Türkiye’de yaklaşık 5 milyona yakın genç seçmen ilk kez sandık başına gidecek. Bu sayı, birçok siyasi dengeyi değiştirebilecek güçte. Ancak bu gençler, önceki kuşaklara kıyasla farklı değerlerle büyüdüler: Dijital çağın içinde doğdular, bilgiye hızla ulaşıyorlar ve daha bireysel, daha sorgulayıcı bir yapıya sahipler. Peki bu yeni seçmen profili siyasetten ne bekliyor?
Demografik Güç: 18-24 Yaş Aralığı
Yüksek Seçim Kurulu verilerine göre 2025 seçimlerinde 4,9 milyon genç ilk kez oy kullanacak. Bu kitlenin çoğunluğu Z kuşağına mensup. Bu kuşak, geleneksel ideolojilere bağlılık göstermiyor; daha çok somut çözümler, şeffaflık ve katılımcı demokrasi talep ediyor.
Gündem Öncelikleri: Ekonomi, Eğitim, Özgürlük
Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre gençlerin öncelikleri şunlar:
- İşsizlik ve ekonomik gelecek
- Eğitimde fırsat eşitliği
- Düşünce özgürlüğü ve ifade alanları
- Dijital haklar ve internet erişimi
- İklim krizi ve çevre politikaları
Sosyal Medyanın Etkisi
Genç seçmenlerin bilgi kaynakları büyük ölçüde sosyal medya. YouTube, TikTok ve Instagram gibi platformlar artık siyasi kampanya mecraları hâline geldi. Partiler, gençlere ulaşmak için geleneksel mitinglerden çok dijital iletişime yatırım yapıyor.
Siyasete Güven ve Katılım İsteksizliği
Her ne kadar gençler bireysel konularda duyarlı olsa da siyaset kurumuna olan güvenleri oldukça düşük. Bu durum sandığa gitme oranlarını da etkileyebilir. Genç seçmenler, kendilerini temsil eden samimi ve yeni yüzler görmek istiyor.
Partiler Genç Seçmeni Etkilemek İçin Ne Yapmalı?
- Slogan yerine somut, ölçülebilir politikalar sunulmalı.
- Sosyal medyada samimi ve mizahi içerikler üretmeli.
- Gençler sadece hedef değil, karar mekanizmasının parçası olmalı.
- Eğitim, burs, staj gibi doğrudan hayatı etkileyen çözümler sunulmalı.
- Çevre ve iklim politikaları ciddiye alınmalı.
- Özgürlük, kadın hakları ve ifade alanlarında inandırıcı olunmalı.
Gençlerin En Büyük Kaygısı: Gelecek ve İşsizlik
Gençler mezun olduktan sonra iş bulamamaktan, geçinememekten ve bağımsız yaşayamamaktan endişe duyuyor. Diplomalı işsizlik, yetersiz ücretler ve geçici işler yaygın. Bu da beyin göçünü tetikliyor.
Diplomalı İşsizliğin Önüne Nasıl Geçilir?
- Eğitim müfredatı iş gücü piyasasına uygun hâle getirilmeli.
- Uygulamalı ve teknik eğitimler teşvik edilmeli.
- Girişimcilik kültürü yaygınlaştırılmalı.
- Dijital ve dil becerileri eğitime entegre edilmeli.
- Özel sektör iş güvencesi ve adil ücret politikalarıyla güçlendirilmeli.
- Üniversiteler mezunlarını izlemeli ve yönlendirmeli.
- Tüm gençlere yabancı dil öğretilmeli ve dünya ile entegre olmaları sağlanmalı.
- Devlet, doktora eğitimi alan herkese otomatik olarak maaş bağlamalı; bu şekilde üst düzey akademik eğitim teşvik edilmelidir.
- Doktorası olan gençleri istihdam eden kamu ve özel sektör kuruluşlarına vergi avantajı sağlanmalıdır.
2025 seçimleri, Türkiye'de siyasetin yönünü belirleyecek genç bir seçmen dalgasını beraberinde getiriyor. Ancak bu kitlenin beklentileri klasik siyaset tarzıyla örtüşmüyor. Gençler; vaat değil çözüm, slogan değil samimiyet arıyor. Partiler gençleri anlamakla kalmamalı, onları sürecin doğal parçası hâline getirmeli. Aksi hâlde sadece seçim değil, gelecek de kaybedilir.
Nüfusun Korunması ve Evlilik Müessesesinin Güçlendirilmesi
Türkiye’de doğurganlık oranları düşerken, evlilik yaşı yükselmekte ve evlilik oranlarında azalma gözlemlenmektedir. Bu durum uzun vadede hem demografik yapı hem de ekonomik sürdürülebilirlik açısından risk oluşturmaktadır. Bu nedenle evlilik kurumu daha cazip ve güvenli bir hale getirilmelidir.
- Nüfusun korunması ve gençlerin aile kurmaya teşvik edilmesi için evlilik destek paketleri güçlendirilmelidir.
- Özellikle erkeklerin evlilikten kaçınma nedenleri arasında yer alan ömür boyu nafaka gibi konular yeniden değerlendirilmelidir.
- Aile kurma ve çocuk sahibi olma teşvikleri, hem ekonomik hem de hukuki olarak güvence altına alınmalıdır.