Meclis sizin sesinizi duymuyorsa, işte o Meclis bugün Muğla’daki bu meydandır.”
Zeytin ağacının kutsallığına vurgu yapan Özel, “Her dinde kutsal olan zeytin ağacı, barışın, bereketin ve huzurun simgesidir. Buna rağmen AKP iktidarı 23 yıldır defalarca zeytine saldırdı. Bugün 820 bin zeytin ağacı, binlerce ailenin geçimi, bir bakanın imzasıyla şirketlerin insafına terk edilmiştir. Bu yapılan en büyük vatan hainliğidir” diye konuştu.
Özel, konuşmasının sonunda Anayasa Mahkemesi’ne seslendi: “Torunlarımız için adalet bekliyoruz. Doğayı değil parayı önceleyen bu anlayışın karşısındayız. Halk kazanacak, doğa kazanacak, zeytin kazanacak.”
Silivri’den mesaj: Ekrem İmamoğlu’nun mektubu
Mitinge, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da bir mektupla katıldı. İmamoğlu, mektubunda şu ifadeleri kullandı:
“Sevgili Akbelenliler… Yurdunu, ülkesini canı gibi seven, vatan toprağına sahip çıkan vatandaşlarım; sizleri Silivri’deki hücremden selamlıyorum. Hiçbir vatansever, ormanların, zeytinliklerin ve derelerin yok edilmesine seyirci kalamaz. Maden yatırımları elbette önemlidir, ancak geri dönüşü olmayan tahribatlara yol açan, vatandaşlarımızı mağdur eden yatırımlar yanlıştır.
2018’den bu yana 26 milyon metrekare vatan toprağı orman vasfını yitirdi. Zeytinliklerimizi, derelerimizi, yaylalarımızı yok edenler bunun bedelini sandıkta ve yargı önünde ödeyecekler. Bu mücadele vatan müdafaasıdır. Başka vatanımız yok.”
Ahmet Aras: “Muğla dünya mirasıdır”
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras da kürsüye çıkarak kentteki talana dikkat çekti:
“Muğla’mızın her köşesi rantçılar tarafından hedef alınıyor. Ormanlarımız, kıyılarımız, koylarımız yok edilmek isteniyor. Biz bir avuç rantçıya karşı milyonlarız. Zeytin, Anadolu topraklarının bekçisidir. Bizim atalarımız zeytin diken olarak anılırken, bugün bu iktidar zeytin söken olarak tarihe geçecektir.”
Sendikalardan ortak tepki: “Geleceğimizi elimizden alıyorlar”
KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, “Ormanlara saldıranlar aslında geleceğimize saldırıyor. Doğamızı yok ettiklerinde bizi kölece yaşam koşullarına mahkûm edecekler” derken, TMMOB MYK Üyesi Arif Balkanay, “Bugün susarsak yarın tarım alanlarımızı da yok edecekler. Ülke varlıklarımızın yağmalanmasına izin vermeyeceğiz” sözleriyle tepki gösterdi.
Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap ise çevre tahribatının halk sağlığını doğrudan etkilediğini belirtti: “Türkiye’de her 100 kişiden 92’si kirli hava soluyor. Bu hava her yıl 50 bin erken ölüme yol açıyor. Sağlık sadece hastaneyle olmaz; temiz hava, temiz su, temiz toprak da sağlıktır.”
“Tek adam rejimi gitmeden nefes alamayacağız”
SOL Parti MYK Üyesi İlknur Başer, maden yasasıyla halkın kaynaklarının sermayeye aktarıldığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Dünyada devletten en çok ihale alan 10 şirketten 5’i Türkiye’de. Limak gibi şirketler doğayı katlederek servet transferi yapıyor. Tek adam rejimi gitmeden ne doğa ne insanlar ne de canlılar nefes alacak. Bugün en acil görevimiz birleşik mücadeleyle bu rejimi tarihin çöplüğüne göndermektir.”
Miting dayanışma çağrısıyla sona erdi
Miting, farklı siyasi görüşlerden ve kurum temsilcilerinden yapılan konuşmaların ardından dayanışma çağrısıyla sona erdi. Köylüler, yaşam savunucuları, siyasi partiler ve meslek örgütleri, “Birlikte mücadele, birlikte kazanacağız” mesajını yineledi. Katılımcılar, torba yasanın geri çekilmesi için sürecin takipçisi olacaklarını vurguladı.