Yıllardır Balıkesir’in merkezinde yaşayan biri olarak şunu açık açık söyleyeyim: İnsan zamanla kendini görünmez hissetmeye başlıyor. Değersiz, önemsiz… Abartmıyorum. Çünkü bu şehirde gençsen ve merkezde yaşıyorsan, sana “yapacak ne var?” diye sorulduğunda vereceğin cevap üç aşağı beş yukarı aynı:
“Kafeye gideriz… yemek yeriz… o kadar.”


Evet, o kadar.
Ne bir sergi, ne bir tiyatro, ne bir festival, ne de heyecanla beklenen bir etkinlik. Olanlardan da çoğu zaman haberimiz yok. Ki bunu söyleyen kişi gazeteciyse, burada durup düşünmek gerekiyor. Haber alamıyorsak, sorun yalnızca iletişim mi, yoksa umursanmamak mı?


TÜİK’in 2024 verileri Balıkesir’i “en düşük genç nüfus oranına sahip şehir” yapmış. Alkışlayalım mı? Yıllardır bu şehri yönetenler adına büyük başarı(!)
İki denize kıyısı olan, doğasıyla, tarımıyla, turizmiyle övünülen bir şehir için bundan daha acı bir tablo olabilir mi?


Özellikle merkezde yaşayanlar için bu tablo daha da can yakıcı. Çünkü hareket yok, canlılık yok, nefes yok.

Önceki belediye başkanı Yücel Yılmaz’ı bu yüzden çok eleştirdik. Gençlere alan açılmıyor, gençlerin ilgisini çekecek işler yapılmıyor dedik. Ama hakkını da teslim edelim: En azından bir şeyler denedi. MasterChef’e çıktı, Kahvaltı Festivali yaptı. Evet, belki mükemmel değildi ama bir çaba vardı. “Bir şey yapıyoruz” deme gayreti vardı.


31 Mart’ta seçimi Ahmet Akın kazandı. Gençliğiyle, enerjisiyle, dinamizmiyle umut yarattı. “Bu kez olacak” dedik. Ama gelinen noktada, neredeyse iki yıl dolmak üzereyken merkezde yapılan büyük ölçekli etkinlikleri bir elin parmaklarıyla sayabiliyoruz. Küçük organizasyonlardan, birkaç saatlik etkinliklerden bahsetmiyorum. Festivalden, panayırdan, birkaç gün süren, şehri ayağa kaldıran işlerden söz ediyorum.


Turizm kentiyiz diyoruz ya hani… Evet, özellikle körfez öyle. Yazın nüfusu milyonları buluyor. Orada konser var, festival var, parti var. Kurtuluş günleri coşkulu, hasat şenlikleri dolu dolu, film festivalleri, gece pazarları derken hayat akıyor.

Bandırma, Erdek, gibi Marmara’ya kıyısı olan ilçeler de yıl boyu hareketli. Konserler, panayırlar, şenlikler, pazarlar… İnsanlar sokakta.


Peki ya merkez?

Balıkesir’in nüfusunun en yoğun olduğu yer Karesi ve Altıeylül. Yaklaşık 500 bin kişi. Yani bu şehrin yükünü çeken, vergisini veren, çarşıyı dolduran kitle burada. Karşılığında ne alıyor?

Birkaç kez Halk TV’de bir program çekimi. Avlu’da bir Zeynep Bastık konseri. Aylar sonra ilk kez düzenlenen bir Kitap Fuarı… Ki o fuara 100 binden fazla insan gitti. Belediye başkanı haklı olarak gurur duydu. Çünkü insanlar aç. Yıllardır Bandırma’da, Burhaniye’de, Ayvalık’ta gördükleri bir etkinliğin merkezde de olması heyecan yarattı.


E peki devamı nerede?

6 Eylül… Balıkesir’in kurtuluşu. İlçelerde konserler, festivaller, coşku. Merkezde? Bir fener alayı, bir meydan açılışı.
29 Ekim… İlçelerde yine konserler, panayırlar. Merkezde? Aynı meydanın başka bir bölümü açılıyor, Avlu’da 400-500 kişilik salonlarda adını ilk kez duyduğumuz sanatçılar sahne alıyor.

Yeni yıl geliyor. Her yer ışıl ışıl. Erdek’te, Bandırma’da, Ayvalık’ta yılbaşı pazarları kurulmuş. Yapay kar yağıyor, varillerde ateş yanıyor, gündüz alışveriş gece eğlence. DJ’ler, partiler, kalabalıklar…


Balıkesir merkezde ne var?
Cumhuriyet Meydanı’nda bir pazar. Sadece alışveriş. Eğlence yok, konser yok, ruh yok. Olan etkinlikler de ‘vasat’….

Geçtiğimiz günlerde Fazıl Say konseri oldu mesela. Çok güzel. Keşke daha çok olsa. Keşke 400-500 kişiyle sınırlı kalmasa. Keşke meydanlara taşsa, on binlere ulaşsa.


60-70 bin nüfuslu ilçelerin yaptığı işleri merkez yapamıyorsa, burada ciddi bir sorun vardır.
Zaten genç nüfus az…
Böyle giderse hiç kalmayacak.


Sonra da “Gençler neden gidiyor?” diye soracağız.
Cevap çok basit aslında.
Çünkü bu şehir merkezde yaşayan gençlere artık hiçbir şey vaat etmiyor.

Muhabir: ULAŞ SÜRMELİOĞLU