Balıkesir Akademik Odalar Birliği, TBMM'de komisyondan geçen maden yasası değişikliğine karşı çıkarak, yasanın çevreyi, tarımı, hayvancılığı ve anayasal hakları tehdit ettiğini açıkladı. “Doğa meta değildir” vurgusuyla yapılan açıklamada, yasa teklifinin geri çekilmesi çağrısı yapıldı.
“Tarım ve Hayvancılığa Büyük Darbe Vurulacak”
Balıkesir Akademik Odalar Birliği (AKOB), Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülmekte olan Maden Yasası’ndaki değişikliklere karşı bir basın açıklaması yayımladı. Açıklamada, yasa teklifinin Balıkesir’in 246 bin 785 hektarlık tarım alanı ve 83 bin 50 hektarlık zeytinlik alanı başta olmak üzere çevre, iklim ve kırsal ekonomiyi tehdit edeceği belirtildi.
Açıklama, AKOB adına Ziraat Mühendisleri Odası Balıkesir Şube Başkanı Gaye Ergün Ersoy tarafından kamuoyuna duyuruldu.
“Anayasa ve Temel Yasalara Aykırı”
Ersoy’un okuduğu açıklamada, yasa teklifinin birçok temel hakka aykırı olduğu vurgulandı. Teklifin, Anayasa’nın 35. maddesi (mülkiyet hakkı), 44 ve 45. maddeleri (tarım ve hayvancılığın korunması), 56. maddesi (sağlıklı çevrede yaşama hakkı), 63. maddesi (kültürel ve doğal varlıkların korunması), 169. maddesi (ormanların korunması), 127. maddesi (yerel yönetim yetkileri) ve 2. maddesi (hukuk devleti ilkesi) ile açıkça çeliştiği ifade edildi.
Ayrıca teklifin, 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu, 4342 sayılı Mera Kanunu, 6831 sayılı Orman Kanunu, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu ve 3194 sayılı İmar Kanunu gibi birçok özel kanunla da doğrudan çeliştiği vurgulandı.
“Zeytinlikler, Meralar ve Ormanlar Sermayeye Açılıyor”
AKOB’un açıklamasında dikkat çeken başlıklar şunlar oldu:
-
Zeytinlikler Madene Açılıyor: Daha önce Danıştay tarafından iptal edilen düzenleme yasa hâline getiriliyor. 3573 sayılı yasa fiilen askıya alınıyor.
-
Meralar Enerji Projelerine Tahsis Ediliyor: Hayvancılık için yaşamsal öneme sahip meralar, RES, GES, HES ve JES projelerine tahsis edilerek kırsal ekonomi daraltılıyor.
-
Ormanlar ve Kamu Arazileri Sermayeye Açılıyor: Yatırımcılara orman alanlarında uzun vadeli, düşük bedelli kullanım hakkı veriliyor. Doğa koruma yükümlülükleri geri plana atılıyor.
-
Acele Kamulaştırma Yaygınlaşıyor: 2035’e kadar köylülerin toprakları, enerji projeleri için hızla kamulaştırılabilecek.
-
Kaçak Yatırımlara Af Getiriliyor: Ruhsatsız tesislerin yasallaşmasıyla hukuksuz yapılaşma ödüllendiriliyor.
-
MAPEG’e Olağanüstü Yetkiler Tanınıyor: Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, tüm kurumların önüne geçiyor.
-
Yeni Üst Kurul ile Bilimsel ve Yerel İrade Yok Sayılıyor: Cumhurbaşkanı Yardımcısı başkanlığındaki kurul, tüm engelleri aşan karar merci olacak.
-
Kişiye Özel Torba Düzenlemeler: Harita ve koordinatlarla belirli bölgelerde adrese teslim yasalar hazırlanıyor.
-
İklim Kriziyle Uyuşmazlık: Fosil yakıta dayalı projelerle Türkiye’nin uluslararası çevre taahhütleri yok sayılıyor.
“ÇED Süreci İşlevsiz Hale Geliyor”
Açıklamada, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerinin de etkisizleştirildiği belirtildi. Kurumlara verilen görüş sürelerinin kısaltılması ve cevap verilmemesi hâlinde “olumlu” kabul edilmesi uygulaması, yöre halkının itiraz hakkını ortadan kaldırıyor.
“Yasa Teklifi Geri Çekilmelidir”
AKOB adına yapılan açıklamada şu ifadelerle yasa teklifine karşı çıkıldı:
“Doğa meta değildir. Zeytinlik, mera ve orman yaşam alanıdır. Bilim insanları, meslek örgütleri, sendikalar ve halk karar süreçlerinden dışlanamaz. Kamusal kararlar kamu yararına, ekolojik dengeye ve sosyal adalete dayanmalıdır. Bu yasa yalnızca doğayı değil; geçimlik tarımı, kırsal ekonomiyi, halk sağlığını, bilimsel özerkliği ve toplumsal adaleti tehdit etmektedir.”
“Herkesi Bu Yasa Tasarısına Karşı Birlikte Ses Çıkarmaya Çağırıyoruz”
Açıklamanın sonunda, Balıkesir Akademik Odalar Birliği, tüm kamuoyuna çağrıda bulunarak şunları söyledi:
“Sağlıklı yaşamı ve sağlıklı çevreyi savunmak görevimizdir. Bu yıkım yasasına karşı birlikte ses çıkaralım!”