CENK TUNÇSİPER


Bu topraklarda kahramanlık, sadece savaş meydanlarında değil; milletin kader anlarında verilen kararlarda şekillenir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı’yla sadece işgale karşı değil, aynı zamanda karanlığa ve umutsuzluğa da savaş açtı. Anadolu’nun dört bir yanında bir kıvılcım gibi yayılan direnişin önderi oldu. Onun liderliğinde yürütülen mücadele, Türk milletinin bağımsızlığa olan inancının ve iradesinin en güçlü tezahürüdür.

Aradan geçen yıllar, bizlere göstermiştir ki kahramanlık her dönemin ihtiyacıdır. 15 Temmuz gecesi yaşananlar bunun en çarpıcı örneklerinden biridir. Milletimizin iradesi bir kez daha sınanmış, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla milyonlar meydanlara akın etmiştir. O gece Türk milleti, demokrasisine ve istiklaline sahip çıkmıştır. Tankların önünde dimdik duranlar, helikopterden yağan kurşunlara rağmen geri adım atmayanlar; bu milletin alnının akı, tarihimizin şeref sayfaları olmuştur.

Ne yazık ki her devirde sahneye sonradan çıkanlar da eksik olmamıştır. O gece evinden çıkmayan ama sabah olunca kahramanlık nutukları atanlar, listelere adlarını yazdıranlar bugün önde yürümektedir. Bu durum tarihin her döneminde görülen, ama vicdanlarda hep mahkûm kalan bir hakikattir.

Tarihten bir örnek vermek gerekirse: Balıkesir’de Alaca Mescid’de toplanan 41 kişinin “öncü kahramanlar” olarak ilan edildiği o meşhur toplantı… Millî Mücadele’yi yönlendirmek için bir araya gelen bu isimlerin ne kadarı cephede silah kuşanıp canını ortaya koymuştur? Elimizdeki kaynaklara göre, büyük kısmı cephe gerisinde kalmış, bazıları ise sonradan dönemin siyasi konjonktüründe ön plana çıkmıştır. Oysa o dönem, isimsiz nice yiğit, isimlerini dahi yazdıramadan cephelerde şehit olmuştur. Tarih, sadece toplantı tutanaklarına girenleri değil; siperlere düşenleri de yazmalıdır.

Gerçek kahramanlık, görünmek için değil; gerektiğinde görünmeden canını ortaya koyabilmektir. Rol kapanlar zamanla unutulur; ama adı sanı bilinmeyen o sessiz yiğitler, bu milletin kalbinde daima yaşar. Şehitlikte yatan her bir isimsiz kahraman, gökyüzümüzde parlayan bir yıldızdır. Onlar bir bayrak gibi düştüler toprağa, ama göğümüzü sonsuza dek aydınlattılar.

Bizim kahramanlık tarihimiz, yalnızca büyük komutanlarla değil; aynı zamanda halkın içinden çıkan vatan evlatlarıyla yazılmıştır. İzmir’de ilk kurşunu atan Hasan Tahsin’le başlayan bu destan, Ayvalık’ta Yüzbaşı Ali Çetinkaya ile büyümüş; kaymakam iken atına atlayıp dağlara çıkan Celal Bayar ile derinleşmiştir. Bu toprakların mayasında kahramanlık vardır.

Özel Kuvvetler’de görevli kıdemli Astsubay Ömer Halisdemir, hainlere geçit vermeyerek o gece tarihin akışını değiştirmiştir. İzmir Adliyesi önünde tek başına destan yazan Trafik Polisi Fethi Sekin, cesaretin ne demek olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu toprakların her karışında bir kahramanın izi vardır.

Unutmayalım ki kahramanlık, kürsüde konuşmakla değil; gerektiğinde susarak, adını bile söylemeden vatan için mücadele etmektir. Rol kapanlar sahneden iner, ama gerçek kahramanlar gönüllerde ebedi olarak kalır.

Muhabir: CENK TUNÇSİPER