Bugünün gençleri ve orta yaşlıları, Balıkesir’in bir dönem sahip olduğu canlılığın farkında değiller. Çünkü o dönem sadece mekânlarla sınırlı değildi; şehrin ruhunda bir sıcaklık, insanların gözlerinde ise samimiyet vardı. Özen Lokantası’nın önünden geçerken duyulan yemek kokuları, Saray Sineması’nda yaz akşamlarının keyfi, Valilik önündeki döner sahnede çalan müzik gruplarının enerjisi, Atatürk Parkı’ndaki neşe… Bunlar sadece birer hatıra değil, aynı zamanda toplumsal hafızanın da parçalarıydı.
Şimdi bakıyoruz, o günlerden geriye sadece birkaç isim ve sima kalmış. Şekerci Orhan hâlâ tatlısıyla, Saatçi Rıdvan saat tamiriyle, Emanetçi Şapaz güveniyle geçmişten bugüne köprü kuruyor. Fakat onlar da zamanın ilerleyen birer tanığı. Balıkesir’in gençleri, bir kentin ruhunu ayakta tutan bu “insan hazinelerinin” kıymetini bilmezse, şehir sıradan bir taşraya dönüşmekten öteye gidemez.
---
Kaybolan Sosyal Mekânlar
Eskiden Atatürk Parkı içindeki anfi tiyatroda oyunlar izlenir, tren yolu kenarındaki çay bahçelerinde aileler nefes alırdı. Gençlerin berberi Recep Kenar, sadece saç kesmez, aynı zamanda bir neslin sırlarını dinlerdi. Balıkesirspor tribünlerini coşturan Mesut Aşanel’in amigoluk ruhu ise artık yok. Bunların her biri, şehre farklı bir enerji ve aidiyet duygusu katıyordu.
İstasyon Meydanı’nda Kayahan konseri yapılırdı, Nejat Uygur’un oyunları, Kenter Tiyatrosu’nun sahnelediği eserler Balıkesirli seyircinin ruhunu beslerdi. Bugün bunların yerinde yalnızca hatıralar var.
Modernleşmenin adı AVM’ler oldu; Avlu yaşam alanı tek alternatif haline geldi. Oysa bu kentin tarihine yakışan, çok daha zengin ve çeşitli kültürel alanlardı. Yeni bir kazanım yaratmak yerine, eskiyi kaybettik.
---
Dün ile Bugün Arasında
Balıkesir bir zamanlar “mutlu mesut” bir şehirdi. İnsanlar birbirine selam verir, birlikte vakit geçirir, hayatın tadını çıkarırdı. Geçmişte sıkılmak bilmezdik, çünkü her köşe başı bir hatıraya, her sokak bir buluşmaya ev sahipliği yapardı.
Bir milletvekili veya belediye başkanı Ankara’ya giderken de gelirken de kalabalık halk kitleleriyle uğurlanırdı. Çünkü onlar, Balıkesir’e gözle görülen, elle tutulan eserler kazandırırlardı. Vatandaş da minnetini böyle gösterirdi. Bugünse aynı coşkuyu görmek mümkün değil. Çünkü şehre yeni bir katkı yok; kim yaptıysa geçmişin kahramanları yaptı. Mekânları cennet olsun.
---
Şehrin Geleceği İçin
Balıkesir’in kaybolan bu ruhunu yeniden canlandırmak mümkün. Bunun için AVM’lerden fazlasına, ailecek gidilecek kültür merkezlerine, tiyatrolara, sanat galerilerine ve gençlerin nefes alabileceği sosyal alanlara ihtiyaç var. Bu şehir, tarihiyle ve kültürüyle aslında bir cevher. Önemli olan, o cevheri işleyebilecek bir vizyonun ortaya çıkması.
Bir şehir, yalnızca yolları ve binalarıyla değil, insanıyla, hatıralarıyla ve kültürüyle güzelleşir. Balıkesir’in gençleri geçmişi görmediler, ama geleceği inşa edecek olan da onlar. Eğer bu kaybolan tatlar hatırlanmaz ve yerine yeni kazanımlar konmazsa, şehir sadece bir göç durağı olur.
Eskiyi özlemekte haksız mıyız? Ortada bir şey yok…