Sabah gazetesi Edremit Körfezi’nde yaşanan deniz kirliliğini sayfalarına taşıdı. Haberde, kirliliğin tüm sorumluluğu CHP’li belediyelere yüklenirken, vatandaşların tepkileri ve sosyal medyada paylaşılan görüntüler ön plana çıkarıldı. Ancak haberde eksik bırakılan ya da görmezden gelinen nokta şuydu:

  • Körfezdeki arıtma, altyapı ve kanalizasyon hizmetleri ilçe belediyelerinin değil, Büyükşehir Belediyesi ve bağlı kuruluş BASKİ’nin sorumluluğunda.

Bu nedenle, konuyu sadece CHP’li ilçe belediyeleri üzerinden ele almak, çevre sorununu gerçek bağlamından koparmak olarak yorumlandı. Bölge halkı ve çevre örgütleri, Sabah gazetesinin bu yaklaşımını “siyasi manipülasyon ve kamuoyunu yanıltma girişimi” olarak değerlendiriyor.


Yılların Sorunu: Arıtma Yetersizliği

Edremit Körfezi’nde kirliliğin temel nedeni, özellikle Zeytinli ve Altınkum Dalyan’daki arıtma tesislerinin yetersiz kapasitesi.

  • Yaz aylarında bölge nüfusu 10 kata kadar çıkıyor.

  • Arıtma tesisleri bu yoğunluğu kaldıramadığı için, kanalizasyon ve foseptik atıkları denize doğrudan bırakılıyor.

  • Sonuç olarak, Akçay, Altınkum gibi gözde tatil beldelerinde denizin üzerinde pis bir tabaka oluşuyor.

Bu durum, yalnızca deniz ekosistemini değil, aynı zamanda halk sağlığını da ciddi risk altına sokuyor. Nitekim yaz sezonlarında hastanelerin dolup taşması, kirlilikle bağlantılı bir halk sağlığı krizine işaret ediyor.


Siyasi İhmaller: AK Parti ve CHP Dönemleri

Körfezdeki çevre kirliliği meselesi ne bugünün sorunu ne de yalnızca CHP yönetimlerine ait.

  • AK Partili Büyükşehir dönemi: Bölgedeki çevre sorunlarına kalıcı çözüm getirecek projeler yerine, “vitrin çalışmaları” ve süsleme yatırımlarına ağırlık verildi. Arıtma tesisi kapasitesi artırılmadı.

  • CHP’li Büyükşehir dönemi: Mevcut yönetim, ileri biyolojik arıtma tesisi için hazırlıklar yapıyor ancak “kaynak yetersizliği” gerekçesiyle süreci zamana yayıyor.


Çıkrıkçı Arazisi ve İmar Rantı Tartışmaları

Sorunun çözümü için gündeme gelen projelerden biri de, Zeytinli’deki arıtma tesisinin Çıkrıkçı’daki 112 dönümlük tarım arazisine taşınmasıydı. Ancak bu plan beraberinde ciddi tartışmaları getirdi:

  • Bir önceki AK Partili Büyükşehir yönetimi, bu alanı arıtma için istese de, arka planda imar rantı yaratma amacı olduğu iddia edildi.

  • Hazırlanan çevre planları “kamu yararı içermediği” gerekçesiyle itirazlara konu oldu ve konu yargıya taşındı.

  • Mahkemeler yürütmeyi durdurma kararları verdi.

Bugün aynı alan, CHP’li Büyükşehir yönetiminin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı onayından geçen yeni planda arıtma tesisi alanı olarak gösteriliyor. Bu durum, “AK Partili yönetime verilmeyen arazi, CHP döneminde nasıl oldu da arıtma alanı olarak kabul edildi?” sorularını gündeme getirdi. Ancak çevre örgütleri, yeni planda da imar rantına dönük düzenlemeler bulunduğunu öne sürüyor.


Sulak Alan ve OSB Çelişkisi

Dalyan olarak adlandırılan sahil şeridi aslında sulak alan ve önemli bölümleri nitelikli koruma alanı statüsünde. Buna rağmen:

Bölgede ruhsatsız konutlaşma yıllardır sürüyor.

Bir yandan da organize sanayi bölgesi (OSB) için çalışmalar devam ediyor. OSB için ayrılan alan bölgeden taşınan moloz ve hafriyatla doldurulmuştu.

Yani, çevre kirliliğini önlemesi gereken yatırımlar yapılmazken, ekosisteme yeni yükler bindirecek projeler hayata geçirilmeye çalışılıyor.

Vatandaşlar sosyal medyada paylaştıkları görüntülerde, körfezin haline isyan ediyor. Ancak tepki yalnızca kirliliğe değil; aynı zamanda konunun siyasete alet edilmesine de.


Çözüm Önerileri

Edremit Körfezi’nin geleceğini kurtarmak için atılması gereken adımlar net:

İleri biyolojik arıtma tesisleri acilen hayata geçirilmeli.

Arıtma kapasitesi bölgenin yaz nüfusuna göre yeniden planlanmalı.

Sulak alanlar ve ekosistemler kesin korunma altına alınmalı.

Siyasi hesaplar ve rant planları bir kenara bırakılarak, merkezi hükümet – yerel yönetimler – sivil toplum ortaklığıyla kalıcı çözüm üretilmeli.

Muhabir: POLİTİKA