Sıcak yaz günleri sona erdi, güneş artık daha erken çekiliyor köşesine. Henüz çok sert soğuklar başlamasa da hayat, tüm canlılar için giderek zorlaşıyor. Sokak hayvanları için de öyle…
Akşam saatlerinde hafif bir yağmur çiseliyor. Bir kedi, çınar ağacının altında, yolun kıyısında gelip geçenleri izliyor. Sanki insanları gözlemliyor… Evlerine giden insanlara özeniyor gibi bir hâli var.
Bu sokak kedisi şimdilik rahat görünüyor ama yaklaşan soğuk günler için kaygılı sanki. Öylece duruşu, bir anda “Hachiko” filmini hatırlatıyor insana.
“Hayvanlar düşünemez, öleceğini bilmez” derler ama bu söz ne kadar doğru, tartışılır. Çünkü onlara hiçbir zaman soramadık. Japonya’da yaşanmış gerçek bir olaydan esinlenilerek çekilen “Hachiko” filmi bunun en çarpıcı örneklerinden biri… Japonya’da yaşayan bir profesör, her gün trenle işe gidip gelmektedir. Hachiko isimli köpeği onu her akşam trene kadar uğurlar, dönüşünü istasyonda bekler. Fakat profesör bir gün ölür. Hachiko tam dokuz yıl boyunca, sahibi gelecek diye aynı yerde beklemeye devam eder.
Bizim de bir kedimiz vardı. Ben 10-12 yaşlarındaydım. Sokaktan almıştık. Canı isterse evde yaşar, canı isterse sokakta dolaşırdı. Akşamları bir ziyarete giderken bizimle birlikte bir yere kadar gelir, sonra takibi bırakırdı. Gece dönerken onu bizi bıraktığı yerde bekler halde bulurduk. Sonra bir gün hastalandı, galiba zehirlenmişti… Gitti ve bir daha gelmedi.





