ÇOK KUTUPLU DÜNYADA TÜRKİYE’NİN YERİ

Çok Kutuplu Dünya’da Türkiye’yi Konuşmak isimli söyleşiye katılan eski AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk dünyada ve Türkiye’deki ekonomik ve siyasi gelişmeleri değerlendirdi. Külünk yeni bir dünya düzeni kurulduğunu belirterek bu düzenin çok kutuplu olacağını ileri sürdü. Türkiye’nin bu yeni düzende kritik bir ülke olacağını da kaydeden Metin Külünk dijital ve robotik devrimin iyi takip edilmesi gerektiğini belirtti.

Dünyada ABD’nin ekonomik ve siyasi gücü karşısına Çin’in çıktığını kaydeden Metin Külünk ‘Yeni Kuşak Yeni Yol Proje’nin de yeni dünya düzeninde yeni bir ticaret akımı da beraberinde getirdiğini ifade etti. Kavgaların yeni ekonomik düzenden kaynaklandığını da ifade eden Metin Külünk yeni düzende önemli yere sahip olan Türkiye üzerinde oyunların bitmeyeceğini söyledi.

TÜRKİYE DÜNYASIZ DÜNYA TÜRKİYE’SİZ OLMAZ

Dünyadaki gelişmeleri değerlendiren Metin Külünk Türkiye’nin dünya için önemli bir ülke olduğuna dikkat çekti. Külünk şunları ifade etti:“Böyle bir şehirde Çok Kutuplu Dünya’da Türkiye’yi Konuşmak için buradayız. Kaşıkçı meçhulü, para savaşları, ticaret savaşları, Suud-Amerika gerginliği, Rahip Brunson’un üzerinden başlayan tartışmalar, İran üzerindeki Amerika’nın yaptırımlarının Kasım’da daha da şiddetleneceği mesajı gündemde yerini koruyor. Ne oluyor dünyada? Trump önüne gelene kabadayılık yapıyor. Bütün bunların hepsinin sebebi ne? Nereye gidiyoruz, dünya nereye gidiyor? Türkiye nereye gidiyor dan hareket ederseniz dünyadaki büyük gelişmeleri ıskalarsınız. Dünya nereye gidiyor, dünyada ne oluyor. Bir hesaplaşma var. Bu kimle kimin arasındaki hesaplaşma. Yeni yeni kavramlar hayatımıza giriyor. Bu kavramların inşa edeceği bir sosyal, iktisadi yapı, yeni bir dünya düzeni ortaya çıkıyor. Bunları görmeden yaşadığımız hadiseleri kavrayabilmemiz mümkün değil. Türkiye’nin yaşadığı hadiselerin hiç birisi salt kendi iç dinamiklerinden kaynaklanan sıkıntılar değil. Türkiye dünyasız, dünya Türkiye’siz olmaz.”

KİMİN NEREDE DURACAĞI SORGULANIYOR

Dünyada şu anda kavganın temel nedeninin Doğu Akdeniz olduğunu söyleyen Metin Külünk şunları kaydetti:“Şu anda kavganın ana üssü Doğu Akdeniz. Eğer Prens Veliaht Selman Aramko’yu Londra’ya vermek yerine Pentagon’a teslim etseydi kavga bir başka boyutta olacaktı. Ama Aramko’yu Londra’ya teslim ettiği için, ailelere teslim ettiği için, paraya teslim ettiği için Pentagon şimdi Suudi Arabistan’ın boğazına çıktı. Nerede duracağına karar ver diyor iki taraf da. Kaşıkçı hadisesi yaşandı, ertesi gün Çöl Davosu’ndan bütün sermaye sahipleri çekildi. Siz baktığınızda ne oldu neden çekildi diyorsunuz. İki taraf da şimdi Suud’u zorluyor, tarar ver nerede duracaksın diyor. Tek Yol Projesi’nin sahibi olan para aklının yanında mı duracaksın, yoksa İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulmuş dünya düzeninin amiral gemisi olan Pentagon’un liderliğindeki Amerika’nın yanında mı duracaksın? İkisinin arasında da büyük kavga var. Para diyor ki, ‘ben yeni bir dünya düzeni kuracağım’ Amerika diyor ki ‘1648 Vestfalya anlaşmasının ortaya çıkardığı ulus devlet süreci devam etsin, aynı düzen devam etsin’, paranın sahipleri diyor ki ‘bu gitmez, mümkün değil, egemenlik kavramı boyut değiştiriyor, yeni egemenlik kavramı yapmak mecburiyetindeyiz’ diyor. Niye bunu söylüyor? Çünkü para aklı dünyayı dijital devrim, robotik devrim, yapay zeka üzerinden okuyor. Bu kavramların ortaya çıkardığı yeni dijital servet kavramı gelişiyor, dijital para gelişiyor. Dijital para tartışması doların egemenliğini tartıştırıyor, doların egemenlik tahtı çöküyor.”

YENİ PARA SİSTEMİ DENGELERİ DEĞİŞTİRECEK

Yeni dünya düzeni ile birlikte dünyanın yeni bir para sistemine döndüğünü ifade eden Metin Külünk, bu durumun da bir çok ülkeyi rahatsız ettiğini belirtti Külünk şunları söyledi:“İlk defa burada söylüyorum; dünya yeni para sistemine dönüyor. Amerika’nın temel problemlerinden birisi doların egemenlik alanı daralıyor. Dünya IMF’nin bir merkez bankası olduğu, Amerika’nın dünyanın merkez bankası olduğu ve yeni bir kağıda dayalı bütün paraların tedavülde kaldığı ancak arkada bütün paraların aklı olacak yeni bir para sistemi inşa ediyorlar. Siz bu krizleri ne zannediyorsunuz. Dünyadaki daralmaları aşabilmek için küresel iklim tartışması üzerinden, dünyanın küresel iklim değişikliklerine uyum sağlanabilmesi için yılda 6 trilyon dolar ülkelerin alt yapı yatırımlarını yapabilmesi için sermayeye ihtiyacı var. Mevcut sistem bunu taşıyamıyor. Amerika’nın 21 trilyon dolar borcu var. Bu borçla Amerika’nın bu yükü taşıyabilmesi mümkün değil. O zaman kim yapacak bu işi? Tek Kuşak, Tek Yurt Projesi 1 trilyon doların üzerinde bir maliyetle gerçekleşecek. Kim yapıyor bu işi? İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra paranın yön değiştirerek Londra’dan Amerika’ya; yani London City’e karşı New York City’nin inşasıyla ortaya çıkan gücü inşa eden, bu gücü ortaya çıkaran akıl 2001 İkiz Kuleler saldırısıyla Amerika’ya ‘sen dünyayı yönetecek güce sahip değilsin’ dediler. Bu sözü söyleyen kim? 15 Temmuz’un arkasındaki akıl. Bu akıl Amerika’ya dedi ki; ‘sen dünyayı artık tek başına yönetecek güç değilsin.”’

TEK KUŞAK TEK YOL PROJESİ

Yeni Kuşak Yeni Yol Projesi ile dünyadaki ticaret dengesinin değişeceğini de belirten Metin Külünk şunları söyledi:“ABD bir yandan Doğu Akdeniz’de güç mücadelesi verip orada Asya’nın Akdeniz’e çıkışını tutmak isterken, öbür tarafta önümüzdeki 100 yılı okuyacağımız iki önemli parametreden biri olan ‘Tek Kuşak Tek Yol Projesi.’ Yani Pekin’den başlayıp Londra’da bitecek olan 65 ülkeyi doğrudan ilgilendiren ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra inşa olmuş dünya ticaret sisteminin derinden değişimine sebep olacak Pekin-Londra İpek Yolu’nu kontrol eltinde tutmak için çalışıyor. Ya bu yolu yaptırmamak ya da bu yolu kontrol altında tutmak için çaba gösteriyor. Ancak stratejik önemi İstanbul’un fethinden sonra batılılar tarafından kaydedilmiş olan Ümit Burnunun batı için işlevsel hale geldiği ana kadarki dünyanın en stratejik gölü olan Akdeniz tekrar aradan 500 yıl geçtikten sonra aynı gücüne kavuşuyor. Bunda sebep ne? Çünkü Pekin-Londra İpek Yolunun önemli hatlarından birisi de deniz üzerinden gelip, Kızıl Deniz’den çıkıp, Süveyş’ten tekrar Akdeniz’e ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya çıkışı. Böyle bir fotoğrafta Türkiye üzerinde kavga olur mu olmaz mı? Türkiye’nin son beş yıldır; Gezi Eylemlerinden itibaren yaşadığı bütün sıkıntıların temelinde Türkiye’nin nerede duracağını merak ediyorlar.”

DÜNYADA ARTIK DİJİTAL SERVET KONUŞULACAK

Dünyada yeni düzen ile birlikte dijital servetin önem kazandığını ifade eden Metin Külünk şunları söyledi: “Ama bu mücadele İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan dünya sisteminin tabutuna çivi çakma mücadelesidir. Bu düzen bitmiş, yeni bir düzen kurulmaktadır. Yeni bir para sistemi gelmektedir. Bu para sisteminin adımları atılmıştır. Bu para sistemiyle beraber doların egemenliğini ciddi anlamda hırpalandığı ve doların bir müddet sonra yerini dijital paraya terk etmeyeceğinin garantisi mi var? Artık dünyada dijital servet konuşulacak. Dijitalleşme üzerinden para sistemi, dünya vergi sistemini konuşacak. Dijital devrim üzerinden dünya kolay kontrole dilebilir hale getirilecek ve bu bir anlamda 1648’de kurulan imparatorların çökertilip uluslaşma sürecinin başladığı Westfalya düzeninin yerine egemenlik tartışmalarının boyut değiştirdiği, egemenlik tartışmaları devlet mefhumunu, egemenlik tartışmalarını kökten, yeni baştan düşünmeye, itmeye bizi zorladığı yeni bir döneme yelken açılıyor. Bu kolay bir süreç değil. Çünkü bu dengelerin oluşabilmesi için ciddi zamana ihtiyacı var ve ciddi sarsıntılar devam edecek.”

BİZİ ANADOLU’YA SIKIŞTIRMAK İSTİYORLAR

Türkiye’nin Suriye’de izlediği politikayı da değerlendiren Metin Külünk şunları kaydetti:“İşte biz de bu anlamda niye Afrin’e girdik. Afrin’e girerek, ‘bizim toprak bütünlüğümüzle uğraşırsanız biz sizi rahat bırakmayız’ dedik. Şimdi niye Mümbiç İdlib’le, Rusya’yla sağlanan anlaşma üzerinden neden ısrarla Mümbiç üzerinde Sayın Cumhurbaşkanımız kararlılık ifade ediyor ‘girer ve temizleriz’ diyor. Aslında üstü örtülü rest çekiyor. Çünkü Mümbiç’te bu dalgayı kestiğiniz zaman bu dalga Kandil ve Suriye sınırına sıkışacak. Onun için zor dönemdeyiz. Tarihin en ağır dönemlerinden birisini yaşıyor ve şahitlik ediyoruz. Bu bir beka meselesidir. Ayırt etmeden söylüyorum; CHP’lisi, MHP’lisi, AK Partili kim varsa tüm 81 milyon memleket evladının ve bu coğrafyanın bütününü ilgilendiren bir beka tehdidiyle karşı karşıyayız. Süreç bitmiş değil. Mümbiç tartışması daha da ileri gittiğinde biz Amerika’nın verdiği sözleri yerine getirmeyip bekamızı Mümbiç üzerinden tehdit etme noktasında hareket eden terör örgütüne karşı adım attığımızda unutmayın ki bir başka yere yönelecektir. Ne var burada? Çünkü Atlantik ötesi PKK üzerinden bizi Paris 1919 anlaşmasındaki şartlara tutsak etmek istiyor. Böylece bir taşla birkaç kuş vurup, hem Avrasya’nın girişini-çıkışını kontrol etmek isterken hem de bizi Anadolu’ya sıkıştırarak hareket kabiliyetimizi yok etmek istiyorlar.”

ÜLKENİN BEKASI CUMHUR İTTİFAKINI OLUŞTURDU

Türkiye’nin bekasına yönelik tehditlerin Cumhur İttifakı’nı oluşturduğunu ifade eden Metin Külünk şunları dile getirdi:“Bu bir beka meselesidir. Sayın Bahçeli’nin ısrarla, her konuşmasında tekrar ettiği beka meselesini hafife almayın. Sayın Bahçeli’nin ısrarla 15 Temmuz’dan sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında koşulsuz, hükümette görev almayarak ve yerel seçimlerde de ısrarla ittifakın devamı noktasındaki kararlılığının arkasında bir politik bakış açısı yok, doğrudan bekamızı tehdit eden bir süreçle ilgili. Çünkü bu devlet gök kubbede bu devletin çatısı varsa, bu toplantıların anlamı var. Gök kubbede devletin çatısına bir şey olursa bu toplantıların ve varlıklarımızın hiçbir anlamı kalmayacak. Bunu gördüğü için Sayın Cumhurbaşkanımız da ısrarla ve birlikte, baş başa bütün görüşmelerinden ortaya çıkan olumlu sonuçların bize ifade ettiği mana şudur: Aziz milletimiz Türkiye tarihinin en ağır dönemini yaşıyor ve karşı karşıya kaldığımız bekamıza yönelik tehditler devam ediyor mesajıdır. Onun için Cumhur İttifakı salt bir politik ittifak değildir. Cumhur İttifakı egemenliğimize yönelik, devletimizin bekasına yönelik tehditlere karşı bu topraklarda ikinci Kuvayi Milliye hamlesidir. Keşke Cumhuriyet Halk Partisi’nin vatansever tabanı bunu bir politik ittifak olarak bağlamayıp, doğrudan Birinci Dünya Savaşı sürecinde olduğu gibi bekamıza yönelik, toprak bütünlüğümüze yönelik bizi küçültmeye yönelik operasyona karşı bu milletin yeniden kınalı kuzular ruhuyla var oluş olduğunu bir kavrasa bu hat daha güçlü hale gelecek. Bundan eminim.”

YENİ DÜZEN ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞINI BAŞLATIR MI?

Dünyadaki yeni düzenin beraberinde birçok sıkıntıyı da getireceğini söyleyen Metin Külünk şunları kaydetti:“Peki, bu denge ne zaman oluşacak? Altından dolara geçiş iki dünya savaşı gördü, şu anda da üçüncü dünya savaşının içindeyiz. Ne zamandan beri? 11 Eylül saldırılarından beri. Altından dolara geçiş iki dünya savaşı gördü. Büyük yok oluşlar. Dünya nüfusu 7 milyarı aştı, aşıyor. Dünyanın kaynakları bu kadar nüfusu taşıyacak noktada mı değil mi soruları soruluyor. O zaman ne olmalı? Dolayısıyla üçüncü dünya savaşı içerisindeyiz. Bu iki savaş bir dünya düzeni inşa etti. Şimdi bu sistemin yenilenmesi ve sistemin inşası için bu türbülansların gittiği yer dünya savaşına doğrudur. Şu anda bu savaş terör örgütleri üzerinden yapılıyor aslında. Terör örgütleri bir üçüncü dünya savaşı aygıtıdır, aparatıdır. Ancak bunun daha ileriye gitme riski var mıdır? Şimdi oradan buraya geçiş iki savaş yaşamış. Şimdi buradan yeni para sistemine geçiş ve yeni para düzeninin inşasında Çin’in başrol üstlenme yolunun hızla açılması savaşsız mümkün olur mu? Amerika bu savaşı göze alır mı? Kendi sınırları dışında gerçekleşecek her savaşı ABD göze alır. Dökülecek kan kendi kanı değil ki, kendi dışındaki ülkelerin kanı. Umurlarında mı çok mu önemli kendi dışındaki ülkeler.”

MÜSLÜMANLAR AKIL MAĞLUBİYETİ YAŞIYOR

Dijitalleşme ve robotik devrim ile hayatımıza yeni kavramların da gireceğini belirten Metin Külünk, Müslüman toplumların dijital devrimi kaldıracak potansiyelinin bulunmadığını dile getirdi. Külünk şunları söyledi:“Dünya iki büyük devrimi yapıyor. Birincisi dijitalleşme devrimi, ikincisi robotik ve yapay zeka devrimi. Bu iki devrim üzerinden sosyalleşme, bütün kavramlar gelişiyor. Evet, İslam uleması nerede? Bizim İlahiyat Fakültelerimiz nerede? Dalga geliyor, büyük bir dalga robotların fıkhı diye bir kavram çıkacak karşımıza. Niye? Robotlar kaç saat çalıştırılabilir? Hadi bakalım, otur düşün. Böyle bir kavram sen istesen de çıkacak istemesen de çıkacak. Niye? Problemimiz nerede; asıl temel soru Müslümanlar akıl mağlubiyeti yaşıyor. Akıl mağlubiyeti yaşayan Müslümanların batı uygarlığını anlayabilmeleri mümkün değil. Batı uygarlığını anlamayan Müslümanların bir galibiyet aklı üretebilme kabiliyetleri de olmaz. Çünkü Müslümanlar laikleşmiş. Türkiye’de yıllarca laikliğin 141, 142, 163’ü vardı. Laiklik kavramını biz doğru anlamıyoruz. Farkında olmadan Müslümanlar düalistleşmiş. Bugünkü Müslümanlar düalist. Oysa Müslümanlık bircidir. Müslümanlık ikinci değildir bircidir. Düalist değildir Müslüman tekçidir. Niye? Kainatın sahibi tektir. Kainatta hiçbir şey yoktur ki o bir olandan bağımsız olsun. Müslümanlar ne yapmış? İslami İlimler Üniversitesi yapmış. Oraya gidip bakıyorsunuz fizik, kimya, matematik, coğrafya, astronomi, teknoloji, felsefe yok. En son az daha İlahiyat Fakültelerinden felsefe derslerini kaldırıyorlardı. Şimdi kime bırakılmış bu işler? Efendim, ahiret ilimleri İlahiyat Fakültelerine, dünyevi ilimler kime? Şimdi fizikçi bir Müslüman bilim adamı cennetlik olamaz mı? Sıkıntının kaynağını görebiliyor musunuz? Nereye gelmişiz? Batı karşısında kıvranıp duruyoruz. Batı Allah’ın verdiği akıl nimeti üzerinden bir büyük akıl üretmeye devam ediyor. Keşfetmeye, aramaya, bulmaya, üretmeye devam ediyor, biz de böyle seyrediyoruz.

SON 10 YILIN EN KRİTİK SEÇİMİNE GİRİYORUZ

Dünya değişirken Türkiye’nin de yapması gereken önemli işlerin bulunduğunu söyleyen Metin Külünk şunları dile getirdi:“Dünya bu anlamda kökten değişimi ve dönüşümü yaşarken bizim yapmamız gereken önemli işler var. İçeride birlik, içeride siyasi istikrar, içeride güven, içeride temel kavramlar üzerinden birliğimizi ve beraberliğimizi korumak çok önemli. Bu anlamda yerel seçimler son derece kritik. Çünkü attıkları adımı içeriden Erdoğan’sız bir Türkiye hedefine ulaşabilmede siyasal anlamda yerel seçimleri kendilerine adres görüyorlar. Onun için yerel seçimlerin ittifak üzerinden mutlak suretle Türkiye’nin siyasal istikrar ve güvenini devam ettirecek şekilde sonuçlanabilmesi için herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi lazım. Ben her şehre gittiğimde gezer, dolaşırım, dinlerim. Çarşıda dolanırken biri beni tanıdı ve yakaladı. Bana her şeyi anlattı. Dolayısıyla bunların farkındayız. Ancak meseleyi tartışmamız gereken zemin başka bir zemin. Kişisellikten öte, kendi düşündüklerimizin marjinal doğruluğundan öte önümüzdeki 10 yılın en kritik seçimine gidiyoruz. Bu seçim önümüzdeki bu fotoğrafın şekillenmesinde Türkiye’nin çıkarları üzerinden mi belirlenmesi gerek, yoksa batının çıkarları üzerinden mi belirlenmesi gerek sorusunun cevabının verileceği bir seçimdir. Ben bu salonda bulunan herkesin biliyorum ki Türkiye’nin çıkarlarının üzerinden bu sorunun cevabı verilsin noktasındadır. Ama onun için de cem olmamız lazım. Bir kez daha kendimizi yenilememiz lazım. Çünkü bu ülke, bu devlet, bu vatan bizim.”

Söyleşiyi düzenleyen Ayyıldız 2023 Derneği, Eğitim Bir Sen 2 Nolu Şube, Balıkesir Karadenizli Girişimciler ve Dayanışma Derneği ile Karesi Belediyesi konuşmacı Metin Külünk’e günün anısına armağan verdi.

Exit mobile version