Türkiye’nin son 65 yılının en kurak dönemini yaşadığı açıklandı. Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, özellikle Balıkesir’in güneyi, Ege ve İç Anadolu’da tarım ve içme suyu için alarm verildiğini duyurdu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre ülke genelinde şiddetli ve olağanüstü kuraklık yaygınlaştı. Balıkesir’in güneyi “olağanüstü kurak” kategorisinde yer aldı.
Türkiye’nin Yüzde 70’i Kuraklık Altında
İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Ağustos 2024–Temmuz 2025 döneminin son 65 yılın en kurak yıllarından biri olduğunu açıkladı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Standartlaştırılmış Yağış İndeksi (SPI) verilerine göre, Türkiye’nin yüzde 70’i şiddetli veya olağanüstü kuraklık koşulları altında.
Balıkesir’in Güneyi Olağanüstü Kuraklıkta
Kadıoğlu, 12 aylık kuraklık tablosunda Balıkesir’in güneyinin olağanüstü kuraklık yaşadığını belirtti. Aynı dönemde Kütahya, Uşak, Afyon, Şanlıurfa, Diyarbakır, Siirt ve Mardin de benzer kategoride yer aldı. Konya, Karaman, Mersin, Isparta ve Kayseri ise “şiddetli kurak” olarak kaydedildi.
En Fazla Yağış Kaybı Ege ve Güneydoğu’da
Yağış azalmalarının en sert yaşandığı bölgeler şöyle sıralandı:
-
Ege: %74 azalma
-
Güneydoğu Anadolu: %65 azalma
-
Doğu Anadolu: %55 azalma
-
İç Anadolu: %48 azalma
Kadıoğlu, bu tablonun tarım, ekonomi ve içme suyu açısından büyük risk taşıdığına dikkat çekti.
Kuraklığın Etkileri Tarımdan İçme Suyuna
Kadıoğlu, kuraklığın sürelerine göre etkilerini şöyle özetledi:
-
3 ay: Tarımsal üretim kayıpları
-
6 ay: İçme suyu ve nehir akışlarında azalma
-
9 ay: Su rezervlerinde kritik düşüş
-
12 ay: Ekonomi ve toplumsal yaşamda kriz
Tahıl ve sebze veriminde yüzde 40–60’a varan kayıplar yaşanabileceğini, baraj doluluk oranlarının yüzde 30’un altına inebileceğini ve içme suyu kesintilerinin gündeme gelebileceğini söyledi.
Balıkesir ve Güney Marmara’da Risk Büyük
Marmara, Ege ve Akdeniz’in büyük bölümünün son bir yılda şiddetli kuraklık yaşadığını belirten Kadıoğlu, özellikle Balıkesir’in güneyi ve Güney Marmara’daki tarımsal üretimin kritik tehdit altında olduğuna dikkat çekti.
Çözüm: Kent Su Bütçesi ve Tasarruf
Kadıoğlu, yerel yönetimlere ve vatandaşlara şu önerilerde bulundu:
-
Yerel yönetimler: Kent Su Bütçesi hazırlamalı, şebekelerde kayıp–kaçak oranlarını düşürmeli, yağmur sularını depolamalı.
-
Tarım: Vahşi sulama yasaklanmalı, modern sulama sistemleri kullanılmalı, kuraklığa dayanıklı ata tohumları desteklenmeli.
-
Sanayi: Atık sular arıtılarak yeniden kullanılmalı, su verimliliği teknolojileri zorunlu hale getirilmeli.
-
Vatandaşlar: Günlük yaşamda suyu tasarruflu kullanmalı.
“2030’da Su Stresi, 2050’de Su Fakirliği Kaçınılmaz”
Prof. Dr. Kadıoğlu, son uyarısını ise şöyle yaptı:
“Kuraklıkla mücadele, altyapının güçlendirilmesi, suya göre tarım anlayışı, sanayide verimlilik yatırımları ve bireysel tasarruf alışkanlıkları ile mümkündür. Aksi halde, 2030’da su stresi, 2050’de su fakirliği kaçınılmazdır.”