Neden kapatıldı, Bakanlık gerekçesi ne?
Deprem riski: Bakanlık, müze binasının güncel deprem yönetmeliklerine uygun olmadığını belirtti
Sergi alanının yetersizliği: Arkeolojik ve etnografik eserlerin sayısının artmasıyla mevcut depolama kapasitesinin yetmediği ifade edildi Cumhuriyet.
Yeni müze yapılacak mı?
Bakanlık, mevcut binanın yerine “2–2,5 milyar TL” bütçeye sahip yeni bir müze yapılacağını duyurdu.
Buna karşın, müzenin orijinal mimarları ve uzmanlar yeni binanın yerine mevcut yapıyı güçlendirmek gerektiğini söylüyorlar ve bunun “100 milyon TL’ye mümkün olduğu” görüşünde.
Vatandaş ve STK tepkisi
Şehir merkezinde sivil toplum örgütleri, akademisyenler, meslek odaları ve vatandaşlar müze önünde toplanarak eylem yaptı
Tepkiler arasında “restorasyon yerine yıkım” kararının hukuksuz olduğuna dair eleştiriler, yıkım kararının şeffaf yürütülmediği vurguları ve bunun “kültürel cinayet” olduğu tanımları öne çıktı.
Bakanlık yetkilileri ne diyor?
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Birol İnceciköz, 2020 tarihli bir deprem raporuna dayanarak Bakan Ersoy’un talimatıyla “2026 sonunda yeni müzenin tamamlanacağı” yönünde açıklama yaptı.
Bakanlık, eserlerin güvenli taşınması için ihale sürecinin başlatıldığını; ancak geçici sergileme ve taşınacak yerle ilgili henüz net bilgi paylaşmadı .
Tarih turizmine etkisi
Uzmanlara göre, mevcut müze hem mimari hem işlevsel değer taşıyor; kapatılması hem kent hafızasını zedeleyebilir hem de turistlerin müze deneyimini olumsuz etkileyebilir. Profesyonel rehberler uyarıyor: “Yeni yapı muhtemelen kasvetli betonarme bir bina olabilir… Antalya’nın en ulaşılabilir müzesi ortadan kalkıyor” Aydınlık.
Antalya Arkeoloji Müzesi’nin kapatılması deprem güvenliği ve alan yetersizliği bakımından gerekçelendiriliyor. Ancak uzmanlar 100 milyon TL’lik bir güçlendirme ile mevcut yapının korunabileceğini savunuyor. 2–2,5 milyarlık yeni proje karşısında yerel halk ve kültür uzmanlarından ciddi tepki geliyor. Taşınma süreci, eserlere nasıl sahip çıkılacağı ve yeni müzenin gerçekte ne zaman tamamlanacağı belirsizliğini koruyor. Kültür ve tarih turizmi açısından bu sürecin, talep ve ziyaretçi talebini olumsuz etkilemesi riski bulunuyor.





