Gökyüzünde dev bir ışık topu gibi parlayan dolunay, yüzyıllardır insanlar için gizemli olayların habercisi sayıldı.
Ancak şimdi bilim insanları, dolunayın yalnızca romantik ya da mistik bir görüntü olmadığını, bazı depremleri gerçekten tetikleyebileceğini ortaya koyan yeni bulgular paylaşıyor.
🌍 Ay’ın Gücü: Gelgitlerden Depremlere Uzanan Etki
Ay, her dolunay veya yeni ay döneminde Güneş’le aynı hizaya geldiğinde, Dünya üzerindeki gelgit kuvvetleri en yüksek seviyeye ulaşıyor.
Bu etki, denizlerde yüksek ve alçak gelgitleri oluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda Dünya kabuğunda da küçük çekim dalgaları meydana getiriyor.
Bilim insanları uzun süredir şu soruya yanıt arıyor:
“Ay’ın yerçekimi, yerkabuğundaki kırık hatlarını tetikleyip bir deprem başlatabilir mi?”
1800’lerden bu yana yapılan çalışmalar bu konuda net bir kanıt sunamamıştı.
Ancak Tokyo Üniversitesi’nden Prof. Satoshi Ide liderliğindeki yeni araştırma, dolunay dönemlerinde bazı büyük depremlerin artış gösterdiğini ortaya koydu.
📊 Araştırmadan Çarpıcı Bulgular: Büyük Depremler Dolunayla Çakıştı
Prof. Ide ve ekibi, son 20 yılda yaşanan depremleri analiz ederek, büyük sarsıntılardan önceki iki haftalık dönemde gelgit basıncının nasıl değiştiğini inceledi.
Sonuçlara göre, Dünya kabuğunun en yüksek gelgit baskısı altında olduğu dönemlerde bazı yıkıcı depremler meydana geldi.
Örneğin:
- 26 Aralık 2004’teki Sumatra Depremi (9.1 büyüklüğünde), dolunay ve bahar gelgiti dönemine denk geldi.
 - 27 Şubat 2010 Şili Depremi de yine ay ve güneşin hizalandığı bir dönemde yaşandı.
 - 11 Mart 2011 Tohoku (Japonya) Depremi, dolunay olmasa da gelgit stresinin en yüksek olduğu dönemde gerçekleşti.
 
Bu veriler, Ay’ın yerçekimsel etkisinin, zaten stres altında olan fay hatlarını tetikleyebileceğini gösteriyor.
🧭 Küçük Depremlerle Bağlantı Zayıf Ama...
Araştırma, küçük depremlerle dolunay arasında doğrudan bir ilişki bulmadı.
Ancak ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu’ndan (USGS) sismolog Nicholas Van Der Elst, özellikle San Andreas Fayı üzerinde yaptığı incelemelerde, küçük ve düşük frekanslı sarsıntıların Ay’ın büyüme evresinde daha sık görüldüğünü tespit etti.
Elst’e göre, bu durum Ay’ın kabuk üzerindeki minik gerilme değişikliklerinin, “kilitlenmiş” faylarda hareket başlatmasına yol açabileceğini gösteriyor.
🔬 Bilim İnsanları Uyarıyor: “Her Dolunayda Deprem Olmaz”
Her ne kadar dolunay dönemleriyle bazı büyük depremler aynı zamana denk gelse de, bilim insanları temkinli.
Ay’ın çekim gücü, bir depremin enerjisine kıyasla oldukça küçük kalıyor.
Ancak zaten kırılmaya hazır fay hatları, gelgit baskısının artmasıyla küçük bir tetiklemeyle harekete geçebiliyor.
Tokyo Üniversitesi’nden Prof. Ide bu durumu şöyle özetliyor:
“Küçük bir kaya arızasının devasa bir kırılmaya dönüşme olasılığı, artan gelgit gerilimiyle birlikte yükseliyor.
Yani dolunay, bir kıvılcım gibi davranabilir.”
🌕 Sonuç: Bilim Dolunaya Artık Farklı Bakıyor
Henüz “Dolunay depremi tetikler” demek için erken olsa da, araştırmalar bu ihtimalin tamamen göz ardı edilemeyeceğini gösteriyor.
Bilim insanları, gelecekteki sarsıntıları daha iyi tahmin edebilmek için Ay’ın konumunu, gelgit verilerini ve fay stresini birlikte değerlendiren yeni modeller üzerinde çalışıyor.
Kısacası:
Tüm depremler Ay yüzünden olmuyor, ama bazıları belki de gerçekten onunla başlıyor.
            
        




