Zeytinlikler Yine Gündemde: Torba Yasa ile Ne Amaçlanıyor?

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) görüşülmesi beklenen torba yasa tasarısı, zeytinlik alanların geleceğini yeniden tartışmaya açtı. Tasarıda, madencilik faaliyetleri için "kamu yararı" gerekçesiyle zeytinliklerin geçici olarak kaldırılabileceği, ağaçların başka alanlara taşınabileceği belirtiliyor.

Ancak benzer düzenlemeler geçmişte de gündeme gelmiş, çevreci kamuoyunun büyük tepkisi üzerine geri çekilmişti. Bu kez iktidarın daha kararlı bir duruş sergilemesi, Balıkesir, Manisa, Aydın ve Muğla gibi zeytin üretim merkezlerinde endişeleri artırıyor.


Zeytin Ağacı Taşınabilir mi? Bilim Ne Diyor?

Tarım ve ormancılık uzmanlarına göre, yetişkin zeytin ağaçlarının taşınması teknik olarak mümkün olsa da, bu işlem ağaçların verimini ciddi şekilde düşürüyor. Zeytin ağacı, derin kök sistemine sahip, yerleşik bir türdür. Taşınma işlemi sırasında köklerin büyük bölümü zarar görür. Adaptasyon süreci uzun sürer, bazı ağaçlar bu süreci atlatamaz.

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin araştırmalarına göre, taşınan zeytin ağaçlarının en az 5-7 yıl boyunca ürün vermediği, daha sonra da eski verimine ulaşamadığı belirtiliyor. Ayrıca, zeytinlik sadece ağaçlardan ibaret değildir; çevresindeki toprağın mikroorganizmaları, böcek popülasyonu, rüzgar alma yönü ve nem dengesi de ürün kalitesini doğrudan etkiler.


Zeytin: Bir Ağaçtan Fazlası

Zeytin ağacı, sadece bir meyve ağacı değil; aynı zamanda kültürel, ekonomik ve ekolojik bir sembol. Akdeniz coğrafyasının kadim ağacı olan zeytin, hem dini hem mitolojik anlatılarda kutsal kabul edilir. Antik Yunan'da barışın simgesi, Anadolu’da bereketin ve direnişin timsali olmuştur.

Zeytin, aynı zamanda Türkiye’nin önemli bir tarımsal ihracat ürünüdür. 2024 verilerine göre Türkiye yılda yaklaşık 200 bin ton zeytinyağı üretmektedir. Bunun büyük bölümü Ege ve Marmara Bölgesi’nden sağlanıyor.


Balıkesir’de Endişe Büyüyor

Türkiye’de en fazla zeytin ağacına sahip illerden biri olan Balıkesir, özellikle Edremit Körfezi ve Burhaniye yörelerinde zeytinyağı üretimiyle öne çıkıyor. Yöre halkı, zeytinlik alanlarda maden sahaları kurulmasının yalnızca tarımı değil, doğayı, turizmi ve kültürel mirası da tehdit edeceğini belirtiyor.

“Bir ağaç değil, bir yaşam biçimi yok ediliyor” diyen üreticiler, zeytinliğin taşınamayacağını, yeri ve doğasıyla bir bütün olduğunu vurguluyor.


İktidar Neden Israr Ediyor?

Hükümet yetkilileri, enerji ihtiyacını karşılamak ve yerli kaynaklara yönelmek amacıyla maden sahalarının genişletilmesini savunuyor. Ancak madenciliğe açılan zeytinliklerin geri dönülemez biçimde zarar görmesi, uzun vadede gıda güvenliğini, tarımsal üretimi ve kırsal istihdamı tehlikeye atıyor.

Ayrıca yasa tasarısında geçen “taşınabilirlik” ifadesi, sahadaki gerçeklerle çelişiyor. Uzmanlar bu uygulamanın sadece kamuoyunu ikna etmeye dönük olduğunu, bilimsel ve pratik bir karşılığı olmadığını belirtiyor.


Daha Önce Ne Oldu? Çevresel Direnişin Gücü

Zeytinlikleri koruyan yasa, 1939’dan beri yürürlükte. 2000’li yıllardan itibaren defalarca değiştirilmek istendi. Ancak her seferinde çevre örgütleri, bilim insanları, üreticiler ve yurttaşlar büyük bir kamuoyu baskısı oluşturdu ve girişimler geri çekildi.

Bu kez ise yasa teklifinin sessizce ve hızlıca geçirme planları konuşuluyor. Bu da hem şeffaflığa olan güveni zedeliyor, hem de çevre mücadelesine olan ihtiyacı artırıyor.


Geriye Dönülmez Bir Yıkım Kapıda mı?

Zeytinliklerin madenciliğe açılması yalnızca tarım değil, iklim, doğa ve kültür açısından da büyük bir risk barındırıyor. Zeytin ağacı taşınamaz; taşınsa bile o artık aynı zeytin ağacı olmaz. Bu nedenle torba yasadaki ilgili düzenlemenin iptali, sadece zeytinlikler için değil, gelecek nesillerin yaşam hakkı için de hayati önem taşıyor.

Muhabir: HİLMİ DUYAR