BALIKESİR’de gündem yine şak diye değişti! Genellikle belediye icraatları ve siyaset pazarı üzerinden yürüyen şehir gündeminde bu kez ‘para karşılığı belediyelerde işe yerleştirme’ iddiaları var.
Bir video dolaşıyor ortalıkta; belediyelerde iş bulma vaadi karşılığında alınan paralar falan.
Videodaki konuşmalara bakılırsa, yüz binlerden, milyonlardan bahsediliyor.
Belediyede işe girmek için o kadar para verebiliyorsan, kendi işini gücünü kurabilirsin.
Niyet o değil; niyet garantili iş!
İş garantisi veren uyanıklardan çok, garantili iş için para ödemeye rıza gösterenleri sorgulamak lazım!


ASLINDA dünün bugünün mevzusu değil bu; hep vardı..
Yani hep duyarız; siyasi kimliğini ve kendince parti içindeki ağırlığını kullanıp ona buna garantili iş vaadi verenleri falan.
Bu işleri o partidekiler yapar, bu partidekiler yapmaz diyebilir miyiz?
Siyasi kimliklerin sahipleri ve onların yancılarından her zaman beklenebilecek işler.
Parayı bastırıp belediyelerde garantili iş sahibi olma niyetindekiler var oldukça, parayı alıp garantili iş sözü verenler de var olacak!
Birbirini besleyen, birbirinden beslenen bir yapı bu.


BELEDİYELERDE ucundan kenarından bir işe girdin mi, artık karnın tok, sırtın pek; öyle mi?
Gerçekten garantili iş mi, belediyelerde çalışmak?
Siyasi yapının belediyelerdeki ömrü kadardır aslında o işin garantisi.
Bazen daha da kısa!


BALIKESİR’de belediyeler CHP’de. Konjönktür gereği herkes CHP’li başkanların ve CHP’li belediyelerin ağzına bakıyor.
Herkesin derdi, oğlana iş, kıza iş...
Liyakatine bakmadan, bir torpilini bulup işe girmelerin yegane adresi iktidar partisi değil ki sadece?
Muhalefetin CHP’si Balıkesir’de yerel iktidar..
O halde işini gördürene kadar herkes CHP’li şimdi.


HERHANGİ bir karşılık, bedel talep etmeden yakınlarını, uzaklarını işe yerleştirme telaşındakiler; bu işleri bedeli mukabil yapanları azarlıyor ya, en çok da ona gülüyoruz!
Aradaki tek fark, ortada pembiş pembiş banknotların olmaması...
Kimisi ticarete dökmüş işi; kimisi siyasi kimliğine.


BU işler ayyuka çıkınca, deşifre olunca atar gider yapmak, disiplin mekanizmalarını çalıştırmak, ihraç etmek falan..
En ağır sözlerle bu durumu eleştirmek, tepki göstermek...
Ne kadar sağlıklı?
Artık doğal akışa dönüşmüş, gayet doğal ve alanın verenin memnun olduğu bir ortam vardı zaten.
Videolar pazara çıkınca, mevzunun özneleri ve yüklemleri deşifre olunca mı bağırıp çağırmak lazım?
Bilmedikleri bir şey yok; her şeyi herkesten daha iyi biliyorlar.
Kim ne yapıyor, kimin eli kimin cebinde, kimler kimlerle beraber, para verenler, para alanlar...
Bu vakte kadar sesleri çıkmamış; mevzu medyada patlayınca “bu işlere kim karıştıysa hepsi bedelini ödeyecek” vaveylaları...
E haydi o zaman, bildikleriniz ve belgeledikleriniz doğrultusunda, seriverin kamuoyunun önüne hepsini.


LİYAKATİ, eğitimi, yeteneği, deneyimi olanın heba edildiği bir ülkede, parayı verenin düdüğü çaldığı bir ortamda, torpilin egemen olduğu bu coğrafyada, artık etikten, ahlaktan, kul hakkından falan dem vurmanın anlamı kalmadı.
Gemisini yürüten kaptan...


MEVZU patlayınca, Büyükşehir Belediyesi’nden anında bir açıklama yaptılar.
“Söz konusu haber içeriği itibarıyla Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve yönetimi ile hiçbir ilgisi ve bağlantısı bulunmamaktadır...”
İlçe belediyelerinden henüz bir açıklama yapılmadı.
Belli ki Büyükşehir yönetimi üstüne alınmış.
Bir Başkanvekili, Meclis’te kendisi söylemedi mi, “bin beş yüz personel fazlası var” diye!
Demek ki onun torpillisi, bunun kızı, şunun oğlu...
Hepsinin toplamı, ‘torpille işe yerleştirme’ olmuyor mu?


PARA karşılığı işe yerleştirebilme gücü olanlar; “bizde her şey liyakat esasına göre yapılıyor” diyen yöneticileri de ikna edebiliyorlar belli ki.
Adamlar yüz binlerce lira ödeyip, asgari ücretten hallice bir maaşla işe girebiliyorsa..
“Hiçbir şahıs veya oluşumun belediyemiz adına iş sözü verme yetkisi yoktur” diyene kim inanır?


HAYDİ şimdi, hem para karşılığı işe yerleştirenlerden arındırın partinizi, hem de siyasi torpille, hiçbir işe yaramadan maaş alan liyakatsizlerden arındırın belediyeleri.

Muhabir: Tarık Sürmelioğlu