“Maden Yasasındaki Değişiklik Kabul Edilemez”
Balıkesir Kent Konseyi Çevre Meclisi, TBMM gündemine gelen **“Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”**ne karşı basın açıklaması düzenledi. Metin Kuter’in okuduğu ve TEMA Vakfı ile çevre derneklerinin de destek verdiği açıklamada, yasa teklifinin geri çekilmesi istendi.
Katılımcılar, “Havama, suyuma, toprağıma sahip çık” sloganlarıyla doğal alanların korunmasını talep etti. Kuter, Balıkesirlilere seslenerek “Tüm milletvekillerine baskı kurarak bu teklifin geri çekilmesini sağlayalım” çağrısı yaptı.
“Zeytinlikler, Ormanlar, Koruma Alanları Geri Dönülmez Şekilde Tahrip Edilecek”
Basın açıklamasında konuşan Balıkesir Kent Konseyi Çevre Meclisi Başkanı Metin Kuter, yasa teklifinin doğa koruma anlayışından uzaklaştığını belirtti. Kuter, şu değerlendirmelerde bulundu:
“TBMM’ye sunulan teklif, zeytinliklerden ormanlara, tarım alanlarından korunan bölgelere kadar ülkemizin doğal ve kültürel varlıklarını madencilik ve enerji yatırımları adına geri dönüşü olmayan tahribatlara açık hâle getiriyor.”
Teklifin, Maden Kanunu, Çevre Kanunu, Mera Kanunu, Elektrik Piyasası Kanunu ve Yenilenebilir Enerji Kanunu gibi birçok temel düzenlemede değişiklik öngördüğüne dikkat çekildi.
“Yerel Halkın Görüşü Yok Sayılacak”
Kuter, yasa teklifinin yalnızca madencilik sektörüne kolaylık sağlamakla kalmadığını, aynı zamanda yerel halkın karar süreçlerinden dışlandığını vurguladı:
“Süper izin” uygulamasıyla çevresel kaygılar hiçe sayılarak tüm izinler hızla verilebilecek. Özel yetkili kurul ile acele kamulaştırmaların önü açılıyor. Bu, doğayı yatırım lehine feda etmek demektir.”
“Zeytinlikler Kömür İçin Feda Ediliyor”
Türkiye’de özel yasa ile korunan zeytinlik alanların büyük tehlike altında olduğunu vurgulayan Kuter, özellikle Muğla’daki zeytinliklerin kömür madenciliği için açılmasının önünü açacak düzenlemelere dikkat çekti:
“Zeytinliklerin taşınabilir ilan edilmesi, onları birer eşyaya dönüştürmek anlamına gelir. Bu, yalnızca Muğla değil, tüm Türkiye zeytinlikleri için tehdit oluşturuyor.”
“Doğa Koruma Kurumları Etkisiz Hâle Getiriliyor”
Kuter, teklifle birlikte doğal ve tarihi sit alanlarına dair yapılacak başvuruların 3-4 ay içinde yanıtlanmaması hâlinde ‘izin verilmiş’ sayılacak olmasının da büyük risk taşıdığını belirtti:
“Bu düzenleme, doğayı korumakla yükümlü olan kurumları tamamen işlevsiz kılacak. Arama izni alana işletme izni de verilmiş sayılacak. Bu da süreçlerin bilimsel değerlendirmelerden uzaklaşacağı anlamına gelir.”
“Tüm Koruma Alanları Yatırım Tehdidi Altına Giriyor”
Açıklamada ayrıca Mera Kanunu, Toprak Koruma Kanunu ve Çevre Kanunu gibi temel yasalarda yapılan değişikliklerle, tarım arazileri, meralar, sulak alanlar ve milli parkların da yatırım tehdidi altına girdiği ifade edildi:
“ÇED süreçleri tamamen işlevsiz hale geliyor. ‘ÇED Olumlu’ kararı beklenmeden teşvik ve ruhsat verilebilecek olması doğaya geri dönülmez zararlar verecek.”
“Gelecek Nesillerin Yaşam Hakkı Tehlikede”
Kuter, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Bu yasa yalnızca çevreyi değil; halkın sağlığını, gıda güvenliğini, tarımsal üretimi ve geleceğimizi tehdit ediyor. Başka dünya yok. Zeytinlikler, ormanlar, tarım alanları bir kez kaybedildi mi geri gelmez. Tüm milletvekillerine sesleniyoruz: Bu yasa teklifini geri çekin.”
Balıkesir Kent Konseyi Çevre Meclisi, TBMM’deki tüm partilere ve kamuoyuna çağrıda bulunarak, doğal varlıkların korunması için birlikte hareket edilmesini istedi.