Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Balıkesir Şubesi Maraş Katliamının 47’nci yıldönümünde anma töreni gerçekleştirdi. Ali Hikmet Paşa Meydanında düzenlenen törende Maraş’ta katledilen Aleviler anıldı.
Maraş’ta yaşanan katliamın unutturulmak istenmesine karşın unutmayacaklarını söyleyen Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Şube Başkanı Kenan Bila, Maraş Katliamının insanlık suçu olduğunu bir kez daha yineledi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, CHP İl Başkanı Erden Köybaşı, CHP Altıeylül İlçe Başkanı Hakan Keskin ve CHP Karesi İlçe Başkanı Yücel Erişen ile çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcilerinin katıldığı anma etkinliğinde konuşan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Şube Başkanı Kenan Bila 47 yıl önce yaşanan katliamın acısını hala yüreklerinde hissettiklerini söyledi.
“MARAŞ’TA YAŞANANLAR ÖRGÜTLÜ VE PLANLI SALDIRI”
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Balıkesir Şube Başkanı Kenan Bila yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Alevi toplumunun yakın tarihinde derin bir toplumsal kırılma noktası olan Maraş Katliamı, 19–26 Aralık 1978 tarihleri arasında yaşanmış; yüzlerce Alevinin canice katledilmesine, binlercesinin yaralanmasına ve on binlercesinin evlerinden, topraklarından, işlerinden koparılarak zorunlu göçe maruz bırakılmasına neden olmuştur. Bu süreçte Alevilere ait mahalleler sistematik biçimde hedef alınmış; evler, iş yerleri ve tarım arazileri yağmalanmış, yakılmış ve talan edilmiştir. Maraş’ta yaşananlar, münferit bir olay değil; örgütlü, planlı ve inanç temelli bir saldırının sonucudur.

“ACIMIZ DA ÖFKEMİZ DE İLK GÜNKÜ TAZELİĞİNİ KORUYOR”
Bugün, katliamın 47. yılına girerken acımız da öfkemiz de ilk günkü tazeliğini korumaktadır. Aradan yarım asır geçmesine rağmen bu karanlık tarih sayfası hafızamızdan silinmemiş; unutturulmak istenmesine karşın Alevi toplumunun kolektif belleğinde tüm çıplaklığıyla yaşamaya devam etmiştir. Çünkü Maraş, yalnızca geçmişte yaşanmış bir trajedi değil; adalet sağlanmadığı için bugünü ve geleceği tehdit eden açık bir yaradır. Maraş, bir çocuğun yalnızca Alevi olduğu için kazana atılarak kanının akıtıldığı karanlık bir tarihtir. Anaların, çocukların, hamile kadınların, gençlerin ve yaşlıların yalnızca Alevi kimlikleri nedeniyle katledildiği; insan onurunun ayaklar altına alındığı bir yerdir. Alevi olmanın yaşam hakkı için tehdit sayıldığı, devletin yurttaşlarını koruma sorumluluğunu yerine getirmediği ve adalet mekanizmalarının bilinçli biçimde işletilmediği bir utanç tablosudur.
“MARAŞ KATLİAMI BİR DAHA YAŞANMASIN”
Bu katliam, yalnızca Maraş’ta yaşayan canlarımızın değil; Koçgiri’de, Dersim’de Çorum’da, Sivas’ta, Gazi’de ve Ankara’da yaşananlarla birlikte Alevi toplumunun tamamının ortak hafızasında kapanmamış bir yaradır. Yaşanan her katliamda aynı inkârcı, ayrımcı ve düşmanlaştırışı zihniyetin izlerini görmekteyiz. Bu nedenle bugün burada yalnızca bir yas tutmak için değil; insanlık onurunu savunmak, hakikati talep etmek ve bir daha Maraşların yaşanmaması için mücadele kararlılığımızı ifade etmek için bulunuyoruz.
“MARAŞ KATLİAMI BİR İNSANLIK SUÇUDUR”
Bugüne kadar katliamın gerçek failleriyle ilgili kapsamlı ve samimi bir hesaplaşma yaşanmamış; sorumluların büyük bir bölümü yargı önüne çıkarılmamış; devlet, olayların üzerini örten karanlığı dağıtma yönünde irade göstermediği gibi bazı katiller MHP tarafından milletvekilliği ile ödüllendirilmiştir. Bu cezasızlık anlayışı, yalnızca Maraş’ın değil, sonrasında yaşanan pek çok katliamın da zeminini hazırlamış; 12 Eylül askeri darbesine giden sürecin toplumsal altyapısını oluşturmuştur.
“GERÇEKLERİN ÜSTÜ HEP KAPATILDI”
Maraş davası yıllar boyunca sürüncemede bırakılmış; hukukçuların ve ailelerin defalarca yaptığı başvurulara rağmen Genelkurmay arşivleri gizlenmiş, katledilen canlarımızın mezar yerleri açıklanmamış, gerçeklerin üstü sistematik bir şekilde kapatılmıştır. Devlet, kendi sorumluluğuyla yüzleşmek yerine Maraş’ta yaşananları “talihsiz olaylar” olarak nitelendirmiş; kontrgerilla yapılanmalarının rolünü örtbas etmeyi tercih etmiştir. Alevi toplumu olarak bir kez daha açık ve net biçimde ifade ediyoruz: Maraş Katliamı bir insanlık suçudur. Bu suçla gerçek anlamda yüzleşilmeden, failler ve sorumlular ortaya çıkarılmadan, cezasızlık politikalarına son verilmeden bu ülkede toplumsal barışın kurulması mümkün değildir. Genelkurmay ve ilgili tüm devlet arşivleri derhâl açılmalı; kayıplarımızın mezar yerleri gizlenmemeli, Maraş Katliamı bağımsız ve tarafsız bir şekilde yeniden soruşturulmalıdır.
“KATLİAMLARLA YÜZLEŞMEDEN ORTAK BİR GELECEK KURULAMAZ”
Bugün burada yalnızca geçmişin acılarını hatırlamak için değil; geleceğin karanlığa teslim edilmemesi için yan yana ve omuz omuza duruyoruz. Alevi toplumu olarak eşit yurttaşlık, inanç özgürlüğü, yaşam hakkı ve laik demokratik bir Türkiye talebimizden asla vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz. Maraş Katliamının 47. yılında bir kez daha haykırıyoruz: Unutmadık, unutturmayacağız. Biz Aleviler zulme karşı yaşamı, barışı ve insan onurunu savunan bir inancın ve tarihsel direncin talipleriyiz. Gerçekler ortaya çıkana, adalet sağlanana ve bu topraklarda eşit yurttaşlık tesis edilene kadar mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.”





