KUBİLAY S. ÖZTÜRK
Rapor askıya çıktı!
Bugünlerde yerel siyasetin gündeminde, Edremitlileri ziyadesiyle ilgilendiren önemli bir konu var. Körfez’de vatandaşlar kronik deniz kirliliği sorunuyla boğuşurken, koca yaz sezonunun sonunda, “Balıkesir İli, Edremit İlçesi, Zeytinli Mahallesi Sınırları İçerisinde Kalan Alanda 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği Plan Değişikliği Gerekçe Raporu” 27 Ağustos’ta askıya çıktı ve epeyce gürültü koptu.
Plan değişikliği talebi Ahmet Akın’a ait...
Büyükşehir sınırları içerisindeki çevre düzeni planlarını büyükşehir belediyeleri talep ediyor. Balıkesir’in bu son raporunu inceleyenler de gördüler ki, imar değişikliğini talep eden Mayıs 2025’de Balıkesir B. Belediyesi olmuş. Çevre Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü de talebi inceleyip onaylamış ve süreci başlatmış. Bu plan değişikliği talebi sonuçta Ahmet Akın’a aittir ve yerel basında da ifade edildiği üzere “sürpriz” bir gelişme olarak değerlendirilmektedir.
Çıkrıkçı’daki tarım arazisi Atıksu Tesisi Alanı yapıldı!
Büyükşehir’in bir imar planı değişikliği yapmak istemesi normal. Fakat raporun sonuç bölümünde “Kaldırılan ‘Atıksu Tesisi Alanı’na istinaden; Çıkrıkçı Mahallesi 199 ada 16 parsel, ‘Atıksu Tesis Alanı’ olarak planlanmıştır. Söz konusu parsel Edremit Belediyesi mülkiyetinde olup 11,19 hektar büyüklüğe sahiptir” ifadesi çok dikkatleri çekti doğrusu.
Çünkü bu durumda, planın yürürlüğe girmesi halinde mevcut Zeytinli A. A. Tesisi’nin yer değiştireceği anlaşılıyordu. Böyle teknik bir konunun siyaset gündemine girmesi de, işte bu noktada başladı zaten.
“Arıtmayı mevcut yerinde yenileyeceğiz” diyorlardı...
Edremit’in ana tesisi olacak yatırımın yer seçimi konusunda 1,5 senedir tartışıldığı biliniyor. Sonunda mevcut 57 dönüm alanda tesislerin geliştirilmesi yönündeki görüş ifade edilmeye başlanmışken, bu imar planı değişikliğiyle yatırımın Çıkrıkçı’ya kaydırılması merak uyandırdı. Zira yer değişikliği, bazı yeni sorunlarla uğraşılmasını gerektiriyor. Bunun anlamı yatırımın bir süre daha gecikmesi demek.
Edremit Belediyesi bu kez engel çıkartmayacak!
Diğer yandan AKP de, 2024 yerel seçimi öncesinde Yücel Yılmaz’ın da aynı yeri istediğini ama Edremit Belediye Meclisi’nin bunu reddettiğini hemen gündeme taşıdı. Basın vasıtasıyla bu husus günlerce yazıldı. Gündem dışı bir konuşmayla 2 Eylül’de Edremit B. Meclisi’ne getirildi. Asıl muhatap olmayan Başkan da, bu soruların Balıkesir’e sorulması gerektiğini ifade edip, tarımsal üretim tahsisinin giderilmesi ve gerekli izinlerin alınması halinde, bir engel çıkartılmayacağını söyledi. Büyükşehir ise konuya dair iddialarda bulunan yayın organını tekzip etmediği gibi, kendisi bir basın açıklaması yaparak kamuoyunu bilgilendirme yoluna da gitmedi.
Yücel Yılmaz’dan sakındılar, Ahmet Akın’a verdiler” tartışması...
Şimdi 11 Eylül’de Büyükşehir Meclisi toplanacak. Gündeminde bu konu yok ama yine gündem dışı bir konuşmayla imar değişikliğinin tartışılması bekleniyor. Zira AKP plan değişikliği ile “vaktiyle Y. Yılmaz’dan sakınılanın, A. Akın’a verildiği” algısını işlemeye devam edecek gibi görünüyor. Böyle bir mukayese yapmaları rasyonel değil. Üstelik bu plan değişikliğini, aslında canı gönülden destekliyorlar.
Fakat bu algı üzerinde siyaseten çalışacakları anlaşılıyor. Neden mevcut tesisin kaldırılıp, Çıkrıkçı arazisine “arıtma tesisi yeri” yazılacağı hususunun bu rapora girdiği de sorulacak elbette. Eğer bunu Bakanlık önerdiyse, sebebi bellidir. Önceki 1.065 dönümlük imar çalışmasında unuttukları bu husus, başlarını çok ağrıttı doğrusu. Fakat bu sefer yazılmasına neden “gereği yok” demedi acaba Büyükşehir?
Ahmet Akın’ın bir açıklama yapması gerekmez mi?
Ahmet Akın özel görüşmelerinde haberlerin doğru olmadığını, o tesisi taşımayacağını, yerinde geliştireceğini söylemeye devam ediyormuş. Öyle ise plan raporundaki bu ifadeye de önce kendisinin karşı durması, bir açıklama yapması gerekmez mi? Bu haliyle değişirse imar planı, arıtma işi hangi yönde gelişecek acaba? Garip ve yanıt bekleyen bir durum var burada.
Balıkesir B. Belediyesi Meclisi’ndeki AKP-MHP muhalefeti, tıpkı Edremit Belediye Meclisi’nde olduğu gibi, bu hususları dile getirecektir. O zaman Ahmet Akın’ın izah edeceği bir şeyler de olacaktır herhalde.
Bu sorular yanıt bekliyor...
Yer seçimi kesinleşti mi? Kesinleşip Zeytinli olduysa, imar planı değişikliğiyle bu karar nasıl uyum sağlayacak? Çıkrıkçı olduysa, planla da uyumlu olur ama nedenleri açıklanmalı detaylı olarak. Çıkrıkçı arazisinin, Büyük Ova Projesi kapsamından çıkması, Kooperatif’le tarımsal üretim sözleşmesinin iptal edilmesi, yasal düzenlemeler, Edremit Belediyesi’nin karar alma süreci ve tapunun devri, yapılacak kamulaştırmalar gibi işlemler nedeniyle, yatırıma başlama zamanı ne kadar uzayacak acaba? En önemlisi de maliyet artışı ne kadar olacak? Tercihin Çıkrıkçı olması halinde, Ankara’nın katkısı, ÇED süreci, finansman konusu bundan etkilenecek mi? Bunlar hep izah bekliyor.
Tıpkı siyaset gündemi gibi, imar planı konusunda vatandaş gündemi de, arıtma tesisi üzerine odaklanıyor haliyle. Vatandaşlar, İleri Biyolojik Arıtma Tesisleri istediklerini ama Dalyan ve Altınkum’da yeni imar planıyla daha fazla beton istemediklerini söylüyorlar.
Neden 5 yıl oyalandılar, arıtma işini son dakikaya bıraktılar?
Körfez’de kirlilik sorunu çok büyük, kronik hale gelmiş durumda ve acil çözüm gerekiyor. İktidar cenahı siyasetçiler de, geçmişteki yaklaşımlarından faklı olarak bugün söze kirlilikten yakınarak giriyorlar. Fakat ne kadar samimi oldukları tartışmalı. Çünkü sadece “yerel seçim öncesi kaçırılan fırsat” söylemini vurgulamak derdindeler. Önceki dönem yapmadıklarını hatırlamıyorlar bile. Niye 5 yıl oyalanıp da, arıtma işini 2023 sonuna bıraktıklarına ise hiç girmiyorlar. O yüzden “araziyi bize vermediler” veya “kredi geri gitti” laflarının da pek anlamı kalmıyor.
İmarn planı değişikliği sadece arıtmadan ibaret değil!
Ancak bu imar planı değişikliği, sadece arıtmayı kapsamıyor. Başka hususlar var planda ve onların da açıklanması gerekiyor. Plan değişikliği OSB sınırından başlayıp Akçay Mahallesi sınırına kadar uzanıyor. Plan notlarında açıkça “Akçay Mahallesi sınırları içinde kalan ve mevcut durumla uyumlu şekilde konut alanı olarak planlanmış olan kıyı bandı” ifadesi ile “Zeytinli Mahallesi sınırları içinde kalan ve mevcutta konut kullanımında olup turizm alanı olarak planlanmış bölge” ifadesi geçiyor ve bunlar mukayese ediliyor. Amacının, Zeytinli tarafındaki planı, mevcut duruma çevirmek olduğu anlaşılıyor. “Planlanan alanın mevcut durumu incelendiğinde, ağırlıklı olarak konut kullanımlarının yer aldığı, bunun yanı sıra kısmen de boş alanlardan oluştuğu tespit edilmiştir” deniliyor. “Boş” yerler Hazine’ye ait kamu arazileri olan sazlıklar. Plan bu haliyle geçerse, anlaşılan Mehmet Şimşek’e yeni bir satış alanı sunulacak.
Bu plan değişikliği pek hayırlı olmayacak!
Toplam değişiklik önerisinde ise Kentsel Meskun Alan 36,7 hektardan 100,7 hektara, Kentsel ve Bölgesel Yeşil ve Spor Alanı 44,5 hektardan 52,8 hektara çıkartılıyor; Turizm Bölgesi 66,7 hektardan sıfıra indiriliyor. Atıksu Tesisi Alanı da 5, 5 hektardan sıfıra inip, Çıkrıkçı’daki 11,19 hektar plana dahil ediliyor.
Bu durumda plan değişince o bölgede yeni bir turizm tesisi yapılacak alan kalmayacağı açık. Haliyle mevcut özel veya kamusal turizm tesislerinin arazileri birden bire çok değerlenecek. Ciddi bir fırsat yaratılıyor plan onlara. Meskun alan artışı ise bölgeyi binayla dolacak. Bunun da anlamı “kazançtır” ve Büyükşehir ile Edremit belediyeleri de paylarını alacaktır. Fakat aynı zamanda betonlaşma ve nüfus yoğunlaşması da olacaktır. Yapılacak o arıtma tesisi bittiği gün, Edremitli yine kapasite yetersizliğini konuşmak zorunda kalacaktır bu durumda. Buna “evet” demek ve böyle bir imar planı değişikliğini “hayırlı” görmek mümkün olabilir mi?
Bu değişimdie çok para var ama insaf ve saygı yok!
Oysa bu değişikliklere sevinenler de olacaktır. Arsa sahipleri, spekülatörler, inşaat sektörü ve o sektöre hizmet veren bütün meslek gruplarının önemli bir çoğunluğu destek verecektir buna. Y. Yılmaz’ın vaktiyle erişemediği o “büyük değişim”, şimdi A. Akın vesilesiyle devreye alınacak gibi görünüyor. Bu değişimde çok büyük para var elbette ama insaf yok, doğaya ve canlılara saygı da yok.
Sıvılaşma ve depremselliği gözardı etmişler!
Bunca beton yerine, bir doğal yaşam parkı koyamamışlar plana. Nasıl bir benzerlik halidir bu acaba? Üstelik planlanan alanın % 83’ü “Yüksek Yeraltı Su Seviyesi, Deniz Suyu Girişimi vb. ile Sorunlu Alanlar”, % 17’si ise “Sıvılaşma Tehlikesi Açısından Önemli Alanlar” niteliği taşıyor. Zemin ise tümüyle kıyı ve kıyı düzlüğü alüvyonu özelliğine sahip. Akarsuların denize ulaştığı kıyı ve delta düzlüklerinde ise ince kum, silt ve kil boyutuna düşüyor. Oradaki alüvyal birikintiler suya doygun. Sazlık ve bataklık alanlar, Körfez çöküntü ovasının kıyıya yakın bölümlerinde yaygın. Üstelik bu raporda “depremselliğe” hiç değinilmemiş bile! Nasıl arttırılacak konut alanları böyle bir bölgede acaba?
Tek çözüm bu mu?
Raporda “Yürürlükteki alt ölçekli planlar ile Çevre Düzeni Plan Kararları arasında uyuşmazlıklar olduğu görülmektedir. Yürürlükteki Çevre Düzeni Planı Kararları ile hareket edilecek olduğunda, bu durum uygulama açısından sıkıntılara neden olacak, alt ölçekli uygulamalar sırasında mevcuttaki şahıs parsellerinin kamulaştırması gerekliliğini gündeme getirecek, bu da ilgili belediyesine karşılayamayacağı boyutta bir kamulaştırma yükü getirecektir” deniliyor. Fakat bunlar açıklanmıyor. Konu “İmar uygulaması görmüş, konut kullanımına uygun olarak yapı ruhsat ve yapı kullanma belgelerini almış alanların çevre düzeni planında korunmasını sağlamak amacıyla plan değişikliği teklifi hazırlanmıştır” diye bağlanıyor. Amaç bu olunca, yöntem de bu mudur? Başka şehircilik teknikleri niye hiç denenmiyor. Doğal dengenin tamamen yok edilmesi midir tek çözüm? Yoksa bir miktar “yeşil alan” bırakmak mı?
Nitelikli Doğal Koruma Alanı... Mahalli Sulak Alan...
Planlama alanı sınırlarına “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı”, “Nitelikli Doğal Koruma Alanı” ve hatta “Mahalli Sulak Alan” bile giriyor ama çözüm büyük ölçüde “Turizm Alanı” olarak işaretli bölgenin “Kentsel Yerleşik Alan” olarak planlanmasında bulunuluyor. Garip bu yaklaşım doğrusu. “Nitelikli Doğal Koruma Alanı” sınırları içinde yer alan “Atıksu Tesisi Alanı” da kaldırılarak “Kentsel ve Bölgesel Yeşil ve Spor Alanı” olarak planlanınca işler temize mi çıkıyor? Toplamda 1.708.113 m2 (170,81 hektar) olan bölgenin sit alanlarının büyüklüğü ise %54,86’ya ulaşıyormuş ama bunlar nasıl sit olarak kalabilecekler acaba ilerde?
Arazi rantı birinci planda!
A. Akın’ın bütün bunlara makul ve mantıklı açıklamaları olması lazım. Söylemi farklı ama bir rapor ve bir gerekçeler dizisi de var ortada. Fakat onlarca da soru var. İşin daha başında bu sorular cevaplanmalı, sadece Bakanlık veya arazi sahiplerinin değil, kentin tüm bileşenlerinin rızası alınmalı ki, yol yürünürken sorun yaşanmasın. Zaten 10 senedir, halkın taleplerini karşılama konusu ikinci plana bırakılıp, arazi rantı birinci plana alınmaya çalışıldı. Şimdi “halkçı” olduğunu söyleyen bir yönetim de aynı yoldan mı yürüyecek? İşte yarın Meclis’te görüşmeler olursa, bunu anlayacağız sanırım.