Serdar Öktem’in Ölümüne Giden Yol:
Ayşe Ateş’in ifadesine göre, Serdar konuşacaktı. Ancak kamuoyunun dikkati başka yönlere çekilince, Sinan Ateş cinayetiyle bağlantılı düğümlerin çözülmesine ramak kalmıştı. Öte yandan Öktem, Sinan cinayetinden bağımsız başka bir davada da konuşmaya zorlanacak delillerin olduğu belirtiliyor.
Davaya taraf olan bir kişi, Öktem’in kendisinden Doğukan Çep’e verilmek üzere 3 milyon TL talep ederek onu mahkeme süreci boyunca susturmak istediğini iddia ediyor. Hatta bu kişi, Öktem’in “Ahmet ile ilgili kısmı silme” hamlesini gerçekleştirdiğini söylüyor. Karşı taraf ise bu silinen kısımları anlık ekran görüntüsü alarak delil dosyasına eklediğini öne sürüyor.
Bu mesajlaşmaların ve kayıtların, Öktem’in başka davalarda sessiz kalmasını engelleyecek nitelikte olduğu belirtiliyor. İlginç olan, bu dosya üzerine birkaç hafta sonra gizlilik kararı getirilmesi yönünde.
Serdar Öktem, Cinayetten Bağımsız Bir Davada da Yargılanıyordu
İddialara göre Öktem, Sinan Ateş cinayetiyle bağlantılı olmayan bir başka dava kapsamında da suskun kalmasına izin verilmeyecek düzeyde konuşma potansiyeli taşıyan kanıtlarla karşı karşıyaydı. Bu, kamuoyunda onun “zayıf halka” olarak görülmesine neden olmuş, çünkü Öktem’in ifadesi diğer sanıkların da konumunu etkileyebilirdi.
Gizlilik Kararının Zamanlaması Şüphe Yarattı
Bahsi geçen dava dosyasında, iddiaları doğrulayabilecek nitelikteki yazışma ve kayıtların gündeme gelmeye başlamasından kısa süre sonra gizlilik kararı ilan edildiği ifade ediliyor. Böylece belge ve içeriklerin kamuya ulaşmasının önüne geçilmek istendiği düşünülüyor.
Ardından kamuoyu, Öktem’in zamanlaması manidar ölümü üzerindeki şüpheleri çok daha güçlü biçimde konuşmaya başladı.
Öktem’in Ölümü: “Konuşamayan Tanık mı?”
6 Ekim 2025’te İstanbul’da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Serdar Öktem, artık ifade veremez durumda. Ancak iddialara göre, hem kendisi hem de telefonunda bulunan kayıtlar “ölmeden konuşmamış olanları” anlatma potansiyeli taşıyordu.
Öktem’in suç bağlantıları, telefon incelemeleri ve zamanlaması dikkat çekici olup, “ölümü bir susturma operasyonu mu?” sorusunu akıllara getiriyor
Ayşe Ateş’in aktardıklarıyla, cinayetin temel iddiası ilk günlerde kesinmiş izlenimi verse de zamanla olay, pek çok kara kutuyu barındıran bir hâle büründü. İddia edilen şantaj, silinmiş mesajlar, gizli deliller ve karartılan dosyalar, kamu vicdanında büyük bir soru işareti yarattı.
Yine de Ateş, şu inançta: ne kadar set çekilirse çekilsin, duvar örülse örülsün adalet bir yolunu bulur.